eflinden zorbalik gordum.
ೀ
"kanka çocuk buluşalım mı dedi ne yazacağım!" diyerek salak salak bize bu konuda fikir danışan taehyung'a mal mısın der gibi baktım.
wonyoung hemen, "olur de ne diyeceksin başka mal." demişti. haklıydı.
"tamam!" demiş ve hemen ellerini klavyenin üzerinde oynatmaya başlamıştı taehyung.
taehyung, koltukta zıplayarak "ŞİMDİ BULUŞALIM UYGUNSA SANA DA DEDİ HEMEN KABUL EDİYORUM." diye bağırmıştı. "ben gidiyorum hazırlanacağım kaşarlar. gelince date'imizi dinlersiniz." demiş ve yanımızdan ayrılmıştı.
-
taehyung'tan;
hemen odama çıkıp, üzerime sade ama şık parçalar giydim. ne de olsa JEONGGUK'TU BULUŞACAĞIM KİŞİ. oldukça heyecanlıydım. aylardır bu anı beklemekten çürümüştüm resmen. benden daha mutlusunu bulamazdınız şuanda. ya jeongguk resmen JEONGGUK.
telefondan gelen bildirimle hemen telefona baktım, kesin jeongguk'tu yazan.
'taehyung, hazır mısın ben hazırım, konum at seni almaya geleyim.' yazıyordu mesajda.
hemen oyalanmadan konum attım ve aynadan yüzüme baktım. çoğu zaman çirkin olduğumu hissederdim ama şuan gerçekten güzel hissediyordum. hızlıca saçımı düzeltip, dudağıma hafif renk veren bir lip balm sürdüm ve odadan çıktım.
salona gidip, "ben gidiyorum ballarım! kendinize iyi bakın!" dedikten sonra evden çıkıp ayakkabılarımı giymiştim. tam o sırada da telefonuma bildirim gelmişti.
mesajda geldim yazıyordu. heyecanım kat ve kat artarken merdivenleri kullanmayı tercih ettim, asansörden korkuyordum.
yavaş yavaş iniyordum, titremekten düşebilirdim yoksa.
sonunda, aşağıya indiğimde, arabayı açmıştı benim için. yeji haklıydı ben de hemen aklımdan +1 puan vermiştim. "hoş geldiniz yakışıklı beyefendi." diyerek laf arasında iltifatı ettiğinde karnımdaki kelebekler durmuyordu yerinde.
"teşekkür ederiim. sen de harika görünüyorsun itiraf etmeliyim ki." demiştim hemen. cümleyi tepetaklak söylemiş olsam bile anladığını umuyordum. hemen gülümsemişti, "teşekkür ederim canım, senden iyi olamam." diyerek karşılık vermişti. tanrım, ölecektim.
"hahaha, saçmalama jeongguk." derken ben saçmalamıştım.
o da gülümsemişti sadece. "ee, nereye götürüyorsun beni ilk date'imiz için?" diye ağzımdan kelimeler dökülüvermişti. bugün yürek yemiş gibi bi halim vardı. "orası sürpriz olsun. ama çok seveceğin bi yer, haberin olsun." demişti.
seveceğim bir şey, seveceğim bir şey...
düşünmüştüm ama şuan jeongguk dışı bir şey gelmiyordu ki aklıma. bence beni kendi resimleriyle dolu bi odaya götürüp orada sikecekti.
mükemmel bi date planı.
sonunda geldiğimizde, çok heyecanlıydım. jeongguk gözlerimi kapatmış elimden tutarak beni ilerletiyordu.