'Uçak Bileti.'

126 10 4
                                    

Multi medya Rana...

"Efendim abla." diye bıkkınlıkla açtım telefonu. Daha sabahın erken saat olmasına rağmen yeni başladığımız otel binasıyla ilgili bir sürü telefon görüşmesi yapmıştım. Sanırım bunun yüzünden ablama patladım.

"Sana da günaydın prenses. " dedi.

Ablamın neşesi her zaman nasıl bu kadar yerinde oluyor anlamıyorum.

"Ne oldu abla araba kullanıyorum ."diye çıkıştım.

"Sana süper bir haberim var."

"Dinliyorum." Dedim sakin bir ses tonuyla Ablama nazaran ben fazla sakindim.

"Türkiye biletini alsan bir an önce iyi olur diyorum."

"Niye?" diye sordum.Cevabını çok merak ettiğim bir soruydu doğrusu.

"Eee sen daha kıyafetini hazırlamadın."

Bu ablam hep böyleydi.Ne diye lafı bu kadar uzatıyordu.Bir kere de söyleseydi ne olurdu. İlla çatlayacaktı adamı.

"Çatlatma adamı." dedim.Sesim biraz fazla çıkmış olacak ki neşesi kırılmıtı.

"Nişanım var ."dedi az da olsa neşeyle.

Nişan mı ne zaman nişanlanacak biri buldu. Hadi buldu ne ara nişanlanacak hale geldi bu kız.

"Ne-ne zaman?"

"Yarın akşam. " demez mi. Yuh yani ilk öğrenmesi gereken kişi en son öğreniyor yok artık.

"Hiç söylemeseydin abla."

Sitem etmekte haklıydım. İnsan öz kardeşine en son mu haber verir nişanlanacağını.

"Çok aceleye geldi yoksa biliyorsun. "

"Tamam tamam. Hadi baay."

Telefonu kapatıp inşa ettiğim otel binasına değil ters istikamette olan şirkete gitmek için U dönüşü yaptım.

Hızlı bir şekilde şirkete girdim. Etrafimdaki çalışanlarimin beni gördükten sonraki halleri değişip saygıda kusur etmemeleri hoşuma gitsede bana göre fazla abartıyorlardı. Masasında çalışan sekreterim Maria'yı çağırdım ve onu beklemeden odama geçtim. Masama geçip oturdum. Arkamdan Maria kapıyı tıkalyıp girdi.

"Ben Türkiye'ye gidiyorum. Sivis otel işlerini Sıla yapar. Ona da telefon açacağım."

Kafasıyla onaylayıp çıkacakken aklıma gelen şeyle onu durdurdum.

"Bir de en erken ne zamana uçak var bak bana haber ver."

"Tamam Rana Hanım." diyerek çıktı. Bende şirketimin ortağı- İtalya'da bir yerde çalışırken tanıştığım arkadasim - Sıla'yı aramak üzere numarasını tuşladım. Üçüncü çalışta açtı.

"Efendim."

"Sıla ben Türkiye'ye gidiyorum. İşler sana emanet."

"Tamam canım. Önemli bir şey yok dimi."

" Yok önemli bir şey .Ablamın nişanı var. En fazla dört beş güne gelirim. "

"Gitmişken dur biraz bence sonra fırsatın olmuyor. " Ah benim düşünceli arkadaşım.

"Bilmem ki . İşler yoğun hem. "

Aslında gitmişken ailemin yaninda durmayı biraz tatil yapıp kafa dinlemeyi çok isterdim ama işlerin hepsini Sıla'ya birakacak kadar düşüncesiz değilim.

"İşlerin başında ben varım gitmişken biraz kafa dinlendir."

"Duruma göre bakarız. Neyse canım benim çok işim var sonra konuşuruz. " deyip kapattım. Kapının tıklatılmasıyla "Gir." Komutunu verdim. İçeri Maria girdi. Sanırım biletle ilgili bir şey söyleyecekti.

Aşk-ı TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin