İyi okumalar.
Arabayı evin önünde bıraktım güvenlik park etmek için yanıma geldiğinde elimle durdurdum. Kapıyı deli gibi çalıyordum. İzel açtığında onu ittirerek merdivenleri hızla çıkıp babamın odasına girdim. Odada yoktu. Çalışma odasının kapısını açtığımda İzel de telaşla merdivenleri çıkmıştı.
"Noluyor kızım bu ne telaş böyle?"
"Sen kes çeneni. Senin cezanı sonra kesicem."deyip kapıdan içeri girdim.
Babam burda da yoktu.
"Tamam kızım belli bir şeye sinirlenmişsin ama bir otur konuşalım. Baban da bahçede."
İzel'e cevap vermeden merdivenlerden inip bahçeye yöneldim. Babam telefonu ile ilgileniyordu. Kapı sesini duyunca ona doğru geldiğimi farketti."Kızım noluyor ne bu telaş?"
İzel de arkamdan gelmişti.
"Burdaki kimsenin bana kızım demeye hakkı yok. Baba benimle gel konuşmamız lazım. Diretme yoksa hiç nazik olmam."
Elimdeki silahı ona doğrultmuştum. Babamın rengi değşmişti ama bunu hiç umursamıyordum. Tek istediğim zamanında bu işi halledip Açelya'yı kurtarmaktı.
"Tamam sakin ol geç şuraya oturalım. Beni sinirlendirme." Dedi.
"Senin sinirlenmeni sikerim. Seninle konuşucaz geliyor musun gelmiyor musun?"
"Bu saygısızlığının bedelini ödeyeceksin." Diye kükremişti resmen.
Havaya bir el ateş attığında İzel orospusu çığlık atmaya başlamıştı.
"Yavrum ne içtin sen böyle sana bir şeyler olmuş. Gel bir sakinleş bak baban kaç yaşında adam kalbi var onun." Demişti.
"Kalbi mi varmış hadi ya." Dedim alayla.
"Onun kalbi falan yok." Tekrar babama dönüp devam ettim." Şimdi seninle arabaya binip gidiyoruz. Ben bir şey yapmayacam söz veriyorum. Ama sen de yapmayacaksın. Anlaşıldı mı?"
"Seni dinleyeceğim. Tamam gidelim nereye gideceksek ama sonrasında çok pişman olacaksın."
İzeli tekrar kapının önünden ittirerek arabaya yöneldim. Kapıdaki güvenliğe:
"Kafanızı bedeninizde görmek istiyorsanız Ayvaz Bey ne talimat verirse versin yapmayacaksınız. Maaşınızın on mislini vereceğim." Dedim.
Güvenlik heyecanlanarak "Anlaşıldı efendim." Demişti.
Babam da kapıdan çıkınca arabaya bindim. Elimdeki silahı belime yerleştirdiğimde o da arabaya binmişti.
"Silahını bırak." Dedim.
"Kızımla gidiyorum. Ne silahından bahsediyorsun sen." Demişti.
Üzerini aradığımda silah bulamamıştım. İlk defa dürüsttü. Yola çıktığımızda saate baktım. 14 dakika vardı. Çok uzak bir yer değildi daha da hızlandığımda babam bana anlamsız gözlerle bakıyordu ama hiç bir şey sormuyordu. Ben stresten geberirken konuma yaklaştığımızın sinyali veriliyordu.
Konum bittiğinde tabelalardan eski bir oyuncak bebek fabrikasına geldiğimizi anlamıştım. İndiğimde babamı da indirdim. İçeri girdiğimizde silahlarla kapıya dönük olan adamları görmemiz bir olmuştu. Babam neler olduğunu anlamaya çalıştığında hızlıca çorabına yerleştirdiği silahını çıkartmıştı.
Ve yine tebrikler baba sana asla güvenmeyeceğimi anlamış olmuştum.
"Ne arıyoruz burda beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun sen?" diye bağırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE GxG
General FictionZamanı gelmişti anonsu duyduğumda uçağa bindim. Kurtulduğumu sandığım o çukura acaba ne için dönüyordum. Gxg kurgudur. +18 ve küfürden rahatsız olana tavsiye etmiyorum.