2. Bölüm Netleşiyor

46 4 3
                                    

Multimedya:Duru
Sabah güneş ışıkları yüzüme vurarak uyandım... Tamam tamam edebiyat yapmıyorum daha doğrusu yapamıyorum. Güneş ışıklarıyla nasıl uyanıyım nerde bende o şans. Alarmın o güzel billur sesiyle uyandım. Uyandım ama uyanmasam daha  iyiymiş  sanki kötü bi şey olacakmış gibi bi his var içimde neyse artık hayırlısı bakalım. Dün ki aklıma takılan sorular hala geçerli hala kafayı yemek üzereyim. Düşüncelerimden sıyrılarak dolabımın karşısına geçtim. Siyah yüksek bel pantolonumun üzerine yarım okay yazılı siyah uzun kollu kendisinden daha büyük kapüşonlusu olan switimi  giydim. Yüzümün aksine vücudum güzel yani beterin beteri olduğu için iyi sanırım.
Pantolonun beli yüksek olduğu için bacaklarım ince ve  olduğundan daha da uzun göründü. Gerçekten hoş durdu yani umarım. Saçlarımı her zaman ki gibi yukardan gevşek bir şekilde at kuyruğu yaptım. Parfüm ya da diğer kozmetik ürünleri kullanmayı hiç sevmem normalde ama bugün farklılık yaparak gözlerime ince bir eyeniler çektim.
Üzerime sonbahar olduğu için switim gibi yarım bi siyah deri ceket giydim. Efsun ablanın hazırladığı kahvaltıyı es geçerek evden çıktım. Okula doğru yürümeye başladım çok dersim yok bugün, kulaklıklarımı da takıp ağır ağır yürüdüm. Okula yaklaştığım sırada otoparkın kapısından ege hoca çıktı beni fark etmesin diye başımı önüme eğip okula girdim. Dersimin başlamasına daha bir saat olduğu için kantine oturdum. Bugün ilk defa kitap okumaya kaptıramadım kendimi.
Dışarı çıktım ve cadde de yürümeye başladım. Sanırım bugün çiftlikte kalsam iyi olur zaten yarın hafta sonu. Efsun ablaya mesaj attım " efsun abla ben bugün çiftlikte kalıcam zaten babam da yok biliyorsun orada çok çekmiyor ulaşamazsan  merak etmeyin. Okuldan sonra da direkmen oraya geçicem. Eve uğramam haberin olsun. "Efsun abladan da onayı aldığıma göre şimdi tek yapmam gereken orada giyebileceğim kıyafet ayarlamak. Mavi'ye girerek beş tane tişört ve üç tane açık ve biraz yırtık kot aldım.
Denemek için girdiğim kabinden çıkarak aynanın karşısında kendime bakarken telefonuma mesaj geldi " bence mükemmel olmuş kesinlikle al ama beraber vakit geçireceğimize göre fazladan da kıyafet almalısın. En kısa sürede beraber olucaz ve babanın günahlarının bedelini dünya da sen ödeyeceksin 😉" iyi de bu ne babamın günahları derken? Allahım bi de emoji koymuş. Ama nasıl olabilir ki babam benim telefonumu takip ettiriyordu, kayıtlı olmayan ve özel numaradan kimse mesaj atamıcaktı.
Vayy sayın Mithat Demirin de beceremediği bir şey varmış. Gelen mesajı umursamayarak kabine girip kendi kıyafetlerimi giydim. Kıyafetlerin ücretlerini ödeyerek okula doğru yürümeye başladım ama aklıma gelen müthiş fikirle çiftliğe gitmek için okulun garajında iki gündür duran rang roverıma atlayıp yola çıktım. Kırk dakika sonra çiftliğe geldim.Bahçe de güvenlikte çalışan çalışanlarla sohbet ederek  eve girdim.
Suzan teyzeden gözleme yapmasını isteyerek odama çıktım, çantama tıkıştırdığım kıyafetleri yerleştirmeyi es geçerek biraz uyumak için kendimi yatağa bıraktım. Kaç saat uyuduğumu bilmiyorum ama uyandığımda hava kararmak üzereydi. Üstümü değiştirmeden aşağı indim " Suzan teyze kaç saattir uyuyorum ben?" Diye sordum. " Kızım geldiğinde saat on ikiydi şimdi saat sekiz buçuk artık sen hesapla. Odana gözlemeni neyli istersin diye sormak için geldim ama uyuyordun. Ben de uyu diye uyandırmadım gözlemeni de soğur diye yapmadım kızım uyandığına göre yapıyım mı kızım?" Dedi. " Yap teyzem ve tabi ki peynirli yerim bilmediğini söyleme bana" dedim yalan bi kızgınlıkla. " Aman kızım akıl mı kaldı ben de.
Hemen yaparım şimdi" dedi. Bende başımı tamam anlamında sallayıp kulaklıklarımı takıp biraz yürümek için bahçeye çıktım. Sesi son ayara getirip en sevdiğim şarkı olan taylor swiftin blank space şarkısını açtım. Sesi son ayar açıp hem yürüyüp hem de müzik dinlemek benim için vazgeçilmezdir. Çıkışa doğru yürürken duvarın kenarında ki büyük otlar oynamaya başladı..
Aklım dön eve diye bağırırken merak duygum en fazla ne olabilir ki diye bağırdı. Ben de merak duyguma yenilerek oraya doğru yürümeye başladım. Oraya doğru ilerlemeye başladım üç buçuk atarak oraya doğru ilerledim. Bi cesaret otları ayırdığımda küçücük bir yavru kedi gördüm. Büyük bi rahatlamayla sesli bi şekilde nefesimi verdim. Yere eğilip yavru kediyi sevmeye başladım. Kediyi severken arkamda biri varmış gibi hissettim.
Arkamı dönüp bakmaya korktuğumdan dolayı nasıl olsa duvara gölgesi vurur diye karşımda ki duvara kafamı korka korka kaldırıp baktım. Ve her zaman ki gibi haklıyım ama en haklı olmak istemiyeceğim konu da haklı olmak gerçekten hiç hoş değil. Ben korkudan kim diye bakmak için arkamı dönemezken kedi bile kaçarak uzaklaştı
. Şimdi tamamen tekim. Off yaa gereksiz korumalar hep yanımda olur şimdi olmıcakları tuttu ve tahmin edersinizki bu da benim yüzümden oldu çünkü korumalara bahçeden dışarı çıkıcağımı söylemedim. Ben düşüncelere dalmışken önümde duran kalın ağaç dalına elimi uzattım. Arkam da ki gizemli kişi herhalde onun arkamda olduğunu anlamadım sandı çünkü başımı hafifçe kaldırıp gölgesine baktığım da birilerine el kol yaptığını gördüm. Besmele çekerek ağaç dalına uzandım ve saklayarak arkamı döndüm.
A-ama bu e-ege hoca ne işi var ki. Ege hoca bana bakarak yamuk bi şekilde gülüyordu. Ama sen gülme yaa sanki yüzünde kazı çalışması olmuş da kazdıkları yeri unutmuş gibi. Daha fazla kendimi kaptırmadan ben de gözlerine gözlerimi dikip korkumu bastırmaya çalışarak  yüzüne bakmaya başladım. Gözleri kısa süreliğine de olsa dudaklarıma kaydı.
Benim de istem dışı dikkatimi dudakları çekti ve tek kurtuluş planım olarak kızarmaya başlamama rağmen dudaklarına doğru yaklaşmaya başladım. Ama eğer planım düzgün gitmezse ilk öpücüğümü yanlışlıkla vericem. Daha da yaklaşarak dudaklarımız aradında ki mesafeyi en aza  indirdim yalandan yapıyor olsam da çok fazla heyecanlandım. Lütfen mehter marşı çalan kalbimi duyma.Ege hocayla alakası yok. Tabi canım tabi ki de yok sadece hiç bi erkekle bu kadar yakın olmadım saçma düşünmeyin bi kızla da bu kadar yakın olmadım.
Nasıl heyecanlandıysam göğsüm inip kalkıyordu. Ve bu daha da yakın olmamızı sağladı. Allahım sanırım planı unutucam. Ne evet evet plan unutmamam lazım ve bi an önce icraata geçmem lazım. O bana biraz daha yakınlaşınca artık nefesi tam dudaklarıma çarptı daha fazla  böyle duramıcağım için arkamda tuttuğum ağaç dalını yüzünden yüzümü uzaklaştırarak ağaç dalını suratına geçirdim.
Normalde planım kafasına vurmaktı ama heyecandan kafasına yerine suratına vurdum. O sesli bi şekilde küfür ederek kaşını tuttu.
Kısa süreliğine yüzüne baktığımda kaşını ciddi ciddi yardığımı fark ettim. Ama nasıl bu kadar açıldı ki tabi yaa dalın kenarları fazlasıyla batan küçük iğne gibi dallarla çevrili. Onu kenara doğru iterek koşmaya çalıştım ama sadece çalıştım çünkü elini kaldırıp beni işaret etmesiyle hayvan, saçları üç numara, sanki çok özel bi görevdelermiş gibi siyah gömlek ve altlarında siyah kumaş pantolonlarıyla %1 insan gibi ama %99 ları kas olan adamların beni tutması bir oldu.
Ben onlara vurmaya çalışınca egenin emri üzerine başıma bi şey vurdular. Egeye baktığımda içinde konum bildirmek için tasarlanmış böcek olan tüm eşyalarım gibi onda da olan yeni aldığım kıyafetlerle dolu olan çantamın elinde olduğunu gördüm. Son gördüğüm buydu ve son hissettiğim ise korku ama korkuyu bastıracak cinste olan bana ne olacak sorusunu vücuduma salan merak duygusu. Başımdan aşağı yani sırtıma doğru akan sıcak sıvıyı kanı unutmamak lazım tabi. Ve gerisi sonsuz karanlık ve sonsuz boşluk...

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Eğer yorum ve volte yaparsanız çok sevinirim. Büyük ihtimalle akşam yb yazarım yani en azından ben okuduğum kitapların ybleri geciktiğinde sinir olurum. O yüzden elimden geldiğince sık yazmaya çalışıyorum. Şimdiden teşekkürler... Ve son olarak bir daha ki bölümle ilgili tahminlerinizi yazarsanız çok sevinirim...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÖPRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin