Bir Poyraz Klasiği

49 6 0
                                    

Aşk Yolu 10. Bölüm
Bir Poyraz Klasiği
   Zeynep ve ben, hala hayal gibi olan ilişkimiz hız kesmeden devam ediyordu. Günlerden çarşamba, ben sabah erkenden kalkıp planımı uygulamak için işe başladım. Evimin arka sokağında mahallemizin bakkalı Mehmet amca vardı, buraya taşındığımdan beri esnaftı, beni çok sever, sayardı. Ben bakkaldan iki tane sürpriz yumurta aldım sonrada kahvaltılıklarımı, eve geri döndüğümde Zeynep hala uyuyordu. Ben hemen sürpriz yumurtaları çıkarıp birinin paketini güzelce açtım sıra çikolata bölümündeydi, ince bir teli hafif ısıttıktan sonra çikolatayıda eşit şekilde ikiye bölüp açmıştım. Sürpriz yumurtanın içindeki o sarı kutuyu açıp içindeki oyuncağı aldım, ve Annemin tek taşını içine koydum çikolatayı kapatıp bi süre dondurucuda beklettikten sonra paketide hiç açılmamış gibi sardım. Dış görünüşte iki yumurtada da fark yoktu, sıra planımın ikinci aşamasıydı. Mehmet amcaya tekrar gidip bütün durumu anlattım ve yumurtaları aldığım yere koydum, aksama doğru geliceğimi söyledikten sonra eve geri döndüm, kapıyı açtığımda Zeynep karşımda nerden geldiğimi sorup dağılmış kıvırcık saçlarını toplamaya çalışıyordu. Bakkala gittiğimi sonrada cüzdanı evde unuttuğum için parayı şimdi götürdüğümü söyleyip kurtulmuştum. Güzel bi kahvaltıdan sonra Zeyneple gün içinde eğlendik durduk, sonra tabi planımın üçüncü kısmı Zeynepi bakkala götürüp o yumurtaları almaktı, 'Kıvırcık hadi seninle önce bakkala gidelim birkaç çikolata aldıktan sonra sahile iner gün batımını izleriz havada fena değil ne dersin?' Zeynep gülümseyip boynuma atladıktan sonra seve seve kabul etti. Birlikte birkaç bardak çay içtikten sonra evden çıkmak için hazırlandık, ben Zeynepi ilk gördüğüm kıyafetlerimi giydim ve kapıda bi sigara yakıp Zeynepi beklemeye başladım. Sigarama bittikten bir iki dakika sonra Zeynep geldi, benim minik kıvırcığım öyle güzel olmuştu ki böyle bi anda Zeynepi görünce hala nasıl beni sevdiğine inanasım gelmiyordu. Bakkala girmek için yola çıktık derken talihsiz bi kazanın kurbanı olmuştuk, komşumuz Melahat abla önümüze çıkmıştı, üzerimize stem ve soru yağdırıyordu, Birkaç dakika susmayan Melahat ablanın sorularına hızlıca cevap verip bir yandan da kaş göz işaretleriyle Zeynepi gösterip kurtulmaya çalışıyordum. Dakikalar sonra beni anlayan mahallemizin vazgeçilmez komşusu peşimizi bırakmıştı, bakkala doğru yürürken Zeynepin güldüğünü fark edince sordum,Melahat ablanın dediklerine gülüyormuş meğersem. Mehmet amca bakkalın önünde oturmuş çayını yudumlarken biz geldik, selam verip bakkala girdikten sonra Zeynepe dönüp,'hayatım oyuncaklarıda çikolatayıda çok seviyorsun bak burda ne buldum diyip benim iki sürpriz yumurtaları da  elime aldım, Zeynep uzun süre görmediği için unutmuş olucak ki bi an görünce şaşırdı ve gelip bi öpücük kondurdu, birkaç parça çikolatadan sonra sahilin yolunu tutmuştuk, el ele yürürken mahalledeki anılarımı Zeynepe anlatıp gülüyordum. Sahile geldiğimizde güneş ufuk çizgisinin üstünde koyu ve net rengiyle günü bitiriyordu. Biz bi banka oturup birbirimize sarılmış bi yandan çikolata yiyor bi yandan manzarayı izleyip konuşuyorduk. Ben kendimden emindim bugün bu teklifi yapıcaktım ama Zeynepin şuan hiç beklemediğinden emindim, heleki o sürpriz yumurtayı yedikten sonra oyuncak beklerken yüzüğü görünceki surat ifadesini merak ediyordum. Dakikalar ilerlemiş biz gülüp eğlenirken Zeynep oyuncağını merak ettiğini biran önce görmek istediğini söyledi. Bütün cesaretimi toplayıp yumurtayı Zeynepe uzatmıştım, habersizce paketi açmış çikolatayı yiyordu. Ben içimden yapacağım konuşmayı hazırlamaya çalışıyordum, birçok hazırlık yapmıştım tabiki ama o anki heycandan olucakki hepsini unutmuştum. Birkaç dakikaya kalmadan Zeynep çikolatayı bitirmişti, bende nefes nefeseydim. Hayatımda hiç bu kadar heycanlanmamıştım, kalbim hiç bu kadar hızlı atmamıştı, Nefes alışverişim yavaşlamış boğazım kurumuştu. Zeynep kutuyu açtı ve o anki şaşkınlığıyla dili tutulmuş şekilde bana döndü, artık top bendeydi, ellerini tutup konuşmaya başladım.'Bak kıvırcık, seni ilk gördüğüm günden beri hiçkimseye duymadığım hisleri, hiçbiryerde yaşamadığım heycanı, kimseden görmediğim mutluluğu ve sevgiyi gördüm. Belki hatırlamışsındır evime ilk geldiğinde Annemin odasına girmiştik, işte bu yüzük Annemin Babama evet dediği yüzüktü, hani yatağın kenarındaki aynadı dolaptaki o yüzük, bana göre o yüzüğün sahibi artık sensin. Bana değer verip Annem kadar seven tek kişisin, eminim anneme yakıştığı kadar sanada yakışacaktır. Ben sensiz bi gelecek hayal edemez oldum, gözlerini bedenini görmeden bir günüm olsun istemiyorum. Aylar önce sevgiyi bilmeyen biriyken şimdi burda sana bu konuşmayı yapıyorum, beni bu kadar değiştiren aşkın ne demek olduğunu bildiren birisin. Geriye kalan her saniyeni benimle paylaşır mısın? Zeynep, Benimle evlenir misin?' Gözlerim dolmuş dudaklarım titriyordu, sahi nasıl olmuştu da aylar önce aşkın ne olduğunu bilmezken şimdi deliler gibi saf ve temiz aşık olmuştum. Zeynep yüzükte tutulu kalmıştı, ellerini tuttum ve gözlerinin içine baktığımda mutluluktan ağlamaya başlamıştı bile, bir anda sımsıkı sarılıp 'ben seni Annen kadar çok seviyorum, sensiz bir saniyem bile olmasın gözlerimizi bir saniye bile ayırmayalım' ben Zeynepin göz yaşlarını silerken dudaklarından 'Evet' kelimesi dökülmüştü yüzüğü elinden alıp parmağına taktığımda hayatımda yeni bir sayfa yeni bir umut başlamıştı. Bu sırada güneş aydınlığını kaybetmiş loş bir ortam bırakmıştı ikimize, Zeynepin dudaklarıyla buluşmam bütün geçmişimi unutturmuştu bana.

Aşk YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin