3- İlk Temas ☼

42 0 0
                                    

- - - -

Ona özür dilerken akıttığım göz yaşlarını anlamakta zorluk çeksemde ona karşı bir şeyler hissettiğimden gerçekten çok emindin. Gözlerinin içine öyle dikkatli öyle pişman bir şekilde bakıyordum ki küçük üzgün kedi yavrusundan farkım yoktu. Birden yüzümü iki elinin arasına alarak gözlerimin içine bön bön baktı. Şaşkın bir surat şekli vardı. Niye şaşırdığını düşünmeye başladığım sırada dudaklarımda onun dudaklarını hıssettım. Bön bön bakma sırası bendeydı. Dudaklarını benım dudaklarımınla birleşmişken kafasını sağa sola doğru hareket ettırıyordu. Bu küçük bi öpücükten daha fazlasıydı  ve ben böyle bir şeyi ilk defa yaşıyordum. Ondan sıyrılarak gözlerimi kapattım. Utancımdan yerin dibine girmek istediğim dakikaları yaşıyorken onun dudaklarından sözcükler dökülmeye başaldı.

'' Beni çok kırdın ve kafa mı toplamak için o lanet hastane odasından çekip gitmek istedim''

'' Beni anlamıyorsun hala'' dedim bitkin bir şekilde.

'' Seni mi anlamıyorum. Yapma Berra gerçekten böyle olduğunu mu düşünüyorsun?'' dedi ciddi bir şekilde ve o anda ne dıyecegımı bılmeden konusmaya basladım.

'' Konuşmak istemıyorum. Yeniden özür dilerim kırılmanı istemezdim'' dedim üzgün bir şekilde.

'' Ama kırıldım. Ve yine senin yanındayım, neden peki?'' dedi nedenini ufaktan tahmın etsemde  onun ağzından duymak daha çok hoşuma gidecek gibiydi.

'' Neden?'' dedim. Gözlerimi açarak onu çok daha dıkkatlı dınlemeye başladım.

'' Senden hoşlanıyorum aptal ve sen benım sana acıdığımı senınle oyalandığımı düşündün'' dedi.

'' Özür dilerim'' dedim sıkılmış  bir şekilde.

'' Özür dileme'' dedi ve o anda kalkıp gitti. Ne olduğunu anlıyamamıştım. Şimdi biz barışmışmıydık? Beni gelip öpmüştü ve kısa bır konuşmadan sonra gitmişti. Yani bir sonuca varamadık mı? Beni bu düşüncelere maruz bırakarak çekip gitmişti ve arkasından gitme Semir sana ihtiyacım var diyip tekrar dudaklarına yapışmak istiyordum.

Semir' den...

Özür dilediğini ve pişman olduğunu anlatıktan sonra biraz daha iyi hissediyordum kendimi. O aptal ona acıdığımı onunla eğlendiğimi söyleyince sinirden gözüm dönmüştü ve ona kötü şeyler söylememek için o lanet hastaneyi siktir edip gitmek istemiştim. Biraz daha kendimi toplamışken hastaneye gittim. Hastanenin bir bankında uzandığını görünce sinirlendim ve yanına gidip cektimi üzerine örttüm. Sonuçta akşamdı ve soğuktu. Üşüdüğünü görünce bende üşümüştüm sanki. Bu havada nasıl olurda dışarıda uyumaya çalışırdı o aptal. Çok sinirlenmeme rağmen gözlerinin içine bakınca sustum ve birden ''özür dilerim'' dedi. İki elimke yüzünü tuttuğum sırada dudaklarına yapıştım.

Dudaklarını tadı güzel olsa da gerçekten öpüşmekten bi bok anladığı yoktu. Bunun için üzülsem mi sevinsem mi bilememiştim. Çünkü galiba daha önce hiç öpüşmemişti. Eylül daha önce Berra'  nın hiç sevgilisi olmamış diyince gerçekten sevinmiştim.

Tertemizdi. Yeni doğmuş gibi. 

Daha önce ki sevgililerimin hepsi sürtüğün tekiydi. Sevgilim demiyeyim hatta takıldığım insanlar diyeyim. Tek ciddi bir ilişkim olmuştu ve artık pekte umurumda değildi. 

Berra' la öpüştükten sonra kısa bir konuşma yaptık ve tekrar tekrar özür dilemeye başladı. O an ordan gitmek istedim. Hiç bir şey söylemeden çekip gittim. Onun beni ne kadar kırdığını daha iyi anlaması gerekiyordu. Ve tabi böylelikle kendimce ondan psikolojik açıdan intikam gibi bir şey alıyordum. Saçma olduğunu biliyordum ama gerçekten beni çok kırmıştı.

Güneşin AdamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin