Yaklaşık iki yıl önce ailemi Arjantin'de bırakıp tek başıma kendimi tefecilerden kurtarmak için Türkiye topraklarına gelmiştim. İlk geldiğimde ne yapacağım veya nereye gideceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu, zaten bilmediğim topraklara geldiğim için aşırı derecede zorluk çekeceğimi hissediyordum, ailemle hiçbir şekilde iletişime geçmemiştim, yoksa tefecilerin beni bulmaları veya ailemi alıkoymaları an meselesi olurdu. Gerçi dert edipte tefecilerin beni arayacaklarını sanmıyordum ama yinede hayatımı güvenceye almam şarttı.
Türkiye'ye adım attığım gibi ilk işim Arjantin pesosunu Türk lirasına çevirmekti. Kendime yetecek kadar parayı alıp temel ihtiyaçlarımı hemen hallettim. Türkçe konuşmaya gelecek olursak düşük bütçeli bana Türkçe öğretecek bir çevirmen bulduğumda bir yıl içinde kolayca öğrenmiştim. Bu bir yıl içinde tek tük arkadaş edindiğim içinde aralarında konuşarak hemen dili kavramıştım.
Türkiye'nin en popüler şehrinin İstanbul olduğunu biliyordum fakat beklediğimden daha fazla serseri vardı yaşadığım mahallede. Belkide konumuna bağlıydı fakat beni rahatsız etmiyordu, tek kişi hariç. Mert Hakan Yandaş. Ortak arkadaşlarımız sayesinde bir kere aynı ortamda bulunmuştuk, fakat bana hiç haz etmemişti, ırkçılık yapıyordu fakat bu aşırı derece beni rahatsız etmiyordu, lakin hergün kavga etmemizden aşırı derecede sıkılmıştım. En son konuşmamızın üzerinden iki hafta geçmişti arada mahallede göz göze gelsekte hiç konuşmamıştık. Şimdi ise bir parkta banka oturup yaşadıklarımın hepsini gözümün önüne getiriyordum, en çok üzüldüğüm şey ise ailemden haber alamıyor oluşumdu.
Ne yaptıkları halkında hiçbir fikrim yoktu. Hatta hayattalarmı ondan bile emin değildim. Ailem gözümün önüne geldiği sırada gözlerim sulandı, hemen kolumla gözlerimi silip evime doğru gideceğim sırada biraz uzağımda kalan duvarın önüne üç beş kişi tarafından yere sertçe bırakılan Mert Hakan'la göz göze gelmemiz bir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşmanımsı/MauMer bxb
General FictionMert Hakan'ın İcardi'ye olan nefreti sadece kelimelerinden ibaretti.