Seni almaya geldim

266 26 25
                                    

-Seni seviyorum. Şimdiden yapacaklarım için üzgünüm.Ama şunu bil ki..
Gencin yüzünden uzaklaşarak gözlerine baktı. Halsiz ve baygın gözlerle ona bakıyordu.
-Benim karşıma çıkman tamamen senin suçundu. .
Lafını bitirmesiyle Fırat'ın dudaklarına kapanmıştı. Yavaş ve ve nazik bir şekilde onu öperken gencin iğrenerek yüzünü buruşturduğunu hiss ede biliyordu. Az sonra eli uniformasına doğru gitti. Üzerindeki çelik yeleği belini kavrayarak çözdüğünde biraz sonra üzerinde sadece atleti kalmıştı gencin. Beyaz ve pürüssüz boynuna doğru eğildiğinde Fırat'ın kendine has olan parfüm kokusunu aldığında dudağı aldığı zevkle yukarıya kıvrıldı. Boynunda derin nefesler alırken burnunu boynuna sürtüyor diğer taraftdan sağ eliyle parmaklarını usulca gencin kumral saçlarında gezdiriyordu.
-Kokun..
Gözleri kapalı şekilde derin-derin nefeslenirken tekrardan konuştu:
-Baş döndürücü ve baştan çıkarıcı yüzbaşım..
Başını boynundan kaldırdı dilini ahenkle boynunda gezdirirken biraz sonra nazik bir şekilde boynuna öpücükler sıralamaya başlamıştı. Boynunu derince koklayarak öpüyor ara-sıra emip ısırıyordu. Bilerekten iz kalacak şekilde boynuna dişlerini geçiriyordu. Göğsünde hiss ettiği baskıyla başını kaldırarak  terden saçları ıslanarak alnına yapışmış
ve çatık kaşlarla kendisine bakan Fırat'la göz göze geldi.Kolundaki yarası kanıyordu. Ve az sonra aldığı ilacın və kolundaki acının tesiriyle bayılacağını biliyordu Akarca.Buna rağmen o  hala direnmeye çalışıyor, yumruk yaptığı eliyle halsizce onu üzerinden itmek için çabalıyordu.
-Ee yapacakların bu kadar mı?
-Şeref.. siz. Gebertece.. ğim seni
Kesik nefesler alarak konuştuğunda adam yavaşca elini gencin bacağına doğru götürdü:
-Kendini bırak artık. Sakinleş..
Bir eli bacağını okşarken yavaş-yavaş onu sakinleştirmeye çalışır gibi konuşuyordu:
-Rahatla.. Canın daha çok yanar yoksa. Sakinleş hadi..
Az sonra ise adam onu umursamadan üzerine doğru eğilerek elleriyle belini okşarken göğsüne öpücüklerini sıralamaya başladı. Eli gencin siyah uniformasının pantolonuna gittiğinde yavaşca aletini okşamaya başlamıştı. Tekrardan üzerine doğru eğilecekken duyduğu ateş sesleriyle hızla ondan uzaklaştı
-SİKTİR!
Yerde sedyeye bağlı olan gencin yanından kalkmış sandalyedeki telsizini almıştı
-Noluyor lan?!
-Başkan. Düşman askeri saldırdı! İzimizi sürmüş
-Kahretsin! Lan hani takip edilmiyorduk? Sikiceğim belanı bekle sen!
-B-ben öyle sanıyo..
-Sus lan! Kaç kişiler?Yüzbaşıyı çıkaracağım bizi koruyacaksınız!
-Mümkün değil başkan! En az 25 kişi varlar.Kaç kurtul!
Mağaraya açılan ateşle elindeki telsizi düştüğünde askerlerin oraya doğru yaklaştıklarını göre biliyordu.
Hızla yerinden haraket ederek arka çıkışa yaklaştı. Çıkmadan önce sedyede acıdan ve kan kaybından bayılmış gence baktı:
-Bu iş burada bitmedi!Ben işimi yarım bırakmam! Yine görüşeceğiz sevgilim!
Ordan kaçarak uzaklaştığında yaklaşık 5-6 dakika sonra askerler içeriye girmişti. Toprak baygın gördüğü Fırata yaklaştı. Gözüne ilk çarpan gencin kolundan akan kandı. Diğer yandan boynundaki izlerle kaşları çatılmıştı. Ama şimdi bunu sorgulamanın zamanı değildi. Bağırarak diğerlerine emir verdi:
-Hemen helikopter çağırın! Hastaneye yetişmemiz lazım!
×××××××××××××××××××××××××××××××××
Gözlerini hastane odasında açtığında ilk gördüğü şey kolundaki serum ve sargıydı. Bakışları odada gezindiğinde baş ucunda uyuya kalmış Toprağı gördü. Kaşları çatıldığında gözleri duvardaki saate ilişti.Gece 3-e geliyordu. Yavaşca yerinden kalkmaya çalıştığında kolundaki acıyla inledi
-Ahh
Toprak duyduğu sesle anında yerinde dikleştiğinde gözleri Fırata kaydı:
-K-komutanım durun! Ne yapıyorsunuz?
-Toprak neler oluyor?
-İyisiniz konutanım. Kurtardık sizi o piçin elinden. Çok kan kaybetmiştiniz. Bu sabah hasteneye getirdik.Ateşiniz de çok yüksekti. Kolunuza pansuman yapıldı. Ardından ateş düşürücü, bazı ilaçlar ve serum verildi. Bu yüzden halsiz olmanız normal.İlaçların etkisinden ara sıra halüsülasyon göre bilirsiniz. Ateşiniz hala var. Sürekli inip çıktı.
-O şerefsiz.. Yakalandı mı?
-Hayır komutanım. Biz geldiğimizde kaçmıştı
-Toprak o herif bana... Uyuşturucu verdi. Kanımda o verdiği zehir dolaşıyor
-Komutanım doktorunuz söyledi.Kanınızda uyuşturucu var. Ama dozu fazla olmadığı için kolaylıkla atlatacaksınız merak etmeyin
-O eşcinseldi.
-Bunu biliyorduk komutanım. Hatta ilk öğrenen ikimizdik
-Bana doku..
-Biliyorum.
-...
-Boynunuzda bazı izler vardı
Söylediklerinden utanırmış gibi başını eğdi.Fırat bu konu açıldığında Toprağın bakışlarındaki siniri göre bilmişti
-Geberteceğim o iti!
-Sakin olun komutanım. Dinlenin. O şerefsizin hakkından geleceğiz. İzninizle ateşinizi kontrol edeceğim
Fırat onayla kafasını salladığında Toprak oturduğu sandalyeden kalkarak ona doğru yaklaşmıştı. Elini alnına getirdiğinde Fırat bakışlarını pencereye çevirdi. Gördüğü sinirli yüzle kaşları çatıldı.Akarca pencerede durmuş sinirli yüz ifadesiyle onlara bakıyordu.
-Ateşiniz çıkmış yine. Ben doktorunuzu çağırıyorum
Fırat tekrardan pencereye baktığında bu sefer kimse yoktu. Galiba Toprak haklıydı. Halüsülasyon görmüştü.  Toprak odadan çıkmış az sonra yanındaki doktorla geri dönmüştü.Fırat başının döndüğünü hiss ediyordu.
-Fırat bey. Serumunuza sakinleştirici ve ateşdüşürücü yapacağım. Uykunuzun gelmesi normal
Az sonra Fırat gözlerini kaparken pencerede yine aynı kişiyi görmüştü. Ama bunu Toprağa söyleyemeden gözlerini kapamıştı..
1 hafta sonra
Özel görevden geri döndüklerinde herkes yorgundu.Çatışma uzun sürdüğü için sınırdışı görevden 3 gün sonra döne bilmişlerdi.
-Hadi tim dinlenin. Serbestsiniz!
-Emredersiniz komutanım!
Fırat kendi odasına gelip üzerini değiştiğinde çarşı iznini kullanarak dışarıdaki bir kaç ihtiyacını gidererek kendine bir şeyler almış ardından ilçedeki küçük evine giderek bazı eşyalarını almıştı. Odasında bir kaç eşyasını alırken kapının çalınmasıyla kaşlarını çatmıştı. "Kim gelmiş ola bilirdi ki? " Kapıya yaklaşıp açtığında kimse yoktu. Kapıyı kapatacakken yerde beyaz zarfda gördüğü CD ile kaşları çatılmıştı. CD alıp etrafa baktığında kimse yoktu. İçeriye girip bilgisayarın başına geçti. Az sonra ekranda gördüğü görüntülerle sinirden ellerini yumruk yapmış, dişlerini sıkıyordu. Bu o gündü. O herif kendisine dokunuyordu. Ekrandakilere bakmamak için yüzünü buruşturup gözlerini kaçırdı. Az sonra video sonlara yaklaşırken video kararmış ve ekranda kırmızı harflerle yazan o cümleleri görmüştü Fırat:
"Ben başladığım işi yarım bırakmam. Seni uzaktan izliyorum. Çünki seni almaya geldim.. "



YüzbaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin