2.BÖLÜM

118 5 6
                                    

    Ertesi gün

    Rüzgarın ağzından

  "Abi kızı bulamadık"

"Ne demek kızi bulamadık delirtmeyin adamı"

"Ama abi kız yok hiç bir yerde"

"O kızı buraya bulup getiriyosunuz bulmadan gözüme gözükmeyin şmdi kaybolun"

"Tamam abi"

    Beril'in ağzından

   Yolda yürüyordum sevgiyi aramak için telefonumu çikardım ve ağzima bir bez parcasi kapatildi bende nefesimi tuttum bayilmamak icin ama fazla da direnemedim. Derin bir nefes aldım ve gözlerim karardı.

Uyandığimda depodaydım deponun bazi yerlerinde kan vardi ellerim ve ayaklarim bağlanmıstı sonra 4 tane izbandut gibi adam gordum ben burdan kaçamazdım.

O sırada kapı açıldı ve içeri yapılı bir adam girdi resmen kasları kafam kadar maşallah. Bu adamın benimle ne işi vardı ki. Sonuçta ben kendi halinde olmayan bir kızım. Yine naptım acaba? Adamlarından biri "abi kız orda diyerek beni gösterdi.
   Çocuk kafasını çevirince göz göze geldik gözleri çok güzeldi. Mavinin bir tonuydu. Saçları siyah ve uzundu. Resmen hayalimdeki adam.
   Adam beni görünce adamlarına döndü ve aynen şunu söyledi:

"Allahım neden ben oğlum insan gibi iş yapsanıza siz bula bula bu kızı mı buldunuz lan ben size bunu mu kaçirin dedim"
 
Bu çocuk neden böyle tepki verdi ki şimdi beni görünce allah allah cidden naptım ben.

"Abi o kız degıl mi bu?"

"Değil tabi gerizekalı kızı bırakın."
 
Sonra da o adam gitti. Ellerimi adamları sökerken taramalı tüfek gibi söylenmeye başladım. Sonra gözlerinin tonuna hayran olduğum çocuğun ellerini dudağımda hissetmemle birden irkildim. Çocuk çok güzel kokuyordu. Yeni doğmuş bebek gibi hoş ama bir o kadarda erkeksi bir koku. Bundan daha önemlisi var ama şuan.  Beni susturarak resmen büyük bir suç işleyordu.
Ç

ocuğu dikkatlice süzdüğümde beni denizde kurtaran çocuk olduğunu fark ettim. "Yine mi sen pis sapık. Yoksa bana tecavüz mü edicektin? Düşününce bana tecavüz edicek olsan beni bırakmazdın..."ben yine kendimi kaptırmış giderken çocuk bana kükreyerek "sus artık lanet olası şimdi hazır şansın varken uza ufaklık"
"Bak ya hala ufaklık diyor. Hem sen beni kovamazsın ki. Sen kimsin? Daha tanışmadık bile"
"Ben Rüzgar. Beni tanıdığına memnun oldun. Artık git"
"Daha kendimi tanıtmadım." Gözlerini devirdi.
"Söyle şu lanet olasıca ismini ve git."
"İstersen burdan çıkarken söyleyebilirim"
Sanırım bu çocuktan hoşlanmaya başladım. Gözleri,saçları,kokusu,kendine has hareketleri ve asla yıkılmayacak gibi görünüşüyke çok havalıydı.ama minicik. Ufacık. Yani böyle çok ufacık bir hoşlanma gibi gibi. Şunuda atlamayalım. Dudaklarıma dokunduğunda fark ettim. Elleri çok yumuşaktı.
Bana 'sen delisin' bakışları atarken o haliyle çok tatlı ve konik gözüküyordu. Bende kendimi tutamadım  ve gülmeye başladım.
  "Yine ne oldu lanet olası" dediğinde ise kalbim kırıldı ve ağlamaya başladım. Buna da sinirlenip "ne bu duygu değişimi kızım. Regl falan mısın?"dedi ben bu kadı üzerine kuzarmaya başladım. Bu lafı nasıl bu kadar rahat söylüyordu bu çocuk. Bende o anki sinirle ne dediğimi bilmeden "evet" diye bağırdım.
     Resmen ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu. Sonra kollarını açıp bana sarıldı. Baya baya o çocuk şuan bana sarılıyo yok artık. O anki telaşla 2 dakika bir şey yapamadım ama nolduğunu anlayınca hissedemeyeceği gibi ellerimi beline koydum. Ama tahmin ettiğim gibi olmadı ve ellerimi hissetti. Bunu birden gerilen kasları yüzünden anlıyordum. Yavaşça kollarını belimden çektiğinde bende kollarımı ondan çektim ve gözlerimi kaçırdım.
     Elleriyle başımı tuttu. Dokunuşları çok nazikti. Sanki elinde çok değerli bir lşey varmışta her an kırılabilirmiş gibiydi. Başımı kendine doğru kaldırdığında gözlerimi kaçırdım.
       "Bana bak."dediğinde sesi yumuşacıktı ve bir şok daha geçirdim. "İyi misin?"bu öocuk hangi ara bu kadar kibar oldu ya. "Evet" diyebildim zorlukla
                      ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● 
      Ertesi gün saat 12 de telsfonuma gelen "günaydın" mesajıyla uyandım. Hangi sorunlu bu saatte mesaj atıp beni tatlı uykumdan uyandırabilir ki. E tabiki bana 'baş belası' diyen Rüzgardı. Mesajına uykulu olduğum için cevap vermedim. Hem bi dakika ya numaramı nerden buldu bu çocuk? Bu soruyu kendime sordum ve birden irkildim. Kendime geldiğim gibi Rüzgar Beye şu mesajı attım."günaydın rüzgar bey yine hangi numaralarınla numaramı buldun?"
    Mesajı attıktan sonra kalktım ve kahvaltıya indim. Annem şaşkın bakışlar içinde bana şu soruyu yöneltti."hayırdur prenses sen bu saatte kalkar mıydın?"
     "Anne bana öyle bakma, sonuçrita her insan değişikliği hak eder."
     "Peki öyle olsun."dedi annem. Galiba uykulu gözlerim vesesimden pek inandırıcı değildim. Biraz bişeyler atıştırdıktan sonra masada uyumamak için odama çıktım. Telefonuma baktım hala uyuz insan mesaj atmamıştı.mesaj atmasamıydım acaba. Yok atmıyım (attı). O mesajı niye attım. Tekrar görüldü atsın diye mi? Of. Oooo attı işte görüldüyü.
      Oha yazıyor. Ne diyorum ben? Neyse mesajda şunlar yazıyordu." Numaramu annenden aldım, o akşam yemeğe geldiğimizde" diye .mesaj at diyen hücreler  var. Tanrım bu çocuktan nasıl kurulucam.
        Odamda kitap okurken telefonuma gelen mesaj geldi. Heyecanla baktım. Mesaj Sevgidendi." Unutulduk" yazmıştı.
         "Yok canım ne unutması. Aklımdaydın fakat fırsatım olmadı."
      "Vay, orası eplenceli galiba. İşler çok mu karışık."
    "Aslında tam öyle değil..." olan biten her şeyi anlattım.
     "Kızım bu çocuğa resmen aşık olmuşsun."
     "Saçmalama aşık filan olmadım.yani belki biraz haoşlantı ama belki yani çokta değil zaten biraz. Off,mesaj atıyım mı?"
       "Atma sakın."
      "Tamam"
5 dakika sonra
     "Kanka mesaj attım."
Sanırım laf dinlemez serseri ruhum yüzünden oldu bunlar. Çocuğa 'buluşalım mı?'diye mesaj mı atılır. Ya ne biçim iş yapıyorum ben.
      "Demek seni kaçırdığımı çabuk unuttun"
      "Unutmak mı?"
       "Biliyorum bebeğim unutlmayacka kadar mükemmelim."ne çeşit bi egoistliktir bu?
       "Evet haklısın. Şimdi soruma cevap ver."
       "Olur saay 6'da sahile ne dersin?"
       "Tamam"
  Allah'ım resmen çocuğa buluşalım dedim ve oda olur dedi.
              ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ●
     
        Akşam içi hazırlanmaya başladım. Sanırım heyecandan ölecektim. Günlük bir şort ve üstüne baya bol bir tshirt giydim. Sonuçta sahile gidiyorduk fazla bir şey beklemesin hani. Saçlarımı dalgalı yapıp açık bıraktım. Tamam sahile gidiyo olabiliriz ama kendime bakmıcak değilim. Ayağıma beyaz vanslarımı geçirdim.  Bu vansların bende her rengi var. Çünkü çok güzeller aşklarım.*gözlerinden kalp fışkıran emoji*. Şortumun cebine biraz para ve telefonumu sıkıştırıp anneme not bırakıp evden çıktım. Ben çanta taşımayı sevmiyorum bakmayın öyle.
     Kapıdan çıktım. Koşarak sahikd gitmeye başladım. Otobüsle falan uğraşamam. Yürümek çok güzel. Sahile gittiğimde dze karşı bir bankta oturuyordu. Allah'ım rüya gibi ya.
    "Sonunda gelebildin."
     " ay ne yani biraz beklediysen ölmezsin."
     "Tamam be. Ee neden buluştuk napıcaz?"
     "Şey... gezeriz diye düşünmüştüm. Sonuçta biz iki iyi dostuz. Yani öyleyiz dimi?"
       "Doğru haklısın hayatını kurtardım ve hala bana bunu ödemedin. Yemek ısmarlamaya ne dersin?"
       "Yemek ısmarlamak derim. Ne dicem?"
       "Hayatını kurtardığım güne lanet olsun."
     " Tamam ama döner ısmarlarım"
     "Kabul ama daha sonra daha iyi bir yemek ısmarlarsın."
     "Oldu bide elbise giyim ne dersin"
     "Tabi giycen,o kadar hayatını kurtardım bi dönerle kurtulacağını mı sandın?"
      "Çok şey istiyon ya" O sırada yürümeye başladı. Arkasından koşarak bağırdım.
        "Tamam kabul bekle beni"
        "Tabi kabul edicejsin başka şansın mı var? Unuttun mu ben istediğim her şeyi yapabilirim. Seni kaçırmam gibi"
        "Yanlışlıkla kaçırmadın mı beni?"
        " yanlışlıkla olabilir ama senin gibi bir sürü insan kaçırıp onlara eziyet ettim. İstersem sana da yapardım. Aslında hala yapabilirim."
         "ATEŞE DAYANABİLECEĞİN KADAR GÜNAH İŞLE."
          "Burdan ne çıkarmalıyım günah mı işlemiyim yani"
           "Ben sana diyeceğimi dedim. Gerisi sende." Dönerciye gelmiştik. Şimdi çocuğun yanında hayvan gibi yemek mi yicem. Saçmalamayın biraz kibarlaşsam nolur dimi?
                ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ●
       
           Çok şükür dönercide kendimi rezil etmeden çıktık. Saat 7.30 falandı." Şimdi napıcaz"dedim. Bir süre durdu ve " sen evine ben evime " dedi.
        "Ne yani yemek almam için mi kullandın beni"
        "Yoo ne yapabiliriz ki bu saatte?"
       "Ne biliyim. Ben seni eğlencsli biri olarak düşünmüştüm. İlla bir fikrin vardır senin."
     "Tabikide yerine göre eğlenceli olabilirim. İstersen benim evime gidelim." Elini belime koyduğunda yine irkildim. Bu çocuk nasıl bu kadar etkileyici olabiliyor.
       "Peki" hey bakmayın öyle ben kötü anlamda söylemedim. Fesat fikirleri çıkarın aklınızdan.
                ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ●

          Eve geldiğimizde ben arabadan inemedim çünkü büyülenmiştim. Bir triplex villa karşımda çok modern bir şekilde duruyordu. Etrafında bir sürü koruma vardı. Bide araba güzel hani.
           Eve girdiğimizde Rüzgar "ben üstüme rahat bir şeyler giyip geliyorum bekle"dedi ve gitti. Evin içind baktığımda yalnız yaşadığını anlıyordum. Ayh birden sıcak bastı. Rüzgar geldiğinde ben ağzım açık bir şekilde ona bakmaya başladım ama yok artık.
  

     

ATEŞE DAYANABİLCEĞİN KADAR GÜNAH İŞLE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin