6. Bölüm

215 39 2
                                    


"Barış!"

Okan Hoca'nın sesi son derece sinirli ve tehditkar olsa da dördüncü yumruğunu da Kazım'ın yüzüne geçirmekten çekinmedi.

"Bir daha Yağmur hakkında böyle konuşursan kendini öldü bil."

Kazım kanayan burnunu ve dudağını tuttu acı içinde. Sonunda bir insan evladı Barış'ı üzerinden kaldırabilmişti.

"Seni ne ilgilendiriyor? Sanane Yağmur'dan. Kız, arkadaşım sayılır diyor, arkadaş bile değilsiniz."

Arkadaşım sayılır cümlesi fena halde koydu Barış'a. Ama neden sinirleniyordu ki? Aynısını daha önce Yağmur'a kendisi demişti, sinirlenmeye hakkı yoktu.

"Yağmur'a yaklaşmayacaksın."

Tekrar Kazım'ın üzerine yürüdüğünde bu sefer daha sert bir sesle kızdı Okan Hoca.

"Barış hemen benimle geliyorsun." Barış hatasının farkında küçük bir çocuk gibi peşine takılırken Kazım'a döndü Okan Hoca. "Sen de git şu ağzını yüzünü toplattır, mahvetmiş çocuğu."

Okan Hoca'nın odasına geldiklerinde Barış direkt kendini adamın masasının önündeki koltuğa bıraktı. Sinirden eli ayağı boşalmıştı resmen. Kazım'ı öldürse bile içi soğumayacaktı. Biraz sonra duyacaklarını da hiç mi hiç umursamıyordu.

"Sen kafayı mı yedin Barış? Az önce gördüklerim gerçek miydi? Bunu takım arkadaşına nasıl yaparsın?"

Gözleri yine alevden bir topa dönüştü. Öyle korkunç bakıyordu ki Okan Hoca onu şu an bıraksa yine Kazım'ın üzerine atlayacağından adı kadar emindi.

"Onu öldürmediğime dua etsin. Nasıl böyle bir şey diyebilir aklım almıyor!"

"Ne dedi de bu kadar sinirlendin, kız arkadaşına sarkıntılık mı etti?"

Adamın aklına başka bir şey gelmiyordu. Barış'ı ancak bunun bu kadar sinirlendirebileceğini düşündü.

"Hayır." Kestirip attı, ne dediği hakkında konuşmak istemiyordu.

"Ne dedi o zaman Barış? Seni çığrından çıkartan şey ne oldu?"

Öfkeyle bir soluk verdi. Yağmur'un adını artık tek bir erkeğin daha yanında ağzına almak istemiyordu, bu Okan Hoca olsa bile, Yağmur onun kızı yaşında olsa bile. Bugün çok acı bir gerçekle karşılaşmıştı Barış. Yağmur çok güzeldi ve bu sadece kendisi tarafından fark edilmiyordu. Tıpkı lisede oldukları zamanlar gibi çevresindeki her erkek tarafından beğeniliyor ve arzulanıyordu. Yıllarca onu senede bir defa gördüğünden bu gerçeği unutmuştu ama asla değişmemişti bu durum. Yalnızca bir aydır çevresinde olmasına rağmen şimdiden birçok erkeği etkisi altına almıştı. En çok üzüldüğü nokta ise kızın erkekleri etkilemek için bir şey yapmamasıydı. Yağmur'u tanıyordu. Kazım'a gayet mesafeli davrandığına da emindi. Ama kız o kadar güzeldi ki bekar olan bir erkeğin hayallerini süslemesi işten bile değildi.

"Yağmur hakkında konuştu."

Okan Hoca şaşkın gözlerler baktı. Yağmur'un kim olduğunu dahi unutmuştu.

"Yağmur kim?"

"Yeni fizyoterapist."

"O ne alaka Barış? Sanane elalemin kızı hakkında dediklerinden! Ağza alınmayacak kötü sözler mi sarf etti?"

"Öyle şeyler söyleseydi zaten ölmüştü şu anda." Dedi yeniden sinirlenerek. "Çok güzel olduğundan bahsetti."

"Ne var diyebilir. Bildiğim kadarıyla Yağmur da bekar bir kız, Kazım ondan hoşlanmıştır, beğenmiştir. Burada seni ilgilendiren ne?"

Ben Sana Hala AşığımWhere stories live. Discover now