4 BÖLÜM -Büyük değişiklik-

15 3 2
                                    

-TEKRAR-
" O gerçekten yaşıyo bakın doğruyu söylüyorum gözünden..." gözlerim karardığında sözüm yarıda kesilmişti. Sakinleştirici vurmuşlardı. Bana inanmalılardı. Onu kurtarmalıydım ama onu artık kurtaramazdım. Beni duymuyorlardı bile. İş işten geçtiğini anladım. Kendimi serbest bırakmamak için nekadar çabalasamda beceremiyordum. Sonunda pes ettim. Gözlerim kapanmış ve her ne kadar istemesemde kendimi uykunun kollarına bırakmıştım...

**************************
Ne kadar uyudum bilmiyorum ama uyandığımda bir odadaydım ve bu benim odam olmadığı kesindi. Başımı hafifçe kaldırdım ve bunun bir hastane odası olduğunu fark ettim. Odada kimse yoktu bu fırsattan istifade hemen kalkıp üzerimi giyindim ve yavaş adımlarla odadan çıktım tam kapıdan çıkmış ve seyhan annemin olduğu odaya gidiyordum ki bir ses duymamla olduğum yerde kaldım. Biu bir erkek sesiydi evet evet ve tanıdıktı da. Bana "nereye gitmeyi düşünüyorsun ufaklık" dedi. Yavaş yavaş sesin sahibine döndüğümde karşımda onu gördüm yani öğretmenimi özel öğretmenimi. Onu gördüğüm günün üstünden 1 hafta geçmişti. Ve ben hiç görmemiştim yine aynı öküzlüğüyle şuan karşımdaydı. Ben eminimki berbat haldeydim o ise çok çekiciydi o günki gibi ve sanırım bir sıkıntısı vardıkı uykusuzluktan gözleri şişmişti ama yinede yeşil gözlerini çok güzel gösteriyordu. Tam bir serseri tipliydi. Yani bakılınca öyle görünüyordu. Gerçekten bir serseri değildir heralde? Ona"şeyy...lavaboya gidicektim de"dedim ve tekrar biraz daha sesimi yükseltip"hemm s-sanane " dedim of hayır kekelemişmiydim ben kahretsin bi şeyide güzel yap be yağmur. Aynı ses tonunda hiç istifimi bozmadan "seni ne ilgilendirir nereye gidiyorsam gidiyorum bu seni hiç alakadar etmez"dedim kendimden emin bir sesle. Suratına alaycı bir gülümseme takınıp yavaş adımlarla bana doğru geldi bende takmıyormuş gibi davranarak yerimden kımıldamadım. Tam burnumun dibinde bitip "bende istemezdim ama kusura bakma ufaklık bana emanetsin şimdilik" dedi. Nefeslerimiz birbirine değiyordu bir ara gözlerim dudaklarına kaydı aman allahım o nasıl dudaklardır öyle tam öpülesi hıı! ne saçmalıyorum ben ya salakmısın yağmur o öküz hakkında niye böyle sapık şeyler düşünüyorsun kendine gel. Durumu farkedip yüzüne baktığımda oda benim dudaklarıma bakıyordu kalbim duracakmış gibi atıyordu. Olayı toparlarmışçasına bi iki adım geriledim ve "kusura bakma ama ben kendime dikkat edecek yaştayım seni bana emanet etmeleri hataydı"dedim aceleyle. Bana "cık cık cık çok ayıp insan hocasıyla böyle konuşurmu?"biraz daha sesini yükselterek " bana bak ufaklık sen çok oldun hadi yürü odana yat zıbar almıyım ayağımın altına ben bana emanetsin diyosam bana emanetsin okadar konu kapandı" dedi öyle sesli söylemiştiki herkes durmuş bize bakıyordu. Yanımayaklaşıp yavaşça nefesini yüzüme üfledi nefesinde mayhoş bir koku vardı insanı kendine bağlayacak türden ve kokusu off çok değişik hiç duymadığım enfes bir kokusu vardı tam dudaklarıma yaklaşmıştıki çenemi tuttu,kapadı ve " konuşmamdan bukadar etkileneceğini tahmin etmedim ağzın açık kaldı ufaklık" dedi. Tam ağzımı açmış tam bişey söyleyecekken bu sefer kulağıma eğilip sessizce " bence bir an önce odana git yoksa busefer olacaklardan sorumlu olmayabilirim" dedi ve nefesini bırakıp geri çekildi.
Bende söylediklerini es geçip bizi dikkatle izleyenlere bir bakış attım hepsi farkına varmış olacakki başka şeylerle ilgilenmeye başladılar bende aaz önce bana laf yetiştiren hocama yaklaşıp " söylediklerinin bir kelimesi dahi umurumda değil her kim seni benim başıma bıraktıysa hata yapmış ben senin bildiğin susan veya alttan alan korkak kızlardan değilim bilmiş ol hoca bozuntusu kendini bişey sanma beni etkileyeceğinide sanıyorsan yanılıyorsun bilmiş ol." dedim ve nefesimi kulaklarına verip geri çekildim onun taktiğini uygulayarak ve arkamı dönerek ilerledim arkamdan o nun suratının benim şaşırmış surat şeklime benzediğini hissedebiliyordum dediğim gibi hislerim kuvvetlidir arkamı dönüp baktığımda suratı bildiğim gibiydi sonra kendini toparlarcasına alaylı bir okadarda şaşkın sırıtmasını yerleştirdi suratına ben ona alayla bakıp önüme döndüm ve hızlı adımlarla koşarcasına yürümeye başladım arkamdan geldiğini hissedebiliyordum. Seyhan annemin odasına yetiştiğimde onu sedyeyle hılıca götürüyorlardı. Yanlarına koşarak gidip sedyenin üstüne kendimi attım ve "bırakın nereye götürüyorsunuz annemi " diye cırladım. Doktor beni farketmiş olacakki "allah kahretsin nerden çıktı bu size sahip çıkın demedimmi o odadan çıkarmayın demedimmi" diye bağırdı hemşirelere. Hemşirelerdem biri "kusura bakmayın doktor bey odadan çıktığını görmedik en son odada uyuyordu " dedi korkuyla doktor bir off çekip götürün odasına onu din-"
"Hayır biyere götürülmiycek o benim sorumluluğum altında ve ben izin verdim çıkabilir" dedi arkadan bir ses bu o olmalıydı ama bunları onun söylemesi imkansızdı çünkü az önce beni zorla odaya tıkmaya çalışan o değilmiydi? Bu çocuk kafamı çok karıştırıyordu. Yavaşca sedyenin üzerinden kalkıp ona döndüğümde beni izlediğini farkettim ve baya sinirliydi. " ama bora bey dinlenmesi lazım küçük hanımın " dedi doktor titrek bir sesle "itiraz istemiyorum evdede dinlenebilir ben ne diyorsam o olsun " dedi sert bir sesle adını yeni öğrendiğim hoca bozuntusu kendi gibi adıda sert birini andırıyordu anlamıda bu değilmiydi zaten? Bir off çektim iç sesime gerçekten saçmalamaya başlamıştım herneyse konuya gelelim arkamı döndüğümde seyhan annemin bulunduğu sedye ortalıkta yoktu. Hızla doktora dönüp " ona ne yaptınız nerde o " dedim endişeli bir sesle. Bana sakin olmamı söyleyerek beni bir odaya gitmemi söyledi bu sanırım onun bulunduğu odaydı evet seyhan annemin bulunduğu odaydı odadan içeri girip beklememi söyledi doktor biraz bekledikten sonra odadan çıkmıştı. Benim yanıma gelip " onu hayata kavuşturmaya çalıştık ama bitkisel hayatta şuan yaşayabilirde yaşamaya bilirde bu onun bedenine bağlı ama... " deyip sustu ve başını eğdi. Onun yanına gidip yakasından tuttum ve hıçkırıklarla "ama ne? " dedim ne ara ağladım onu bile hatırlamıyorum harfleri bastıra bastıra söylemiştim.
Doktorun söylediğiyle gözyaşlarım dahada akmaya başladı.
"Ama... Yaşaması olanaksız yani...-"
"Sus tamam yeter daha fazla dinlemek istemiyorum sus " diyerek susturdum ve duvardibine geçerek hıçkırıklarla sırtımı sürterek yere oturdum. Dizlerimi karnıma çektim ve yüzümü gömüp ağlamaya başladım. Şuan acınası bir durumdaydım biliyorum ama kendimi tutamıyordum buzamana kadar yaşadıklarım canımı çok yakmıştı ama direnmem gerekiyordu artık anladımki insanın hayatını değiştirmesi kendi ellerinde ve ben buna karar verdim kendi hayatımı değiştirmeye...
********************

Yazardan;

Size çok saçma gelebilir arkadaşlar ama gercektende insanin elinde hayatini degistirmesi. Bundan sonra gercekten yagmur degisicek farkedemiyceksinz bile :) yazar guluşu
Neyse bolddum ama kusura bakmayin gercekleri soyluyorum hadi bay sizi seviyor azar tabi begenirseniz:) (saka saka ) ama begenin yinede optum.
******************
1Ay sonra

"Anka ne yapalım bu çocuğu?"

"Bana bırakın kaybolun melih"

"Ama abi-"

"Aması maması yok melih terk edin burayi hemen "

"Ama ab...-"

"Melihhh" dedim dişlerimi sıkarak.

"Tamam abicim gidiyoruz. Ne kızıyosun ne dedimki şimdi? " deyip çocuklara kaş göz hareketi yaparak uzaklaştılar.
Tabi bende fırsattan ifade annemi olduren adamın yardimcısını sorgulamaya koyuldum o nerde o katil nerde onu aradım ve onun hakkında bir sürü şey öğrendim ama pek bulmuş sayılmam her nereye hangi cehenneme gittiyse onu bulucaktım adamının başına geçip alayla ona baktım o beni yeni görmüş olacakki kafasını kaldırıp sırıttı ve " neo hala birşey yapmadın " alayla bakıp "beni korkutacağını zannediyorsan yanılıyorsun " dedi.

Ona karşılık suratına bir iki yumruk geçirip" sizin yüzünüzden lan sizin yüzünüzden öldü o kadın " dedim kuvvetimi verip daha fazla yumruklayarak bana bakıp istifini bozmadan " hiç korkutucu değildi inan" dedi karşımdaki çocuk "eeeehhhhhh yetr be yeter şimdi o ş*******-yerini söylemezsen seni doğduğuna pişman ederim" deyip karın boşluğuna tekmelerimi sıraladım zaten adamı benzetmiştim söylemediği sürece tekrar tekrar benzeticektim. Ben tekmelerimi sıralamaya devam ederken kısık bir sesle " ta-mam d-dur s-öy-liy-c-em" dedi buaahaline biraz acısamda kendime kızdım onlar annemi öldürürken acımamışlardı ben niye acıyıcaktımki hırsımı tam alamamıştım ama yinede kendimi durdurdum yerini söylemesi için çünkü eyer biraz daha devam edersem yerini öğrenemiycektim. Bu sefer adamı öldürdüğüm için hemde. Yavaşça başımı arkaya yatırıp boynumu ovaladım ve " başla " dedim tıslayarak.

"O......"

_________________

Telefonumun çalmasıyla elime alıp bi iki saniye erana baktıktan sonra açıp kulağıma götürdüm ve " söyle" dedim seslice

- abi nerdesin adamı bulduk getirelimmi

- bide soruyomusun lan hemen bizim mekana getirin.

- tamam abi. Anka baksana bişey diycem

- nevar melih nevar ?

- ya benim bi kaç bişey almam lazım adamlarla göndersem bi işim vardı da
- ne işin var melih ?

- ya biraz sevgilimle takılıcam işte anlarsın.

- ya bigit melih ne halin varsa gör. Dediğimde dediğime pişman oldum
Kulağımı dolduran tiz bir çığlıkla telefonu suratına kapadım.

Bu artık benim hayatımdı hayatımda ne mutluluk ne aşk nede huzur diye bişey vardı artık ben kendi halinde takılan tek başına kendini koruyamayan o zavallı kız değildim ben artık 'anka' ydım ben yağmur değildim o eski çocuğu kalbimin en derinliklerine hapsetmiştim istesemde çıkamazdı o artık öldü yerini avlanılamayan bir ankaya bıraktı...
_________________________

İnşallah bu bölüm beğenilir tahmin ettiğimden daha uzun oldu ama olsun siz beğeninde ben daha uzun yazarım. sizi seven yazarınız❤... Bu bölüm en iyi arkadaşlarım olan damla ve özge' ye itafendi...

ZÜMRÜDÜ ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin