Bu bölüm birazcıcık taehyung'u açıcaz
Hadi başlayalım:)Sabahın ilk ışıklarıyla beraber, rahatsız hissettiren kanepeden devrilerek uyandım.
Üzerimi değişirken kendime sıcak bir kahve yaptım. Aslında normalde kahve sevmezdim, ama insanlar değişe bilir
Bende değişmiştim ve değişmeye de devam ediyordum. Temiz kıyafetlerimi giydikten sonra kahvemi de alıp salona geçtim.
Sabah saat altı sularıydı
Hiç uyuyamadığımı saymazsak dün geceye göre daha iyi hissediyordum.Kore'ye dönmek mecburiyetim olmuş olsada, yaşadığım ülkeye geri dönme fikri
İçimde buruk bir his bırakıyordu.
Yıllar önce içindekilerle birlik terk etmiştim ülkemi. Üstelik terk edilmenin nasıl bir duygu olduğunu en iyi ben bilirken.......Bu kendimle verdiğim en büyük savaş gibi görünüyordu, belki de her zamankinden daha cesur olmalıydım. Benim için gerçektende zordu hemde tahmin ettiğinizden daha zor. Her karışını avucumun içi gibi bildiğim ülkem, bana yabancı hissettiriyordu son gidişimde böyle hissetmiştim.
Bu duyguyu sevmedim. Bu yüzden de o gün namjoon ve yoongiye düşünmem gerekiyor demiştim, aslında o an kafamda vermiştim cevabını asla geri dönmem demiştim kendi kendime.
Fakat şimdi saçma sapan bir olaydan dolayı
Yine oraya sığınıyorum.Yavaştan hazırlanıyordum hem zihinsel anlamda hemde gerçek anlamda
Jay'a veda etmeden gitmek istemiyorum ama vedalardan hiç hoşlanmam.
Bu yüzden not defterimden bir sayfa koparıp ona evime gittiğimi ve ordanda hava alanına gideceğimi yazdım.Biliyorum bana kızıyorsunuz ama bende böyleyim işte napa bilirim ki.........
Şimdi diyeceksiniz jayle bir daha görüşmiycek misin diye? Tabi ki de görüşücem ama dedim ya tam bir veda sayılmasa'da vedalardan hoşlanmıyorum.
Hızla yola çıktım, evime geldim odama çıkıp dolabımın içindeki büyük bavula ihtiyaçlarımı doldurmaya başladım.
Fazla bir şey yoktu sadece bir kaç kırıcı anı.....
Bu koca evi arkamda bırakacağım için üzülüyordum, ama sonrasında neler olacağını bilmediğim için şimdilik böyle kala bilirdi.Dünden kalma evimi biraz toparladım.
Mobilyalarımın üstünü beyaz çarşaflarla örttüm.
Buruk hissediyorum kendimi. Derin bir iç çektim ve kapanan kapının sesi kulaklarımda çınladı.
Arabamla hava alanına doğru yola çıktım.
Arabayı otoparka emanete bırakmayı düşünüyorum jay'in arabası yoktu bu yüzden burdaki işleri hallederken lazım olabileceğini düşündüm.Koreye dönsem bile hala bir şirketim ve sorumluluklarım vardı.
Bu yüzden elimden geldiğince jay'a yardımcı olmak istiyorum. Derin bir yolculuğa doğru ilk adımı atıyorum, bazı kayıpların olduğu, bazı kırıkların ve bazı kaybedilmiş dostlukların........Kendimi buna hazır hissetmiyorum.
Sonuçta bu dönüşüm mecburiyete bağlıydı
Ama yinede içimden bir ses artık bir şeylerin zamanı geldiğini söylüyordu.
Kendimle verdiğim en büyük savaştı bu
Kalbim, aklım, ve mantığım bir birileriyle çelişiyordu.
Kimi dinlesem öbürü küsüyor haklılığını yıllarla gösteriyordu.Olur olmadık yerlerde olur olmadık şeylerin aklıma düşmesi sonra kalbimin sızlanması
Ve yine sonra mantığımın beni yönlendirmesi, şuanda olduğum konuma gelmeme sebeb olmuştu.Her neyse çok fazla soru işareti bıraktığımı biliyorum bu yüzden gelin size
Biraz kendimden bahsedeyim
Evin tek çocuğuyum ben, annem ve babam ben küçükken ayrıldı.
Annemi küçüklüğümden beri görmem.
Babam baktı bana, babamla yaşadım hep
O çok otorite bir adamdı iş kolikti
Beni sevmediğini söyliyemem ama göstermezdi de sevgisini, babalar zaten hep böyledir. Göstermezler ama bazen tek bir kelime bile yeter sevildiğini hissetmek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRPİK SAYISI [ Taekook ]✓
Short StoryYöneliminden dolayı yaşadığı ülkeyi terk edip Yalnızlığa gömülmek isteyen bir adamın hikayesi :)