Sehun, perisi Lulu'yu, havanın sıcak olduğu bir günde evinin bahçesindeki küçük havuza sokmaya karar verdiğinde Lulu endişeli görünüyordu. Appasının geniş ve yumuşak yastığında kolları gevşekçe iki yana açılmış bir şekilde uzanırken minik dudakları büzülmüştü.
"Şortumu nereye koydum ben, siktir-" Appası odanın içindeki çekmeceleri ve dolapları gergin bir şekilde hızla boşaltırken ve kıyafetleri sağa sola fırlatırken Lulu esneyerek yanağını yastığa dayadı ve Sehun'u izlemeye başladı. "Appa?"
Sehun yaptığı işe devam ederken onu duymuyor gibiydi. "Appa."
"Hm?" Sehun, yere çökmüş, parmakları başka bir çekmecenin kulpunu sararken başını yatağına çevirdi. Büyük beyaz örtü ve beyaz yastıkların yarattığı karmaşada perisinin ihtişamla parlayan kanatları Sehun'un çenesinin neredeyse yere düşmesine sebep olacaktı.
"Appa, biliyorsun suya girdiğimde kanatlarımı taşıyamıyorum."
Sehun iç çekerek Lulu'yu daha rahat görebilmek için dizlerinin üzerinde yükseldi, ardından yatağa birkaç adımla ulaştı. Ne zaman ona banyo yaptırsa kanatları suyun etkisiyle büzülüyor ve koyu bir renge bürünüyordu. Sehun'un böyle zamanlarda Lulu'yu sıkıca tutması gerekiyordu çünkü küçük perisi taşımakta zorlandığı kanatları yüzünden dengesini kaybedebiliyordu.
Yatağının başında durdu ve Lulu'yu kollarının arasına aldı. "Seni tutacağım, merak etme." Lulu, başını sallayıp esnerken Sehun onun yanağını öptü. "Çok fazla uyuyorsun. Bu kötü bir şey, tatlım."
Lulu tüm gün boyunca evde duruyor, çizgi film izliyor bazen de şarkı açıp dans ediyordu. Sehun buna çok kez şahit olmuştu. Genç peri kanatları yardımıyla havalanıyor ve havada minik kalçasını ve ellerini sallayarak kendi etrafında dönüyor, dans ediyordu.
Fakat bir zamandan sonra Lulu'sunun gerçekten sıkıldığını anlayabiliyordu. Hiçbir arkadaşı yoktu, Sehun birisinin onları görme veya perisini kaybetme ihtimallerinin verdiği korkuyla onu dışarı bile çıkarmıyordu.
Lulu da bu yüzden genellikle uyuyor, bazen de appasının aldığı boyama kitaplarını boyuyordu. Sehun onu yeterince eğlendiremediğinin farkındaydı.
Şimdi, Lulu'yu poposundan kavrayarak tutuyordu. Saatlerdir aradığı şortun gözünün önünde olmasının verdiği sinirle soludu. Boşta kalan eliyle altındakini çıkarttı, şortu giydi.
Lulu, yaklaşık olarak altı aydır kendisiyle birlikteydi ve Sehun son iki haftadır onun dışarıyı da görmesini planlıyordu. Belki de bu biraz bencillikti, belki de sebep olduğu şey ev hapsinden başka bir şey değildi fakat Sehun sadece perisini kaybetmekten ürküyordu.
Kendi deniz şortunu alırken bir tane de fazladan almış, doğruca bir terziye gitmiş ve Lulu'nun küçük kalçasını saracak boyutlarda başka bir tane diktirmişti. Lulu kıkırdayarak kendisine yeni bir oyun bulmuş gibi Sehun'un geniş omzundan uzaklaştı, havalanarak appasının başının üzerine oturdu.
Sehun gülümsedi, Lulu'nun dengesini sağlayabilmesi için saçlarını çekiştirdiğinin farkındaydı fakat canı acımıyordu bile. "Dikkatli ol." Sehun yavaşça eğildi ve başka bir çekmeceyi açtı. Lulu'nun şortunu çıkardı, ardından elini başına atarak küçük perisini yakaladı.
"Artık uykun yok galiba."
"Evet, appa." Lulu, appası onun pijamalarını çıkarıp yeni şortunu giydirirken gülümsedi.
"Uç bakalım." Sehun onun poposuna hafifçe vurdu. Perisi, anında gözden kaybolmuştu.
Sehun aşağı indiğinde karşılaştığı şey, parıltıyla ve mutlulukla bezenmiş bal rengi gözlerdi. "Hadi, appa!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my baby deer // hunhan
Fanfictioniddia ediyoruz; okuyacağınız en tatlış hunhan hikayesi!