İkilem.

131 18 13
                                    




Herkese merhabalar. Yine dopdolu bir bölüm sizleri bekliyor. Umarım severek okuyorsunuzdur. Hikayem hakkındaki olumlu olumsuz tüm görüşlerinizin benim için kıymeti çok büyük. Umarım beni yorumlarınızdan mahrum bırakamazsınız. Şimdiden iyi okumalar. Herkese sevgiler, saygılar. :)

*** Bölüm 4 ***

Havanın soğuduğunu hissedebiliyordum. Üzerimdeki sweetshirt in ceplerine ellerimi sokmuş, kararmak üzere olan havanın hakim olduğu bu ilginç kentin dar bir Sokağında tek Başıma yürüyordum. Karşımdan, ceketlerinin kapşonlarını kafalarına geçirmiş iki kız gülüşerek ve oynaşarak geliyorlardı. Yanımdan geçerlerken bana bakıp gülüşmeye devam ettiklerini görebiliyordum. Ama şu anda onları umursayacak durumda değildim. Kenarı hafif açılmış ayakkabım ucuna Gözüm takılmıştı. Ayakkabıma bakarak yürümeye devam ediyordum.

Bu izbe yerdeki binanın içine hiç girememiştim. Kapısı açıldığında içeride hiç birşey görünmüyordu. Zifiri karanlıktı, o binanın içi. Dışarıdan bakıldığında; sıvası dökülmüş, artık son yıllarını yaşıyor gibi görünen bu bina, oldum olası bana ilginç ve ürkütücü gelmişti. Binanın hemen karşısındaki patlamak üzere olan Eğri bir sokak lambasının altında, Buse'nin gelmesini bekliyordum. Anlaştığımız saate yaklaşık olarak 10 dakika vardı.

Biraz sonra, üzerine giydiği beyaz bir hırkanın ceplerine ellerini sokmuş olarak gördüm onu. Binanın kapısı açıldığında, binanın önündeki kuşlar öterek kaçışmışlardı. Beyaz, ona çok yakışmıştı. Ayağında kırmızı renk bir babet, ve kolundan asla çıkardığını görmediğim ilginç ve değişik bileklikleri ile Yanıma yanaşmıştı.

" Fazla bekletmedim, umarım. " dedi hafifçe tebessüm ederek.

" Hayır, bende şimdi gelmiştim canım. "

Hoşgeldin öpücüğümü aldıktan sonra yürümeye başlamıştık. Elim belindeydi. Bunu çok sevdiğini söylemişti bana. Ve bende her yürüyüşümüzde elimi onun beline atıyordum.

" Seni tanıdığımdan beri anlam veremiyorum. "

" Neye, canım? "

" O bina çok korkutucu geliyor bana. Ve kimselerde görünmüyor. Nasıl yaşıyorsun, gerçekten orada mı yaşıyorsun? "

Bana bakıp gülümsemişti. Elmacık kemiğimin hemen altına kondurduğu minik öpücüğü, içimi ısıtmıştı.

" Kafanı bunlara yormanı istemem. Orası gerçekten çok huzurlu. "

" Huzur... ". Gerçekten uzun zamandır Buse ile birlikteyken yaşıyordum bu duyguyu.

Bana ailesinden hiç söz etmemişti. Ne zaman o konuya girecek olsam; ya konuyu değiştirmiş ya da Konuşmak istememişti. Geçerli bir nedeni olduğunu sanıyordum.

Yürümeye devam ediyorduk.

" Baksana.. "

" Efendim, canım. "

" Beni ailenle ne zaman tanıştıracaksın, bunu gerçekten çok istiyorum. "

Karşımdan hafifçe esen rüzgar, saçımı yana savurmuştu. Saçımı düzeltirken Gözlerine bakıyordum. Her bakışımda ayrı bir lezzet veriyordu, o muhteşem gözleri.

BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin