Lara Demirkan, Türk-Rus kökenli bir seri katil olarak babasının kanlı mirasını devralmak için intikam peşindedir. Hedefi, askeri subay Emre Yılmaz'dır. Aralarındaki tutku, Lara'nın karanlık geçmişiyle yüzleşmesine yol açarken, iki dünya arasında kal...
Lara Demirkan, yağmurun yoğun bir şekilde yağdığı bir akşamüstü, İstanbul'un karanlık sokaklarından birinde ilerliyordu. Şehrin kalabalığı, ona sadece bir gölge gibi görünüyordu; herkes kendi derdine düşmüş, birbirini umursamadan koşuşturuyordu. Oysa Lara, bu karmaşanın tam ortasında, sıradan bir genç kadın gibi değil, geçmişinin ağırlığıyla yürüyordu.
Babasının mirası, onu sürekli takip eden bir gölge gibiydi. 25 yaşında, zeki ve çekici bir kadın olmasına rağmen, içindeki boşluğu dolduracak bir şeyler arıyordu. Kendi içinde savaşıyor, karanlık tarafına ne zaman teslim olacağını merak ediyordu. Kendi geçmişini deşmek ve babasının izinden gitmek için doğru zamanın geldiğini hissediyordu.
Hedefi, askeri subay Emre Yılmaz'dı. 28 yaşındaki Emre, cesareti ve karizmasıyla çevresindekileri etkileyen bir adamdı. Yüksek rütbesiyle dikkat çekiyor, disiplini ve liderlik yetenekleriyle saygı görüyordu. Ancak Lara için bu, bir hedef olmaktan öte, duygusal bir karmaşa yaratan bir insanın ruhunu taşıyordu. Onu öldürmek için yaklaşmak, ikili bir savaşa girmesi demekti.
Lara, Emre'yi daha önce tanımadığı bir etkinlikte görebilmek için planlar yapmaya başladı. Bu buluşma, Emre'nin arkadaşlarıyla katıldığı bir silahlı kuvvetler tanıtım gününde gerçekleşecekti. Orada, ondan uzak durmak zorunda kalmak istemiyor, bir şekilde ona yaklaşmayı ve güvenini kazanmaya çalışıyordu.
Etkinlik gününde, giydiği koyu mavi elbisesiyle dikkatleri üzerine çekti. Gözleri, masum bir ifadeyle parlıyor ama içindeki ateş bir o kadar belirgindi. Emre, onunla karşılaştığında, gülümseyerek kendine çekmeye çalıştı. "Sizi daha önce görmemiştim, buraya katılmak için özel bir nedeniniz mi var?" diye sordu, samimiyetiyle.
Lara, gülümseyerek yanıtladı, "Sadece askerlik ve savunma hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorum. Her zaman ilgi duydum." Ancak içindeki karanlık, onu yutmak üzereydi. Emre ile daha fazla zaman geçirdikçe, onu öldürmek isteğiyle hisleri arasında gidip geliyordu.
Gün ilerledikçe, Emre ile sohbetleri derinleşmeye başladı. Gözlerinin içine baktığında, yalnızca onun karizması değil, aynı zamanda insanlığı da dikkatini çekiyordu. Ancak bir taraftan, babasının mirasını sürdürme isteği, onu bu duygulardan uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Kendini çelişkiler içinde buldu. Kendi ruhunu karanlığa sürüklememek için direndi. Ama Emre'nin her gülüşü, her şakası, onun içindeki canavarı uyandırıyordu. İkisi arasındaki çekim güçlenirken, Lara'nın amacı, yavaş yavaş bulanıklaşmaya başladı.
Etkinlik sona erdiğinde, Lara'nın aklında bir soru belirdi: "Bu intikam mı, yoksa bir aşka dönüşebilir mi?" Gece, kendini İstanbul'un karanlık sokaklarına bırakırken, Lara, kendi içindeki savaşı kazanıp kazanamayacağını bilemediği bir geleceğe adım atıyordu. Karanlık, onu bekliyordu ve her an daha da derinleşen bu ilişki, tehlikeli bir hale dönüşmeye hazırdı.
Kendi ruhunun çatışmasıyla baş başa kalan Lara, kaderinin tam ortasında duruyordu. Gözleri, bir yandan intikam, diğer yandan aşk ararken, hayatının en büyük kararını vermek üzereydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~Lara Demirkan
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
