MEHABALAR CANLARIMMMM. Biliyorum kalın veya italik olan yerleri düzelteceğimi söylemiştim ama ben şu anda bölümü zar zor yetiştirip attım. o yüzden biraz bekleyecekk. haftaya yeni bölümle görüşürüzz. bu arada bu bölüm toplam 36 sayfa ediyor canlarım.
NOT: Mesajlaşmalarda (_) ile başlayan mesajlar (siz) yani İzel'in mesajları, (-) ile başlayan mesajlar ise karşı tarafın mesajları.
...
"Bazı anları unutmak mümkün değildir. Ama tekrar yaşamak da mümkün değildir."
Bölüm 3
İzel kendisini bembeyaz duvarlarla çevrili bir odada bulunca çok telaşlanmıştı. Ağzında hava aleti vardı. Annesinin hastalandığında taktığı aletlerden. Neler oluyordu. Annesi neredeydi?
O telaşla etrafını incelerken odaya bir hemşire girdi. İzel'in değerlerine baktı. Sonra ağzındaki hava cihazını çıkardı. İzel ağzındaki alet çıkartılınca hemen "Annem nerede?" Diye sordu. Hemşire hanım "Şimdi anneanneniz gelip anlatacak küçük hanım." Diye cevapladı. İzel hemen çok sevindi. "Anneannem mi geldi?" Diye heyacanla konuştu. Annesi anneannesini çok severdi. Ama anneannesi uzaklarda yaşadığı için çok görüşemezlerdi. Görüştükleri zaman ise annesi daha mutlu olurdu. Annesi bu haberi duyunca çok sevinecekti. Kesin beraber akşama anneannesinin ve annesinin en sevdiği yemek olan kumpiri yaparlardı. İzel'inde en sevdiği yemek annesi ve anneannesi gibi kumpirdi.
"Annem anneannemin geldiğini duyunca çok sevinecek!" Dedi İzel. Bunu söylediğinde hemşire İzel'e acır gibi hüzünlü baktı. İzel kaşlarını çattı. Kendisine acınmasını hiç sevmezdi. Bu hemşireyide hiç sevmemişti.
Hemşire odadan çıkınca İzel heyecanla anneannesini beklemeye başladı. Beklerken parmalarını tek tek saydı. Parmağında çizgiler vardı. O çizgiler neydiki? Altında ortasında ve sonunda vardı. Tek tek onları incelemeye başladı.
Kapının açılma sesi gelince hemen kapıya baktı. Anneannesi ve teyzesi gelmişti. Dedesi yine her zamanki gibi yoktu. Çünkü dedesi annesini sevmezdi. Küslerdi.
Ama bir terslik vardı. İkisininde gözleri kırmızıydı. Ağlamışlar mıydı? Ağlamasınlardı. Eğer annesi onları böyle görürse sevinmezdi, üzülürdü. "Neden ağladınız teyze?" Diye sordu teyzesine. Ama teyzesi onu cevapsız bıraktı. Gözünden bir yaş daha düştü. Onun yerine anneannesi "Kuzum." dedi.
İzel hemen "Ağlamayın anneanne. Annem görürse üzülür." Dedi. Ama bu söz anneannesinin gözünden daha hızlı akmasına neden olmuştu. Neler oluyordu burada? Hemen İzel'e anlatılmalıydı.
Anneannesi lafı uzatmak istemedi. O yüzden hemen lafa girdi. "İzel, birtanem."
"Ne oldu anneanne? Anlatsana."
Anneannesi başını salladı. "Hani baban Allah bahçesindeydi ya birtanem." İzel başını salladı. Evet, babası ölmüştü. Artık küçük çocuk değildi. O yüzden ölümün ne demek olduğunu biliyordu. Allah yanına almıştı onu. Bir daha asla geri gelemezdi. Bir daha asla onu göremezdi.
Anneannesi derin bir nefes çekti içine. Sonra devam etti. "Annen babanı çok özlemiş birtanem. O yüzden babanım yanına gitti, Allah bahçesine." İzel'in kalbi kırıldı. Annesi gitmiş miydi? Bir daha onu göremeyecek miydi? Annesi ölmüş müydü?
"Annem öldümü?" Diye sordu. Kalbi acıyordu. Çok fazla acıyordu hemde. Bu sorusuyla ise teyzesi sesli ağlamaya başladı. Anneannesi ise kendini çok zor tuttu. Ona rağmen yaşları git gide hızlı akmaya başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSELİ KİMSESİZLER
Teen Fiction2. sınıfta, bir okul gezisinde oluşan trafik kazası sonucu annesini kaybeden bir grup çocuğun, gelecekte tekrar karşılaşınca bu olaya benzer olaylarla karşılaşıp, olayın üstüne düşmesini anlatır. "Eğer düştüğünde kalkmasını bilmezsen düşmeye devam e...