5-Asansör ☼

47 0 0
                                    


...

Ben esmer güzelini süzerken o da benim kim olduğumu düşünüyordu herhalde. Çünkü bu bakışlar öyle normal bakışa benzemiyordu. Gözlerimi ondan kaçırıp Semir'e doğru kafamı çevirdim. Çokta samimi olmayan sevimli gülümsememle "Semir kız arkadaşınla beni tanıştırmayacak mısın" dedim. Evet belki de kiz arkadaşı olabilirdi ve ben kahrımda ölebilirdim. Semir tam ağzını açacakti ki esmer güzeli konuşmaya başladı.

"Ah tatlım kendimi tanıtmayalıyım değil mi sana. Pardon gerçekten bi an Semir'i görünce aklım karisti. Kusuruma bakma lutfen. Ben Ayça Şentürk. Belki duymuşsundur." Dedi ve sinsi bir gulumsemeyle gozlerini devirdi. Bana laf sokmuş gibi hissettim ve altta kalirmiyim kalmadim.
"Ahh pardon ama seni tanimam mi gerekiyor. Kusura bakma lutfen. Adini ilk defa duyuyorum. Ben Berra." Dedim ve Ayça hanım gozlerime bön bön bakakaldı. Tam olarak laf sokamasamda ciddi bir sekilde konusmustum ama degil mi? Semir birden bikkin bir sekilde bana donerek "Berra artik oturalim mi" dedi ve cocuga gercekten hak vermistim. Tam on dakikadir bizim konusmalarimiza misafir oluyordu ve bu durumdan gercekten rahatsiz olmustu. Hicbir sey demeden bos masalardan birine oturduk.

...

Burası gerçekten güzel bir mekandi. Genel olarak mavi tonlarıyla dizayn edilmiş bir kafeydi ve ben maviyi severdim. Ben dalmış gözlerle etrafı incelerken Semir bana seslendi. "Dünyadan Berra'ya Dunyadan Berra'ya... senin o aklın nerelerde yine?"
"Burdayım Semir. Sadece dalmışım."
"Hayır hayır bir sey olmuş sana. Seni kısa süredir tanıyorum ama biraz çözmüs gibiyim seni. Ne oldu söyle bana."
"Gerçekten bir şey yok. Hem sen bana içicek bir şey neden ısmarlamıyorsun. Çok kötü bir partnersin gerçekten."
Dedim ve gerçekten olmayan gülümsememle güldüm. Evet bir şey vardı. Ben o Ayça denen kıza kafayı takmıştım.

...
Semir bu dediğimi ciddiye almıs olmaliydi ki bana içecek almak için ayaklanmısti.
"Berra hanım kusura bakmayın size iyi bir partner olamadığım için beni affedin lütfen. Size nasıl bir şeyler ısmarlarsam beni affetmiştir olursunuz."
"Şimdi bir düsünmem lazım."
"Çabuk karar verir yoksa kendimi zorla affettirmek zorunda kalacağım."
"Bak şimdi nasıl zorla affettireceksin merak ettim."
"Berra hanım lutfen ama beni zorlamayın." Dedi sanki tatli tatli atisiyorduk ve bu benim hosuma gidiyordu.
"Tamam tamam elmalı soda lütfen. Buzlu olsun" dedim ve sessizce kikirdamaya basladim. Elmali sodayi gercekten cok seviyordum.

....

Saat geç olmaya başlamıştı ve artık hastaneye geri dönme vaktim gelmişti. Külkedisi gibi hissediyordum kendimi. Aslinda tamda öyleydim. Külkedisi gece on ikiden sonra eski haline geri dönecekti. Ben ise hastaneme eski serumlu halime geri dönecektim.

Kendimi çokta kötü hissetmiyordum aslında aslında. Semir yanımdayken hiç kötü hissetmiyordum zaten. Ama o Ayça denilen kız sinirlerimi ziplatmisti. Bu nasil kendini begenmislik anlam veremedim. Bu kizi daha cok dusunup kendi moralimi bozamazdim ama o kizin k oldugunu biran once igrenmem gerekiyordu.

...

"Semir hastanenin önune kadar biraktin zaten odama kadar goturmehe gerek yok."

"Lutfen ama birakmama izin ver."

"Semir tek gitsem iyi olucak herhalde." Dedim ve dogruda dedim. Cunku ben annemi tamamen unutmustum. Kucuk bir not birakmistim aslinda ama bu kesinlikle anneme yeterli gelmemistir. Ben annemi her turlu hallederdim ama bu durumdan Semir'in haberinin olmasını istemiyordum.

"Ne demek istiyorsun Berra."

"Tamam pes ediyorum. Annemle tartirmistik. Partiye gitmeme izin vermemisti. Bende annem eve gidince hastaneden kactim. Haberi vardi aslinda ama yine de telaslanmistir ve telaslandigi zaman inan cekilir gibi degil. Aslinda sana beni odaya birakmaya gerek yok diyerek iyilik yapiyorum."
"Sacmalama Berra ben annene açıklamamı yaparim. Senin adina olur mu?"
"Olur tamam ama kisa dur lutfen yoksa konuyu uzatabilir."

Evet uzatabilir hemde nasil duymak istemezsiniz. Semir kafasini olumlu anlamda salladiktan sonra hastanenin kapisindan girdik. Asonsore bindikten sonra birden asonsorun durdugunu hissettim. Semir'e şaşkın gözlerle "Semir ne oluyor" dedim ve ışıklar yanıp sönmeye başladı. Semir gözlerini bana kitlenip "Berra sakin ol tamam mi. Asansor arizalandi galiba." Dedikten sonra asansor asagiya dogru hizlica hareket etti ve yine hizlica durdu. Biz sarsilan asansorun icinde sert bir sekilde yere yigildik. Gozlerimden istemsizce yaslar akmaya basladi ve Semir'e donup "Semir ne oluyor asansor dusucek galiba ne yapicaz." Dedikten sonra bagirmaya basladim. -Imdat kurtarin bizi. Mahsur kaldik. Sesimizi duyan yok mu. Heyy. Bizi duyan biri yokmu. Lanet olsun nerdesiniz-

Yanip sonen isiklar birden yerini koyu karanliga birakti. Ben Semir'i goremeyince daha çok ağlamaya başladım ve bu asansore gercekten guvenmiyordum. Sanki kendimizi heran yere cakilacak gibi hissediyordum. Ve bu his beni çok korkutuyordu. Hatta hastaligimin hazin sonucu dusunurken bile bu kadar korkmamistim. Semir beni kollarının arasına alip saçlarımı okyaşamaya başladı.

"Korkma Berra kurtaricaklar bizi. Aglama lutfen." Hickirikla sesimle "Nasil korkmiyim daha bizi duymadilar bile"
"Duyacaklar, kurtaracaklar bizi Berra. Sakin ol ben burdayım."

Evet Semir yanimdaydi biraz da olsa korkumu yenmistim ama yine de korkuyordum. Daha kimse bizi duymamisti.











Bakalim Semir ve Berra bu korkunc durumdan nasil kurtulacak. Heyecanla bekleyelim. Ve gercekten bende nasil kurtulacaklarini merak ediyorum. Daha kurgulamadim. Bu arada arkadaşlar sizden bir isteğim var. Hikayemi takip edip okuyup bana yorum yaparsaniz gercekten çok mutlu olucam. Çunku gercekten nasil yazdigimi merak ediyorum. Sevgilerle Semanur :) ♡


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güneşin AdamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin