Süpriz Doğum Günü

61 9 0
                                    

Uyandığımda saat epeyce geç olmuştu, sabaha kadar film izlemiş gözlerimi yormuştum, ev herzamanki gibi sessizliğin içinde kaybolmuştu. Soğuk bi duştan sonra ufak bi kahvaltı yaptım. Kahvaltıdan sonra telefonumu kontrol etmek için baktığımda bilinmeyen bi numaranın beni defalarca aradığını fark ettim, geri aradığımda Zeynebin çalıştığı kafeden biri olduğunu söyleyip, Zeynebin bana hazırladığı doğum günündeki süprizi anlattı ama hiç belli etmemem gerektiğini söyledi. Bu çok iyi olmuştu çünkü hediye almam için tam beş günüm vardı, teşekkürlerimi sunup telefonu kapattım ve bulmam gereken o hediyeyi düşünmeye başladım. Çok farklı birşey olmalıydı öyle fazla kişinin aklına gelmeyecek birşey. Kafamda bir iki plan vardı ama doğum günü kafenin içinde olucağı için uygun değildi, o gün saatlerce düşünüp uyuya kalmıştım, ertesi gün Zeynebi aradım, kahvaltı için buluşmak istedim ve kabul ettiğinde heyecan ve mutluluk içinde hazırlanmaya başladım, evden çıkışım ve arabaya yürüyüşümü küçük bi çocuğun bakkala çikolata almaya gitmesiyle kıyaslayabilirdim. Zeynep'i almaya geldiğimde kapıda hazır bi şekilde beni beklediğini  gördüm arabadan hızla  inip Zeynepe yan koltuğun kapısını açtım ve nazikçe,buyrun prenses, dedim. Tebessüm edip hayhay diyerek arabaya bindi ve kahvaltı için yola çıkmıştık, deniz kenarında bildiğim çok güzel bi kafe vardı, denizin üstünde, zemin cam ve küçük şirin bi kafeydi Zeynep kafeyi çok sevmişti, denizin santimlerle üstünde  ve sanki suyun üstüne oturuyormuş hissi veriyordu. Ben alışık olduğumdan pek tepki göstermedim fakat Zeynep burayı çok sevdiğini benimle hep gelmek istediğini söylemekten kahvaltısını yiyemiyordu, ben bir yandan kahvaltımı yerken diğer yandan da hala hediyeyi düşünüyordum sahiden ne yapıcaktım ki ne olabilirdi. Kahvaltıdan sonra Zeynep'i işine bıraktıktım ve  evin yolunu tuttum. İnternetten araştırmalara koyuldum, saatlerce aradığımda istediğim hediyeyi bulamamıştım. Günler geçiyordu, ben hala istediğim hediyeyi bulamayıp kafamı yastığa koyuyordum, ertesi sabah uyandığımda uyku sersemi evde dolaşırken koridordaki puzzle dikkatimi çekti. Can sıkıntısından dört bin parçalık bi puzzle'ı tek başıma aylarca uğraştırdıktan sonra çerçevelettirmiştim. O an aklıma Zeynep'e hazırlayacağım  hediye gelmişti, hemen üstümü değiştirip yola koyuldum. Gece eve girdiğimde, elimdeki kutuda iki bin parçalık puzzle parçaları vardı, bu parçalar birleştiğinde Zeyneple ikimizin tek fotoğrafı ortaya çıkıyordu. Zeynebin evimi ziyaretinde çekildiğimiz o fotoğraf çok güzeldi, Zeynebin gülüşü saçları bile yeterliydi. Şimdi hediyenin en zor kısmıydı puzzle kutusunun üstüne ikimizin tek fotoğrafını yapıştırıp altına ufak bi not yazıcaktım, o notta ne yazıcaktı? Günler geçmiş o nota yazıcak birşeyler bulmuştum, beklenen gün geldiğinde ben yatağımda uykumun en güzel yerlerindeyken ısrarla çalan telefonum için uykumu yarıya bölmüştüm. Arayan Zeynep'ti kafeye gelmemi kahvaltıya çağırdığını söylemişti, ben sanki haberim yokmuş gibi davranıp telefonu kapattım, hazırlanıp Zeynebin de hediyesini aldıktan sonra kafeye yol tutmuştum. Kafede büyük bi hazırlık vardı herşey hazırlanmış eksik olan tek şey sanki benmişim gibiydi, Zeynep çok güzel sade bir elbiseyle saçlarını düzleştirmiş kafede gözleri üzerine çekiyordu, Zeynep beni görünce sarıldı ve bugün doğum günü olduğunu söyledi sonra beni çekip pastasının yanına götürdüğünde herkezin bize baktığını farketmiştim. Pastasında ikimizin tek fotoğrafı vardı ve altında kalpler içinde ikimizin ismi yazılıydı. Ben şaşkınlık içinde pastaya bakarken beni arayan o personel aklıma gelmişti, bu süprizden bahsetmemişti bana, demek sadece hediye almam için aramıştı beni. Yüzlerce gülümseyiş eşliğinde fotoğraflardan sonra şarkılar eşliğinde danslar ettik, o gün kafe servise kapalıydı, tüm personeller kendine çalışıyordu. Sıra hediyelere gelmişti, Zeynep mutluluk içinde herkezin hediyesini tek tek alıp açıyordu, sarılıp teşekkür ediyordu. Ben en sona geçtim, dakikalar sonra sıra bana geldiğinde gözler elimdeki kutudaydı, herkezin meraklı bakışları içinde Zeynep kutuyu açtı ve ikimizin tek fotoğrafını gördü, altındaki ufak notu hafif şaşkınlık içinde okumaya başladı. Zeynep, hayatımız bu puzzle gibi darmadağın, toparlanmaya ihtiyacı var,sende elimden tutarsan bu puzzle'la birlikte hayatımızında yeni sayfalar açmak sensiz bir gün bile yaşamamak isterim, seni çok seviyorum, iyiki doğdun, Poyraz.
Zeynep notu okuduktan sonra gözleri dolu bi şekilde bana baktı ben dizlerimin üstüne çöküp Zeynebin elini tuttum, Zeynep, benimle, çıkarmısın ?
Zeynep elerimi sıkıca tutup beni kaldırdı ve sımsıkı sarıldı,
sen hayatımdaki en saf en aşık insansın, seni çok seviyorum.
Dedi ve göz yaşlarını silerek salona dönüp:
Evet ! Evet ! Diye bağırarak salondaki alkışlar eşliğinde bana sımsıkı sarılmaya devam etti. O gün hayatımdaki en mutlu gündü, benim gibi hayatı yalnızlık içinde geçmiş birisi için bu kadar mutluluk artık aşırı gelmiş olmalı ki bende Zeynep e eşlik edip gözyaşlarım eşliğinde sarılarak dans etmiştik, o gün Poyraz yeniden doğmuştu.

Aşk YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin