****Yazar****
Küçük Lucy'nin anne ve babası yine kavga ediyorlardı.Bu sefer niye kavga ettiklerini çözememişti Lucy. Babası annesine bağrıyordu sürekli. Annesi ise göz yaşları içinde itiraz ediyordu kocasına. Lucy'nin onları kapının eşiğinden izledeğinin farkında bile değillerdi. Babası sabrının sonuna geldiğinin farkındaydı. En sonunda dayanamadı ve eşine bir tokat attı. Sonra ise sesini gereğinden fazla yükselterek bağırmaya başladı:
''Yeter artık , Layla!! Diğer ülkelerin de yapacağı gibi 18 yaşına gelince Ejderha Kralı'nın 4 (Y.N: Gray,Gajeel,Gerard,Natsu. Gerçi siz kim olduklarını bulmuşsunuzdurda neyse ghjggjhöj) oğlundan biriyle evlendireceğiz işte o kadar! Daha itiraz istemiyorum...''
Lucy ' nin babası hızlı adımlarla kapıya doğru yürümeye başladı. Lucy de tabi odasına doğru koşmaya başladı. Göz yaşları hızla yanaklarından aşığı süzülüyordu. Evlenmek sorun değildi onun için. Barışsever bir yapısı vardı. Barış ve huzur isteyen halkı için her şeyi yapardı. Üzülmesinin sebebi anne ve babasının kavga etmesiydi. Üstelik babası onun gözünün önünde annesine tokat atmıştı. Lucy'nin orda olduğunu bilmeden...
Odasının önüne gelince yavaş (!) bir şekilde kapıyı açtı ve yine aynı yavaşlıkta(!) kapıyı kapattı. Elinden geldiğince hızlı olmaya çalışarak pjamalarını giydi. Yine aynı hızla yatağa girip uyumaya çalıştı. Biliyordu annesi ona bu gün masal anlatmayacaktı.Ağlamaktan sesi kısılmıştı annesinin. Birde yanağında ki el izi vardı...
Bunları düşünmemeye çalışarak annesinin dün anlattığı masalı aklına getirmeye çalıştı. Şansa bakın ki annesinin dün anlattığı masalın içinde ejderhalar vardı. Sakarya Krallığında ki (Y.N: Laned olsun çok iyi bir krallık ismi düşündüm ssjsjsjsj) güzel prenses bir ejderha tarafından kaçırılıyordu. Ejderhanın prensesi kaçırma sebebi ise ona aşık olmasıydı. Prenses ilk başlarda ejderhadan nefret ediyordu ama sonra yavaş yavaş ona aşık olmaya başlamıştı. Hatta masalın sonunda çocukları bile olmuştu...
''Belki.belki...O ejderha ve ben birbirimize aşık olursak çocuklarımızın adını Nashi ve Fiyu koymak isterim...'' diye mırıldandı. Sonra ona kollarını açan uykuya teslim etti kendini.
****8 yıl sonra****
****Lucy'den****
Sabah kurduğum alarmla gözlerimi açtım. Normalde alarmdan önce yeni yeni ortaya çıkan güneş ışıklarıyla gözlerimi açardım ama bu gün büyük gün. Şu savaşın bitmesi için ejderhaların yanına gidip kralın seçeceği oğluyla evleneceğim. Ve, evet hemen bu gün evleneceğiz. İnşallah orda başka kızlarda vardır.Ah doğru 4 kız 4 erkek olacaktık değil mi? Yani buda demek oluyorki benden başka 3 kız daha var. (Y.N: Lucy... Tebrik ederim kanka çok zekisin T_T) En azından tek başıma acı çekmeyeceğim.
Hemen yatağımın altından bir bavul çıkararak bütün her şeyimi ona tıktım. En son olarak dün seçtiğim elbiseyi ve ayakkabıyı giydikten sonra saçımı toplayıp aşağıya indim. Kahvaltı sofrasına oturdum indiğim gibi. Kahvaltı yaparken ne annemden ne de babamdan çıt çıkmıştı. Sonunda dayanamadım ve ağzıma bir şeyler tıkayarak kalktım. Ağzımda kilerden dolayı belli belirsiz çıkan sesimle görüşürüz dedikten sonra tekrar odama çıktım. Bavulumu alıp tekrar aşağı indim.
Kapının önüne geldiğimde durdum. Arkama yani evime son kez baktım. Önüme dönüp kapıyı açtım. Beni bekleyen arabaya bindim. Son olarak adama sürmesi gerektiğini anlaması için tahtaya birkaç kez vurdum. Araba hareket etmeye başladığı gibi şu ana kadar neler yaşadığımı düşünmeye başladım.( Y.N: Yaşadıklarını yazmaya üşendim siz hayal kurun bir şeyler. ghghghghgh)
Yolculuğun uzun süreceği kesindi. Hava kararmaya başlamıştı ama biz hala varmamıştık. Artık sıkılmaya başlamıştım. Biranda kafam tavana çarpınca ne olduğunu şaşırmıştım. Bir yandan kafamı tutuyor bir yandan da etrafıma ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ben bunları anlamaya çalışırken araba durdu. Şimdi şaşkınlığım iki katına çıkmıştı.
Adam yavaş hareketlerle bana doğru döndü. (Y. N : Burayı yavaş okuyun. Ayrıca yaşlı sesi falanda hayal edin.)
''Üzgünüm leydim. Yolculuğunuz buraya kadar. Ben buradan ilerisine geçemeyeceğim.''
N-ne dedi bu adam şimdi. Gecenin bu saatinde ormanda kurtlara yem olmamı falan mı istiyor?
'' N-nasıl yani ? B-beni b-bu koskoca ormanda yalnız b-başıma mı bırakacaksınız?! ''
'' Ah yanlış anladınız leydim. Siz burada eşinizi bekliyeceksiniz , oda gelip sizi alacak.'' (Y. N : Salonda sizi bırakacak leydim sjsjsjsjsjsj .Bunu yapmasam olmazdı. )
'' Ah rahatladım. Biran beni burada bir başıma bırakacaksınız san-DUR BİR DAKİKA YA O '' EŞİM '' DENEN EJDER GELMEZSE BİR BAŞIMA KALIRIM!!''
'' Merak etmeyin leydim. Kral ejderhanın gözleri her zaman oğullarının üstündedir.''
Derin nefes aldım ve verdim. Bu sefer cidden rahatlamıştım. Bavulumu elime alıp tam kapıdan çıkacakken onu gördüm. Keskin bakışlıydı. Pembe saçları vardı. Vücudu yapılıydı. Kasları vardı. Zümrüt yeşili gözleri vardı. Açıkçası etkilenmiştim. Fakat en çok dikkatimi çeken ejderhadan çok insan gibi görünüyordu.
'' Hey!! Sen ejderha mısın çünkü insana benziyorsun da? ''
Bu sözüm üzerine kahkaha atmaya başlamıştı. Kahkaha atması bittiğinde ise bana cevap verdi:
'' Evet ben bir ejderhayım . Sadece kral ejderha tam ejder şekline bürünebildiği için şu an insan gibi gözüküyor olabilirim ama ejdere dönüştüğüm zaman yarı insan yarı ejder oluyorum.'' Biraz duraksadı.
'' Bu arada ben hiç istemeyerekte olsa evleneceğin kişi Natsu. Natsu Dragneel''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAGON(NaLu)
RandomHeartfilea Krallığı ve Ejderhalar arasında olan iç savaş... Yaklaşık olarak 500 yıldır devam ediyor.Bu savaşı durdurmanı tek yolu Heartfilea Krallığı'nın biricik prensesi Lucy ile Ejderhaların Kralının oğlu Natsu'nun evlenmesi. Ama birbirlerinden öl...