3. Bölüm

43 6 2
                                        

Kafamı çevirip dışarıyı izlemeye başladım inşallah parti kazasız belasız biter.
40-45 dakika boyunca hiç konuşmadık ve ben acayip mayışmıştım tam dalmışken Ada konuştu
"Annene ne yalanı uydurdun?"
"Asena gilde olucağımızı söyledim e tabi biraz duygu sömürüsü de yaptım"
"Başka yalan bulamadın mı Asena ne alaka ya?"
"Ben nerden biliyim birden aklıma o geldi işte"
"tamam tamam zaten geldik" araba durduğunda taksi parasını zorlada olsa yarısını ben ödedim. Zorla diyorum çünkü Ada izin vermiyordu hayır başta sen ödiceksin derken şaka yapmıştım ciddiye aldığını anlamadım. Taksiden indiğimizde derin nefes aldım etraf çok kalabalık değildi. Eve baktığımda tüm ışıklar yanıyordu müzik ta burdan bile kulaklarımı tırmalıyordu yüzümü buruşturdum.
"Gerimi dönsek?"
"Saçmalama Yağmur o kadar geldik hayatta beni geri döndüremessin"
"O zaman burda mal gibi dikileceğimize artık şu eve girsek diyorum?" başıyla onaylayıp beni kolumdan sürüklemeye başladı kapının önüne geldiğimizde zile bastı. Kapıyı bi kaç dakika sonra Kaan açtı müziğin sesi fazla yüksek olduğu için bağırarak konuşmak zorunda kaldı.
"Buyrun geçin kızlar" ona bişey demeden direk içeri geçtik herkes kendi alemindeydi kimi içiyor, kimi dans ediyor, kimisiyse yiyişiyordu yüzümü buruşturarak Ada'nın koluna daha çok yapıştım. İleride bizim sınıftan birkaç kişi daha vardı onların masaya ilerleyerek oturduk. Kısa selamlaşmadan sonra etrafı izlemeye başladım. Etrafta fazlasıyla yoğun sigara kokusu vardı. Acaba annem benim böyle bi ortamda olduğumu bilseydi napardı? düşüncesi bile tüylerimi ürpetti. Çok geçmeden Ada ayağa kalktı
"Yağmur hadi kalk dans edelim"
"Saçmalama burda kendini becersen bile dans etmem ben" Ada naparsa yapsın dans etmeyeceğimi biliyordu çünkü insanların gözü önünde dans etmeyi sevmem. Sigara kokusu ciddi anlamda midemi bulandırmıştı
"Sen beni takma eğlencene bak dans et eğlen ben bi lavaboya gideceğim"
"Ben de geleyim mi?" bıkkın bi şekilde konuştum
"Ada hadi git eğlen" gülümseyip yanağıma öpücük kondurdu ve arkasını dönüp dans edenlerin arasına karıştı. Bende ayakta mal gibi dikeldiğimi farkedince lavaboyu aramaya başladım yanımdan geçen bi kızı durdurdum
"Pardon lavabo nerede?" diye bağırdım müziğin sesi yüzünden sürekli bağırarak konuşmak zorunda kalıyorduk. Eliyle üst tarafı işaret etti. Gülümseyip merdivenlere doğru ilerledim. Ev, ev değil bildiğin saray. Yiyişenleri atlatıp zar zor yukarı çıktım bari merdivende yapmayın ya kudurdunuz mu anlamadım ki. Merdivenin sonu direk koridora çıkıyordu yavaşça koridorda ilerlemeye başladım o kadar fazla kapı var dı ki nerede olduğumu şaştım, bi kapıyı aniden açınca çığlığıma mani olamadım çünkü karşılaştığım manzara pek iç açıcı değildi. Kız erkeğın altında çıplak, erkek kızın üstünde çıplak. Söylememe gerek yok sanırım. İkiside bana soran gözlerle bakıyordu benden cevap gelmeyince erkek konuştu
"Bebeğim orada duracak mısın? yoksa bize katılmak ister misin?" dediği şeyle çocuğu pataklamak istedim ama onunla uğraşamam, direk odadan çıkıp kapıyı kapattım. Cidden, iğrenç. Sonunda tuvaleti bulduğumda büyük bi oh çekerek içeri girdim. Birkaç kız badanalarını tazeliyordu. Bende makyajımın bozulmasına aldırmadan iyice elimi yüzümü yıkadım akan rimelimi temizledikten sonra peçeteyle kurulandım. Aynada kendimi kontrol edip geldiğim yerden geri döndüm ilk oturduğumuz yere gelip en köşeye oturdum.
"Ne içersin?" sesin geldiği yere dönünce Kaan'ın yanımda oturduğunu farkettim.
"Su" gülümseyip masadan su alarak bana uzattı teşekkür edip suyu kafama diktim beni rahatlatmıştı.
"Kaan ne kadarda sıkıcı bi partin var"
"Bence burda tek eğlenmeyen sen varsın" etrafa göz gezdirdiğimde haklı olduğunu anladım.
"Hadi kalk havuzun oraya çıkıp hava alalım" iyi fikir olduğu kanısına vardığımda onun gibi ayağa kalkıp yürümeye başladım. Kaan'ı herzaman sevmişimdir bazen atışsakta çok iyi anlaşırız çok iyi bir dost. Bahçeye çıktığımızda buranında tıklım tıklım olduğunu gördüm. Burdakinlerse mayolaranı giymişler havuza atlıyorlardı. Kimi ise masalarda oturuyordu. Kaan etrafı süzdü bi noktaya gözü takıldığında zaferle gülümsedi.
"Hadi gel seni kuzenimle tanıştırayım." aklıma okulda Ada'nın söyledikleri geldi.
"Şu okula gelmeden popiler olan çocuk mu?" Sırıtarak konuştu
"Aynen öyle."
"Yok sağol ben almıyım canım." Beni sırtımdan iktirerek zorla yürütmeye başladı ona sinirle bakarken bi masanın önünde durduk. Kaan sırıtarak konuşmaya başladı
"Evet arkadaşlar bakın sizi kiminle tanıştıracağım. Bu Yağmur bizim sınıfta, kendisi çok iyi bir kızdır (!)" sonra bana döndü ve bana masadakinleri tanıtmaya başladı.
"Bu arkadaşım Koray." sarışın yakışıklı çocuk elini uzatıp gülümsedi bende elini sıkıp gülümsedim.
"Bu da benim canım arkadaşım Deniz." gösterdiği kişiye dönüp baktığımda az kalsın gözlerim yuvarlarından çıkacaktı. Çünkü az önce tuvaleti ararken yanlışlıkla girdiğim odada şey yapan çocuktu, işte bana söyletmeyin. Oda beni tanımış olucak ki fena halde kasıldı. Tamam bende rahatsız oldumda bu kadar kasılıcak ne var anlamadım. Zorla gülümseyip konuştu
"Memnun oldum." bende zoraki gülümseyerek karşılık verdim. Sonra yanına baktığımda 2. bi şok yaşadım o da altındaki kızdı. Fazlasıyla utanmıştım, halbuki kızın utanması gerek değil mi? düşüncelirimi bölen Kaan'ın sesi oldu
"Siz Deniz'le tanışıyor musun?"
"Hayır, no, nayn, ihtimal yok. Neden tanışalım ki biz bunla. Hayır hayatımda ilk defa görüyorum."
"Hayır demen yeterliydi Yağmur." Hoyor domon yotorloydo Yoğmor. Şimdi ben sana bişey derdim ama boşver. Kaan yanında ki kızı göstererek konuştu
"Bu da Melisa, kendisi Tuna'nın sevgilisi olur." dediği şeyle beynim error verdi oha oha oha.
En son kişiyide dönüp tanıttı
"Buda benim popiler, yakışıklı kuzenim Tuna" valla Ada'nın dediği kadar varmış çocuk filmlerden fırlama gibi maşşallah. Ağzımı kapatıp gülümsedim oda kafasını salladı. Ah yavrum seni fena kazıklıyolar haberin yok. Ama Melisa'da manken gibi kız. Off nereye düştüm ben böyle. Aklımı yoklayıp kaçmak için bahane aramaya başladım.
"Şey ben arkadaşımı içerde unutmuşumda onu bulmam lazım size iyi eğlenceler" yapmacık gülümseyip topuklu ayakkabılarla ne kadar olursa koşmaya başladım. Salak Yağmur. Aptal Yağmur. Arkadaşımı içerde unutmuşum nedir? kendi kendime söylenirken biri kolumdan tutup beni kendisine çevirdi. Bilin bakalım kim? tabiki Melisa. Sen ne ara arkamdan geldin? tabi kesin gördüklerimi Tuna'ya söylerim diye yusuf yusuf oldu.
"Bana bak lafı uzatmıcam yukarda gördüklerini unut tamam mı hiç kimseye bu konudan bahsetmiceksin. Hele Tuna'ya asla. Ondan uzak dur. Ben Tuna'yı seviyorum. Lanet çeneni kapalı tut." diyip konuşmama izin vermeden kıçını sallaya sallaya gitti. Sürtüğe bak ya tehtid etti etti konuşmama izin vermeden gitti. Neymiş Tuna'yı seviyormuş. O yüzden başkasının altında.... tövbe tövbe ya. Sinirle olduğum yerde dururken Ada gözüme takıldı ve elindeki şey. İçki! hemen yanına gidip elindekini kaptım. Şekeri elinden alınmış çocuk gibi sızlanmaya başladı
"Yaaa versene kızım şunu"
"Ada sana burdan bi çakarım Allah'ına kavuşursun yemin ederim." Ada hala elimdekini almaya çalışırken yanımdan geçen kızın eline tutuşturdum. Ada'nın kolunu tutarak yürümeye başladık sarhoş olmuştu işte gerizekalı. Dışarı çıkıp Ada'yı kaldırıma oturttum hala sızlanıyordu
"Yaa geleli daha 1 saat bile olmadı."
"Evet geleli daha 1 saat olmadı ve sen hemen sarhoş olmuşsun aptal." Annesinden azar işiten çocuk gibi kafasını eğip tırnaklarıyla oynamaya başladı. O sırada kapıdan birinin çıktığını gördüm. Tuna'ydı ama yanında Melisa yoktu, aman banane be. Bizi görünce yaklaştı ve Ada'yı süzüp bana döndü
"Yardıma ihtiyacın var mı?"
"Hayır yok teşekkürler"
"Bence var"
"Hayır yok dedim teşekkürler"
"Kız başına halledemessin, arabam şurda arkadaşınla seni eve bırakabilirim."
"Neden sadece ismini bildiğin birine yardım edesin ki?"
"Bu saatte, burada iki kız yalnız başınıza ki biri sarhoş böyle bırakıp gitmeye gönlüm el vermez" ooo Tuna bey gözüme girdin. Ama yinede niyetini bilemeyiz değil mi bu devirde neler var neler. Geçen Müge Anlı'da izledim kızı seni seviyorum diye kaçırıyo sonra tecavüz edip 875421732981 yerinden bıçaklayıp kaçıyo. (Sayıyı okumadan geçtiniz biliyorum sfugpiteqacj nys devam)
"Orda durmaya devam edicek misin? gidelim mi?"
"Sana niye güveniyim ki ya beni böyle kandırıp arabana bindikten sonra kaçırıp sonra tecavüz edip beni ormana attıktan sonra arkadaşımı deşerek dereye atarsan?" Gülüp konuşmaya başladı
"Eğer birine tecavüz edicek olsaydım o sen olmazdın merak etme." ben buna gözüme girdin mi demiştim? sözümü geri alıyorum. Pis hayvan, aptal ya. Ayağımı yere vurup bağırmaya başladım
"Sanki ben sana çok meraklıyım be pis ırz düşmanı!"
"Bana sesini yükseltme güzelim. Teklifimden vazgeçmeden elini çabuk tutsan iyi olur."
"Sen kimsin ya? salağa bak hayır hem ilk iyilik yapmaya kalkıyosun sonrada anında öküzlüğünü ortaya koyuyorsun bravo."
"İyi." diyip arkasını dönüp yürümeye başladı. Etraf çok karanlıktı ayrıca sessiz. Açıkcası bu tüylerimi ürpertmişti Ada'ya baktığımdaysa kaldırımda sızmıştı. Hay Allahim! Tuna'ya baktığımda arabasına binmiş çoktan gitmişti bile. Pislik ne olucak. Ona mı kaldım ben be. Hemen telefonumdan taksicinin numarasını buldum ve bi taksi göndermelerini söyledim. Bence bugün bu kadar ekşın yeterdi.

2 BROKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin