1.Bölüm

304 26 16
                                    

-Carl'ın Ağzından-
Rutubet kokusuyla gözlerimi açtım. Tanrım,gece bu kokuyla nasıl uyumuştum?! Gerçekten kötü kokuyordu. Zor da olsa kokuya aldırış etmemeye çalışarak ayaklarımı ranzadan sarkıttım ve gözlerimi ovuşturdum. Etrafı loş bir ışık kaplamıştı. Hücrenin içindeki küçük masada da babamın ve benim silah kemerim duruyordu. Hücreye biraz daha göz gezdirdikten sonra ranzanın başlığına astığım şapkamı alıp, yataktan atladım. Atladıktan hemen sonra silah kemerimi taktım ve cephanemi kontrol ettim. Yeterince vardı. Ardından babama baktım. Çıkardığım gürültüye rağmen hâla uyuyordu. Dünkü aylak temizleme işinden olmalıydı.
Yavaş adımlarla ortak alana yemek yemeye gidiyordum. Hapishanede benim attığım adımların dışında tık yoktu. Tam konservemi dolaptan aldığımda dışarıdan çeşitli bağırışmalar duydum. Hemen konservemi masanın üzerine bıraktım ve bahçeye doğru koşmaya başladım. Bahçeye geldiğimde herhangi bir terslik göremedim. Ama sonra çıkış kapısının orada benim yaşlarımda genç bir kızın yardım çığlıkları attığını ve peşinde 10-15 tane aylak olduğunu gördüm. Tüm gücümle çıkış kapısına doğru koştum. Şimdi kızı daha net görebiliyordum. Elinde bir yay vardı ama ok kutusuna baktığımda hiç okunun kalmadığını gördüm. Sonra kız beni gördü ve daha şiddetli bağırmaya başladı.
-Hey, yardım et! Lütfen.
Hiç tereddüt etmeden çıkış kapısını açtım ve kızı kıvrak bir hamleyle içeriye aldım. İkimizde ucuz atlatmıştık. Çünkü: az kalsın aylaklar içeriye giriyordu.
-Hey sen iyi misin? dedim kıza.
Çok korkmuş ve bitkin gözüküyordu. Bu soruyu sormam bile aptallıktı. Sanki günlerdir uyumamış gibiydi.
-Ben... Yutkundu. Konuşabilecek durumda değildi.
-Tamam. Kendini daha fazla yorma. İyi olmadığın belli. Seni içeriye getirmeliyim. dedim ve kızın elini omzuma atıp yürümesine yardım ettim.
İçeriye girdiğimizde hâla kimse kalkmamıştı.
-Burada mı kalıyorsunuz?
dedi kız.
Sesini hırıltısız duyunca farklı gelmişti.
-Evet. dedim.
Sonra kız elini omzumdan çekti.
-Teşekkür ederim.
-Önemli değil. Yalnız elimi omzumdan çektin,bu halinle yürüyebileceğini sanmıyorum.
-Hayır. İyiyim ben. dedi. Ama o sırada sendeledi ve kollarıma düştü. Bayılmıştı.
Kızı diklemeye çalışarak sola doğru itekledim. Sonra babama seslendim.
-Baba! Yardım et.
Babam telaşla hücreden çıkarak ortak alana (yani bizim bulunduğumuz yere) doğru koşarak geldi.
-Carl bu da kim?!
-Baba yardım istiyordu. Peşinde 10-15 tane aylak vardı.
-Kıza ne oldu? Isırıldı mı?!
-Hayır, yani henüz bende bilmiyorum.
-Carl sen ciddi misin?!
-Baba bayıldı!
-Carl sen hemen Hershell 'ı uyandır. Ben kızı revire getiriyorum.
-Tamam. dedim ve koşarak Hershell'ın hücresine gittim.
-Hershell sana ihtiyacımız var! Kalk hadi.
Hershell bağırmamın şiddetiyle aniden yataktan kalktı ve bana ne olduğunu sordu. Bende aceleyle kısadan ona tüm olayı anlattım ve revire doğru yol aldık.
-Önemli bir durum yok, yani ısırılmamış. Ama sanırsam yaklaşık iki gündür uyumamış. Dinlenmesi gerek. dedi Hershell.
Ardından da revirden çıktı.
-Pekâla. Carl kız dinleneceğine göre bana herşeyi senin anlatman gerekecek. dedi babam ve bende olayı ona anlatmaya başladım...
Olayı babama özetledikten sonra babam bana
-Ona sormamız gereken sorular var biliyorsun. Uyanmasını beklemeliyiz. dedi ve kapıya doğru yöneldi.
-Unutmadan. Bir daha böyle kahramanlıklara kalkışmadan bana da haber versen çok daha iyi olur.
-Peki. dedim.
Ama sadece başımdan gitmesi içindi. Şuanda düşündüğüm tek şey kızın uyanınca sorulara verceği cevaplardı. Kızı o sorularla tanıyabilirdim. Beklemekten başka çarem yoktu.
BÖLÜM SONU.
Arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir. İnşallah seversiniz ve hikayeye devam ederim. Şuanda kurgu elimde. İlk 7 bölüm yazılmış durumda. Unutmayın hikayeyi devam ettirmem sizin voteleriniz ve yorumlarınız sayesinde olacak.
Sizi çok seviyorum!
Görüşmek Üzere ✌️✌️✌️

Uyuşuk ŞerifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin