Bir Fotoğraf

38 5 0
                                    

   Bir iki güne evi düzenlemiş, yaşanır hale getirmiştik. Doğanın eşsiz güzellikleri ve sisli dağların arasında eşsiz bir manzara vardı, buraya dinlenmek ve yalnız kalmak için  daha öncelerde'de gelirdim, Zeynep'in gözlerindeki mutluluk ayrı bi hava katmıştı bana, ne televizyon vardı nede doğru düzgün telefon çekiyordu, tamamen doğayla başbaşa kalmıştık. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp yayladaki Mehmet Dayıya gittim, Mehmet dayı benim bebekliğimi bilir babamı çok iyi tanırdı. Annem ve Babam ayrıldıktan sonra Babamdan kalan tek miras bu evdi, Mehmet dayı beni kapıda karşıladı önce tanımamıştı sonra yüzündeki şaşkınlık ve bi o kadar da mutlulukla sarıldı bana, 'affet oğul yıllar seni çok değiştirmiş, bende epey yaşlandım' estağfirullah dayı tanımamakta haklısın, dedim. Mehmet dayı beni içeri aldı oturduk başladık sohbete, beni son görüşünden sonra neler olduğunu neler yaptığımı anlattım sonra Mehmet dayı birden ayağa kalktı ve üst kata çıktı, birkaç dakika sonra elindeki fotoğraflarla yanıma oturdu ve söze başladı -bak oğul seni son gördüğümde küçüktün şimdi göstericeklerimi görmeni istemezdim ama şimdi büyüdün geçmişini bilmen hakkındır. Dedikten sonra elindeki fotoğrafları bana uzatmıştı, ilk fotoğrafda bi adam vardı Mehmet dayı ve bende fotoğraftaydık anladığım kadarıyla o adam benim Babam'dı ben şaşkınlıkla fotoğrafa bakarken Mehmet dayı evet oğul o senin Babandır seni çok severdi küçükken epeyce gezerdiniz av'a çıkardınız sonra şehre taşındınız ne oldu bilmem dedi. Şaşkınlık içindeydim, gözlerim dolmuştu ben lafa başlamak için zihnimde cümle kurarken kapı çaldı, Mehmet dayı kalktı kapıyı açtı, gelen Zeynepti beni sordu ve burda olduğumu öğrenince içeri girdi, ben istemsizce akan yaşlarımı silerken beni gördü, elimdeki fotoğrafları ve yüz ifademi. Zeynep koşup yanıma oturduktan sonra neler olduğunu ve neden ağladığımı sordu.-bak Kıvırcık bu babammış yeni tanıdım Annem hiç göstermemişti bana, bende hep Annemi bıraktığı için öfkeyle büyümüştüm. Babam miras olarak bitek bu evi bırakmıştı bana, annem söylemişti. Uzun yıllar önce gelmiştim buraya şimdiyse Mehmet amca sayesinde tanıdım babamı. Zeynepin de gözleri dolmuş birşey söyleyememişti sarıldı ve beni en iyi kendisinin anladığını söyledi. Mehmet amcayla vedalaşıp Zeyneple kahvaltılık birşeyler almak için yola çıktık ikimizde pek konuşmuyorduk benim moralim bozuk ve düşenceli oluşum Zeynepin dikkatinden kaçmamış olucak ki yanımdan ayrılmıyordu arada bi sorular soruyordu ve beni güldürmek için çaba sarfediyordu. Tatilimizi zehir edemezdim kendimi toplayıp bende Zeyneple ilgilendim, yanımda oluşu bana mutluluk veriyordu ayrıca tatilimiz yeni başlamıştı daha çok yanımda olucaktı Zeynep e her yeri küçükken gezip gördüğüm tüm anılarımı anlatıp göstericektim. Tavan arasında duran tahta sapan ve birkaç sopa parçasıyla kılıç yaptığım oyuncaklarımı bile bulmuştum, bebekliğimin ve çocukluğumun geçtiği yerdi burası daha önce geldiğimde fazla vakit bulamadığım için hiç aklıma bile gelmemişti tavan arası. Günler geçiyordu geçtikçede Zeyneple gezip eğeleniyorduk hayatımın en güzel en mutlu günleriydi bu hissin tarifini kelimelerle çözmek olanaksızdı tek istediğim benim bu mutluluğumu annemin de görmesiydi, Zeynep cevabını vermişti bu isteğimin,-annelerimiz bizi cennete izliyordur, onlar da orda mutludur,tıpkı bizim mutluluğumuz gibi adamım.

Aşk YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin