Multimedia Beril
Evet yine sıkıcı bir yaz tatlıyle beraberiz.Her sene zorla getirildiğim Bodrum a yine geldim.Annemler beni buraya sanki çok büyük bir marifetmiş gibi zorla getirtip canımın sıkılmasını sağlıyorlar.Ben istemiyorsam neden getiriyorsunuz beni buraya arkadaş.Getirmeyin beni buraya.
"Beril yemek hazır." Annemin harika bağırışı odamın içine doldu.Harikasın Sema Sultan.
İstanbuldan daha yeni geldik Bodrum'a.Bırak ta kızın dinlensin biraz dimi ama.Hemen telefonumu kapıp bir yandan Sevgi ye mesaj yazıyor bir yandan da merdivenlerle mücadele veriyorum.Evet,Sevgi benim en iyi arkadaşım aynı zamanda tek arkadaşım.Insanlar bana asosyalsin diyor nedenini anlamiyorum acikcasi ve bu yuzden bir arkadasimin oldugunu soluyorlar sacmalik!
Aşağı indiğimde burnuma mis gibi kokular gelmeye başladı.Annem her Bodrum'a geldiğimizde sosyete yemekleri yapar.Nedeni ise buraya ayak uydurmakmış.Ya zaten evdeyiz ve bizden başka kimse yemiyor yemekleri yani ne gerek var.Aman boşver gitsin.Adını söyleyemediğim yemekleri yapıyor.Bu yemeklerin ortak noktası ise hepsi harika.
"Yine döktürmüşüz Sema Sultan." Yağcılarda inecek var.
"Sen beni bilmiyor musun kızım her zaman harika yemekler yaparım.Yarışma programına katılmak istedim ama almadılar.Harcıyorlar beni burada hııh." Annem ergenliğine döndü gençler.
"Tabii sen harikasın biricik anam."Daha fazla sohpet edip aç kalamam ben hemen yemeklere daldım.Gerçekten harika.
"Sön bötönösön önnöm." Ağzım dolu olunca böyle çıkıyor sesim.Kesin ben evde kalıcam.
"Tamam bu kadar yalakalık yeter.Ağzın doluyken konuşma bitir yemeğini." Tamam yani niye sen beni azarlıyorsun ki şimdi.Yemeğimi bitirdikten sonra odama çıkıp üstüme beyaz bir bulüz altıma da pembe bir etek giydim.(mutimedia)Sahile inip biraz yürümek istiyordum.Çok sıkıldım burada.Annemden izin almam zor olmazdı.Hemen aşağı inip anneme birkaç güzel söz söyledim ve izni kopardım.Siteden çıkıp sahile doğru yürümeye başladım.Bir kayanın üstüne oturup manzarayı izliyordum.Hava kızıllaşmıştı.Yavaş yavaş akşam oluyordu.Tam ayağa kalkıp yürüyecek iken ayağım kaydı ve denize düştüm.Evet ben yüzme de bilmiyorum o yüzden boğuluyordum. Lanet olsun.Sonum gelmiş.Buraya kadarmış.Elveda hayat.Elveda kötü Bodrum.Gözlerim karardı ve ciğerlerim suyla doldu.
Birden yabancı bir dudak dudaklarıma baskı uygularken uyandım.Gözlerimi açtığımda benim yaşlarımda bir çocuk bana suni tenefüs yapıyordu.Oha lan ölmedim.Birden çocuk durup gözlerime baktı ve başımı dizine koydu.
"Şükürler olsun ki yaşıyorsun." Bu kim lan ne diyor bu.Ama çocuk çok yakısıklı.Allahım öldüm de cennette miyim.Sevgilim ol.
sevgilim.
Sevgilim.
SEVGİLİM.
Tamam Beril tamam.Sakin.
Akşam eve geldiğimde hala aklımda o çocuk vardı acaba o çocuk kimdi? Neyse şimdi bundan daha önemli işlerim var. Hemen Sevgiyi aradim ve bu gün olanlari anlattım. Her zamanki gibi saçma sapan tepkiler falan verdi yani benim arkadaşıdan da ne beklenir ki. Annem seslendiğinde koşarak aşağı iniyordum ki o an merdivenlerden yuvarlanmam bir oldu. Annem söylenmeye basladi bile."Of beril azcık dikkatli olsana hep diyorum sana şu merdivelerden koşarak inme diye ama ben kimim ki beni kim niye dinlesin dimi ama ben biliyodum böyle olcağını"
Daha fazla annemi dinleyemem canım çok acıyor tamda bu sırada ağzımdan küçük bir inleme kaçtı.
"Anne canım çok acıyo. Bak ben kesin ayağımı falan kırdım yani başka açıklaması ola- aaaaaaah"
"Of Beril olmıcak böyle gel gel bir hastaneye gidelim baksınlar. Kal hadi yürü arabaya."
"Anne ben bu ayakla yürüyemem haberin var mı senin diyorum ki azcık popişini zorlasanda kızına yardim etsen. Nasıl olur mesela?"