Selamlar!
Her zamanki gibi, arayı açtığım için özür dilerim 🩶 Ama artık bana alıştınız sanırım 🥹Dizinin bölümü biteli yaklaşık bir saat oldu. Ve sekcün'e hâlâ çok sinir oluyorum. Ve Cüneyd'i gerçekten çok özledim 🥹
Sizin de onu özlediğinizi bildiğimden, taslağımda olan bir bölümü revize edip sizlerle paylaşıyorum.
Biraz kısa ama yapacak bir şey yok.. 🩶
Sizleri seviyorum. İyi okumalar.
-Bu bölüm Cüneyd ile Zeynep'in boşandıkları sahnenin sonrası üzerine kurgulanmıştır.
*
Ben.. Naim'den olma, Meryem'den doğma Zeynep." dedi Zeynep sesi titreyerek. "Seni bırakıyorum Cüneyd Efendi... Seni terk ediyorum."
Sertçe yutkundu Cüneyd. Zorlanarak kaldırdı başını, dik durdu. Dik durmak, güçlü olmak zorundaydı.
Zeynep için, Zeynep'ten vazgeçmek zorundaydı.
"Ben..." dedi Cüneyd. Saniyelik bir bakış attı babasına, sonra tekrar Zeynep'e döndü. "Vahit'ten olma, Gülayşe'den doğma Cüneyd. Seni bırakıyorum Zeynep."
Sesinden acısını belli etmemek için çabalıyordu Cüneyd. Acısını biraz olsun belli ederse, gayesini nihayete erdiremezdi zira.
"Allah yolunu açık etsin.." dedi aynı tonda. Ama, amin demedi. Hep dediğini, bu sefer demedi, diyemedi.
"Amin.." dedi Zeynep.
Genç kızın yaşlarla dolu gözlerine baktı Cüneyd. İçi paramparça oldu, kalbi acıdı. Ama belli etmedi.
Zeynep ise başını iyice eğmiş, elleriyle oynuyordu. Her stres olduğunda yaptığı gibi...
Sertçe yutkundu Cüneyd. Kalbi paramparça iken, güçlü durmak zordu. Kaldırdı başını tekrar. "Şehadet ediyor musunuz?" diye sordu babasına ve amcasına hitaben.
İki adam da aynı anda ellerini kalplerine koydular. "Şahidiz.."
Ve işte bitmişti her şey. Cüneyd Efendi, hayatına anlam katan güvercini hür bırakmıştı.
Zeynep son bir kez kaldırdı başını. Bakışlarını Cüneyd'in bakışları ile buluşturdu.
Kırgınlık dolu bakıyordu... Bakışlarında sitem de vardı içten içe. Kızıyordu belki de Cüneyd'e.
Cüneyd Zeynepe bakarken, dişlerini sıktı ağlamamak için. Güçlü kalmak, gitgide zor bir hale geliyordu.
Zeynep eğdi bakışlarını. Ardından hızla döndü arkasını. Titreyen elleri elbisesinin eteğini kavrarken hızlı adımlarla çıktı odadan.
Cüneyd, ise hiç olmadığı kadar acı çekiyordu. Pişman olmuştu... Pişmandı, aptallık ettiğini düşünüyordu.
İki adım attı hızla. Gidecekti, Zeynep'e gidecekti.
"Cüneyd'im.. Allah yolunu bahtını açık etsin." dedi Sadi Hüdayi ağır ağır.
Önüne bak, geleceğine bak, diyordu. Geçmiş yaşandı ve bitti, diyordu.
Dolu gözleriyle amcasına baktı Cüneyd. Bir şey söylemeden hızla çıktı kütüphanesinden.
Kütüphaneden çıktıktan sonra koşar adım tekkenin koridorlarında ilerlemeye başladı.
Af dilemek istiyordu ondan. Kalbini kırdığı, canını yaktığı için af dilemek istiyordu.
Koridorda biraz daha yürüdü, daha doğrusu koştu. Sonra, duvarın birine tutunmuş, ayakta durmaya çalışan Zeynep'i gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CünZey One Shots
FanfictionBu hikâyede, başka bir şekilde olsa nasıl olurdu dediğimiz CünZey anlarını göreceğiz..