"Ben Ecem,"
"Muhabir'im."
"Ben Ecem,"
"Güzel'im."
"Ben Ecem,"
"Geç kalıp arkadaşlarımı deli etmeyi çok severim."
Bunu söylemesiyle hepimiz birden gülerken dil çıkarıp kahvemden bir yudum daha aldım ve "işim vardı alt tarafı Simge ya." Diye mızmızlandım.
Simge ise anlat canım anlat, der gibi bana baktı. Sanırım son zamanlarda sürekli böyle diyip unuttuğum buluşmalar yüzünden biraz yanlış tanınmaya başlamıştım.
"Yine ne işin vardı acaba?" Diye sordu arkasına yaslanıp eline bardağını alarak.
Çantamdan çıkardığım pembe dosyayı masanın üzerine bırakıp ayağa kalktım ve üzerimde ki ceketi köşeye atarak sıkı sıkıya bağladığım saçlarımı çözdüm. Genelde dışarda çok buluşmazdık Ankara'nın sağı solu belli olmuyordu çünkü. Hepimiz yakın otururduk zaten burası da biriciğim Balım'ın eviydi. Ona dönüp "ben bir lavaboya gitsem?" Diyince başını salladı.
Diğerleri de sanki oyuncakmış gibi ellerinde ki dosyayı okuyorlardı. Balım da benle gelip temiz havlu koydu. Hızlıca bir tuvalete gidip ellerimi yıkayarak geri yanlarına döndüm.
Bu sırada ise okudukları şeyleri yeni bitirmiş olacaklar ki Yeliz Instagram'da bulduğu Sercan Başkurt'un fotoğraflarından birini bana gösterip "bu adam ne alaka ya? Hemde maşallah taş gibi." Diyip eliyle tahta masaya vurdu.
Simge ise her zaman ki şerefsiz haliyle "sende muhabirlik ayağına varya ne kadar yakışıklı varsa.." diyip sustu.
Balım "bu adamla röportaj mı yapcaksın. Ama mafya neden senle konuşup pot kırsın ki?" Diyince başımı sallayıp yerime oturdum.
"Sussanız anlatıcam ama," diyince hemen hepsi sustu Simge ise ağzına yalancı bir fermuar çekip eliyle beni gösterdi.
"Bu yeni yazımın konusu bir mafyanın hayatı." Diyerek ellerimi iki yana açıp sanki manşet çakmış gibi şıklattım.
Balım "sen delirmişsin kızım. Adam öğrenirse ne olur düşündün mü hiç!?"
Başımı iki yana sallayarak "asıl konu da bu zaten yakalanmadan birkaç ayda halledicem ve yüz binlerce okunma alıcam."
Yeliz dehşet dolu bir ifadeyle "sen manyak mısın saçmalama istersen! Adamlar seni paramparça ederler."
Simge de devam ettirdi "ajan mısın sen de aralarına sızabileceksin!?"
Yüzlerinde korku ve endişe dolu bir ifade vardı. Haksız da sayılmazlardı. "Ama bu hayallerime kavuşup kendi yayın evimi açmak için büyük bir fırsat. Müdür dedi en güzel yazı dizisini hazırlayana beş yüz bin lira ödül ve yeni bir konum. Yazı ekibine katılabilicem artık sadece müdürlerin getir götürünü yapan bir asistan olmayacağım."
Balım ellerimi tutarak orta sehpanın üzerine oturdu ve tam karşımda gözlerime bakarak konuştu "canım biliyoruz bu senin hayallerine bir adım daha yaklaşman için büyük bir fırsat ama korkuyoruz ya sana bir şey olursa."
Yeliz ve Simge de ellerini omuzlarıma koydu "evet canım ne bileyim başka bir yazı dizisi yazarız magazinsel şeyler de çok okunuyor diyordun ya sen hem. Şu sürekli futbolcuların, şarkıcıların gittiği yerlere gideriz. Yeni dönem de yeni sevgilileri filan diye bir şeyler yazarız."
Başımı iki yana sallayıp "bunun bana bir başarı getirmesi imkansız. Hem bakın görüceksiniz ne kadar başarılı bir yazar olacağım."
Simge bir polisti az çok bu tarz konuları bildiğinden daha temkinli ve sinirliydi. Ayağa kalkarak "ben gidiyorum madem destek değilsiniz köstek de olmayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ
RomanceEcem&Sercan Ecem dergide yerini sağlamlaştırmak için mafyaları konu alan bir yazı dizisi yazmaya başlar. Bunun için ise İstanbul'a gider ve yer altı mafyası olduğu iddia edilen Sercan'ın yanında hizmetçi kılığında çalışmaya başlar. Acaba ilgi çekic...