DRAGON(NaLu)

Bölüm 2

***Hatırlatma***

'' Bu arada ben hiç istemeyerekte olsa evleneceğin kişi Natsu. Natsu Dragneel.''

*************

Derin bir iç çektim. İşte başlıyoruz diye geçirdim içimden. 

'' Bende Lucy Heartfilia. ''

Uzattığı elini sıktım sonra. Dıştan arkadaş canlısı, sevecen birisi gibi görünse de gözlerinin içine bakınca bana olan tiksinç ve nefret dolu bakışları görülüyordu. Elim bıraktıktan yürümeye başladı tabi bende onun arkasından. 

Ormanın içine girdikçe daha ürkünç olur sanıyordum ama daha da güzelleşiyordu. Bir anda durunca ona çarpmak zorunda kaldım. Sırtı çok sertti. Ah, sanırım burnum kırıldı. Elimle burnumu kontrol edip kırılmadığına kanaat getirdikten sonra ona baktım.

Olduğu yerde durmuş önümüzdeki kocaman kapıya bakıyordu. Ona doğru bakıp ne duruyorsun hadisene bakışımı attım. Oda tamam, bekle biraz bakışı attı. Nasıl anladığımı bende bilmiyorum, sormayın. Ona uyarak birazcık (!) bekledim . Yani kim yarım saat olduğu yerde durur ki !!

En sonunda hareketlenmeye başlayınca bende onunla beraber hareketlenmeye başladım.  Ayaklarım yerden kesilince küçük çaplı bir çığlık attım. Natsu ' ya bakınca bana kaşlarını çatmış bir şekilde baktığını gördüm. Arkasında sürekli ileri geri hareket eden ( Y. N : Fesat anlamayın dfghkjhjgfdghj ) şey dikkatimi çekince bu seferde oraya bakmaya çalıştım. Arkaya doğru bakmaya çalıştığım için başımı omzuna yaslamak zorunda kalmıştım.

Omzu da sırtı gibi sertti. Ve... Kokusu, kokusu çok güzeldi. Erkeksi bir kokusu vardı. Neyse, neyse hiç etkilenmedim. 

Kanatlarına bakmaya çalıştım. Evet çalıştım. Çünkü kanatlarını çırpmasıyla oluşan rüzgar saçlarımı önüme getiriyordu. Tek elimi boynundan çektim ve gözümün önüne gelen saçları elimle ittirdim. Fakat saçımı düzelttiğimde aşağı inmiştik bile. Kanatları da kaybolmuştu.

Oflayarak kucağından indim. Etrafa bakınmaya başladım. Ben her tarafı aktif yanardağlarla çevrili yerlerde kızgın taşlarla dolu bir yer bekliyordum ama burası resmen cennetti ( Y. N: Burası ejderiya adası velkam tu cennet lkhfjskdjfg) 

Tanıdık kısa mavi saçlar gördüğümde olduğum yerde durdum. Şaşkınlıktan hareket edemiyordum. En sonunda hareket edebileceğimi anladığımda o tarafa doğru koşmaya başladım. 

'' Levy-chan!! ''

Onu benim olduğum tarafa döndürmeyi başardığımda oda bana doğru koşmaya başladı. ( Y. N: Mübarek ayrı kalmış sevgililer tekrardan buluşuyor. sshhgdyusj )

'' Lu-chan!!''

Birbirmize  sarıldık. Onu en son 12 yaşımda görmüştüm. Bana onunda zorla bir ejderle evleneceğinden  bahsetmemişti. Belki de bilmiyordu zorla evleneceğini. 

'' Lu-chan fazla sıkıyorsun.''

'' Gomen-nesai Levy-chan seni uzun zamandır göremeyince bir anda heyecan yaptım. ''

O sırada yanımıza 2 tanede daha kız gelmişti. Birinin Levy-chan gibi mavi saçları vardı. Diğeri ise kızıl saçlıydı ve zırh giymişti. Levy-chan ' la ayağa kalktık. Levy-chan beni kızlarla tanıştırmaya başladı.

'' Benim gibi mavi saçları olan kızın adı Juvia Loxer . Juvia , bu kızda benim çocukluk arkadaşım Lu-chan.''

Sıcacık bir gülümsemeyle Juvia ' ya elimi uzattım. Oda aynı şekilde elini uzatarak elimi sıktı.