Gerinerek uykusunun açılmasını sağlamaya çalışıyordu genç adam. Gözlerini açabildiğinden emin olduktan sonra yataktan kalkmaya çalıştı. Ayağına dolanan örtü yüzünden daha kalkamadan iri cüssesi yere yığıldı. Örtüyü tekmeleyerek ayaklarını çıkarttı. Yerde biraz süründükten sonra uykulu uykulu ayağa kalkıp banyoya yöneldi. Banyo kapısını açıp lavabonun kenarlarına ellerini dayadı. Aynada kendisine baktı. Birbirine karışmış simsiyah saçlar ve çevreleri hafif şişmiş ve kızarmış mavi gözlerine baktı uzun uzun. Sonra musluğu açıp akan suyu bir süre izledi. Ardından elini suyun altına soktu. Avucunu açıp suyla doldurdu ve suyu yüzüne çarptı. 2-3 kere daha bunu tekrarlayarak yüzünü yıkadı. Gözlerini tamamen açabildiğinden ve uykudan arındığından emin olduktan sonra suyu kapattı. Tekrar aynaya baktı. Karışık saçlarını sadece elini saçlarının arasından geçirerek düzeltti. Gözlerini kısıp aynaya bakarak ne kadar yakışıklı olduğunu zihninden geçirdi. Egosunun tahmin edilenden daha fazla olduğunu kendi de biliyordu. Ona göre herkes egolu olmalıydı. Herkes bencil olmalıydı.
Bencil olmazsan üzülürsün. Üzerler. Çünkü insanlar kötü. İnsanların seni üzmesini istemiyorsan, bencil ol.
Bu onun hayat felsefesiydi. Ne zamandan beri bu kadar bencil olduğunu düşündü. Cevabı biliyordu. Ama bu düşünceleri aklından hemen kovdu. Bu konuyu düşünmek istemiyordu.
Banyodan çıktı. Odasındaki kıyafet dolabını açtı. Ve kenardaki ekrana uzun süre baktı. Şifreyi parmaklarını tuşlarda gezdirerek girdikten sonra günlük ve sıradan kıyafetlerin, mekanizma tarafından kenara itilişini izledi ve karşısına yeni bir dolap çıktı. Dolabı açıp içindeki kurşun geçirmez kıyafetlere baktı. Özel yapımdı bunlar. Bunların içindeyken bedeni zarar görmezdi. Üstelik siyah olması dışında dikkat çeken pek bir özelliği yoktu. Dışarıdan gayet sıradan gözüken günlük kıyafetlerdi sanki. Siyah pantolonu ve siyah bir tişörtü aldı eline. Kısa sürede üzerine geçirdikten sonra tekrar dolabın karşısına geçti. Siyah deri ceketi aldı ve onu da üzerine geçirdi. Birkaç tuşla ayakkabı dolabı karşına geldi. Siyah kısa botları seçti gözleriyle. Uzanıp aldı ve ayaklarına geçirdi. Çorabının da kurşun geçirmez olacak hali yoktu. Ayağında zaten bulunan çoraplara hiç dokunmamıştı bile. Botu ayağına giydikten sonra kıyafet dolabını eski sıradan haline getirdi. Yerde tepinerek ayaklarından attığı örtü duruyordu. Yerden kaldırıp yatağın üzerine fırlattı örtüyü.
Şifreli çekmecelerin karşısına geçti. Şifreyi girdikten sonra karşısında beliren silahlara baktı. Elini üzerlerinde gezdirerek dokundu. İlk Gün. Çok uzun zaman olmuştu bu işi yapmayalı. Özlemişti her şeyiyle. Sonuçta yaptıkları iyi bir şeydi. Bu yılki ekibi nasıl olacaktı kim bilir? Kimlerden oluşacaktı. Nasıl kişilerdi? Belki de yine herzamanki gibi tek çalışacaktı.
Düşüncelerini başından savdı. Ve her zaman kullandığı birkaç parça bir şey aldı çekmeceden. Her şeyi üzerinde olması gereken yere yerleştirdikten sonra çekmeceyi kapattı. Son olarak elindeki özel silahı da beline yerleştirdi.
Odasının kapısını kapatıp her ihtimale karşı kilitledi. Şifreli sistem. Evinde gerekli gereksiz her yerde vardı bu sistem. Hoş eve girmeyi başaran kimse olmamıştı şimdiye kadar. Ama olur da girmeyi başarırlarsa bir de bu şifrelerle uğraşacaklardı. Bu düşünce içini biraz daha rahatlattıktan sonra dublex olan evinde, aşağı kata indi. Mutfağa ilerleyip dolabı açtı. Saçma sapan neden aldığını bilmediği kahvaltılık gevrekler ve ıvır zıvır her şey bulunuyordu dolapta. Gevrekleri es geçip jambonu ve beyaz peyniri çıkarttı dolaptan. Ekmeklikten ekmek aldı ve yiyebileceği kadarını kesti. İçine jambon ve beyaz peyniri yerleştirdi özenle. Kapatıp ekmeğinden büyük bir ısırık aldı. Bir elinde ekmeğini hala tutarken diğer eliyle tekrar buzdolabını açtı. Şeftalili kutu meyve suyuna uzandı. Buzdolabını kapattıktan sonra raftan bardak aldı ve meyve suyunu bardağın içine boşalttı. Meyve suyunu ve ekmeğini ayakta hemencecik bitirmişti. Mutfağı olduğu gibi bırakıp çıktı. Gizli Ajan olmasına rağmen fazlaca sıradandı her şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Arkadaşım
Acción"Karanlık Arkadaşım. Neredesin?" Bir anda önüne simsiyah giyinmiş ama sarı saçlarıyla bu siyahlığı bozan kadın çıkınca irkilmişti. Rimelle belirginleştirdiği masmavi gözleriyle ve haince kıvrılan dolgun dudaklarıyla karşısında dikilen kadına baktı...