2- Tanışma ☼

50 3 0
                                    

********

Adım en çok onun ağzına yakışmıştı. Onun dudaklarının arasında adımı duymak sanki beni dünyanın en mutlu insanı yapmıştı. Zaman geçtikçe daha çok sık gelemeye başlamıştı. Bende daha çok bağlanmaya başlamıştım. Eylül'le de artık arkadaş olmuştuk. Bana hep abisinin konusunu açıyordu. Benim zaten utangaç bir yapım olduğu için ona abisinden hoşlandığımı söyleyemiyordum. Artık Semir'le aram çok iyiydi. Yanında kendimi kanatsız uçuyor gibi hissediyordum. Delirecek gibi oluyordum yanında. 

Zıplamak koşmak istiyordum. Artık sanki bir şeyler için çabalamam gerektiğini düşünüyordum. Saf mıydım salak mıydım bilmiyorum. Neden böyle hissediyordum ki ben.  Hastanede yedinci günümdeydim. Testlerimin sonuçları hep aynıydı sadece iki üç test biraz daha iyiye gittiğimi gösteriyordu. Moralim  mükemmel durumdaydı. Kaç yıldır ilk defa böyle hissediyordum.

Kendimi kandırıyordum aslında. Sakince düşündüm. Saçma bir yola girdiğimi fark ettim. Ben kanserliydim ve benim gibi birini sevemezdi o. İlk defa geleceğe dair hayal kuruyordum ben. Yaşamaya değer şeylerin olduğunu fark etmiştim. Beynimle düşüncelerimi tartışma içine sokuyordum. Kavga ediyorlardı birbirleriyle.

Hayır Berra böyle düşünmemelisin yaşaman için umut etmen için bir sürü sebebin var senin. Annen var, gelecek için kurduğun hayallerin var. Kendini bu psikolojik bunalımdan çıkarmalısın. Bu kötülüğü yapmamalısın kendine. Diğer taraftan, yaşayacak neyin var ki. Şuana kadar yaşamana dua etmelisin. Hayal edilecek bir şeyin yok. Kimse ama kimse senin bu boktan hayatını kimse değiştiremez. Öleceksin. Mutlu olamazsın. Yaşamaya değer hiçbir şeyin yok Berra aç gözünü ve ölümü bekle.

Mücadele edebilirdim. Ama sadece kendimi kandırıyordum. Onun sevdiği birisi vardı belkide. Ben ne yapmaya çalıştığımı bilmiyordum. Duygularımla alay eder gibi sevmeye devam ediyordum. En basit hislerimle en umutsuz yerimden hemde... Kalbimden sevmeye devam ediyordum. Nasıl ona karşı söyle olmuştum bilmiyordum Evet kesinlikle ilk görüşte onun benim için olduğunu anlamıştım. İlk görüşte aşık olmuştum yani. Tam bir APTALSIN kızım KOCAMAN bir APTAL hemde.

Geleceğimizi düşünüyordum en gülünç olanı da buydu. Geleceğim yoktu benim. Şuan vardı... belkide iki üç dakikam. Bu kadar karamsar olmayı yıllardan öğrenmiştim ben. Lanet olası yıllar!! Onlar öğretmişti aslında bana umutsuz olmayı. Zaman ne kadar hızlı geçse de hiçbir şey değişmiyordu. Ama şimdi o hayatımdaydı. Tam anlamıyla kalbimin merkezinde.

                                                                                       ***

Belkide herşey şimdi başlıyordur. Ne dersin?

Ben umutsuzsa kalbimi bu olumsuz aşkın olmayacağına ikna etmeye çalışsamda o beni dinlemiyordu. Bu yüzden Semir'e soğuk davranmayı deneyecektim. Oda benden soğuyup konuşmasını kesecekti. Kendime kötülük yapsamda ona iyilik yapıyordum. Yine bir gün odamda uyurken içeri Semir girdi. Suratına mutlu bir ifadeyle bakan ben artık somurtkan bir kız olmuştum. Semir bunu fark etmiş olmalıydı ki böyle soğuk davranmamın sebebini sordu. Ağzım düğümlenmişti sanki o an.

Hiçbir şey diyemedim. Ağzım kitlenmişti. Sonra Eylül'ün başka hastaneye taburcu olacağını duydum. Arkadaşımı da kaybediyordum. Depresyona girmiştim artık. Tedavi bile olmak istemiyordum. Bıkmıştım her şeyden. İlaçlarımı gizliden gizliye almamaya başladım. Yüzüm çökmeye başlamıştı. Annem bunun farkındaydı. Birden mutsuzlaştığımı fark edince korkmaya başladı. Eylül yanıma gelerek gideceğini söyledi. Hem Eylül'ü hemde Semir'i kaybediyordum. İkisine de nasıl alışmıştım oysaki. Semir yanıma gelip iki gündür neden bu kadar solgun göründüğümü sordu.

Güneşin AdamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin