"Ay yine mi sen." diye bağırmamla Cem 'Bey' bana doğru döndü. Dudağında sırıtma belirmişti. Komik olan neydi ?
Kendimi kandıramazdım . Tabi ki şuan ki halimiz komikti. Havalimanında karşılaşıp kavga ettik şimdi de kabinde...
Magazinciler olmasa da yaklanmasak. Tam bir rezillik çıkardı. RE-ZİL-LİK.
Kekeleyerek konuşabilmiştim."Sen ne yapıyorsun.Kabalığın yetmedi sapıklığa mı geçtin ? " Bu sözlerim üzerine gözlerinden ateş fırlamışçasına sinirlenmişti. Bu sinirinden korkmamıştım tabi ki o da bana karşı kibar olduğu söylenemezdi.
"Aptal. Kapıyı kilitlememişsin."
Bana bağırmasından çok aptal demesi ağırıma gitmişti. Kimse bana, Rana Yaman'a kim olursa olsun böyle davranamazdı. O kim ya.
"Sen kimsin benimle böyle konuşuyorsun." diye bir çırpıda bağırdım. Kabin dar olduğundan, ve onunda cüssesi büyük olduğundan kabinde sıkışmıştım. Nefeslerimiz karışıyordu.
Sorumu bana yaklaşarak cevaplamıştı. Bu beni heyecanlandırmıştı. Hoşlandığımdan değil ama karşı cinsten biri olduğu için heyecanlandım. Bu beni rahatsız etmişti.
Tek elimle omzundan itmeye çalıştım. O kaslı cüssesini benim narin kollarım tabii ki itemedi.
" Çık şurdan." diyebildim az da olsa çıkan sesimle. Gözleri gözlerimde olduğunu hissediyordum. Ona bakmamak için gözlerim yere kaydı.
"Ne o heyecanlandın mı Rana Hanım."
Sesinde yüzde beş bin alay vardı.
Gözlerimi açarak gözlerine sabitledim. Heyecanlandığım doğru olabilirdi ancak bunu dışa vurduğum için kendime bunu dile getirdiği için de Cem'e sinirlenmiştim.
Yakınlaşmamızı arkada bırakarak daha çok yaklaştım ona. Artık nefesi yüzüme vuruyordu. Sakin olmaya çalışarak konuştum.
"Heyecanlanacak bir olay mı var." dedim sesimin titrememesine dikkat ederek ki başarısız olduğum söylenemezdi. Oley!
Dibime kadar girdi. Sanırım benim yakınlaşmamla gaza gelmişti o da yaklaşmıştı. Gözlerini kapatıp dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Ne değdirmesi resmen öpmüştü brbi. Ah lanet olasıca adam. Ne yaptığını sanıyordu. Beni Rana Yaman'ı öptü ha.
Dudaklarım kuru olduğundan sahesinde ıslanmıştı. Neden öpmüştü ki şimdi bu. Onu itemiyordum ancak tabi ki karşılıkta vermiyordum. Sıcak dudakları bütün tenime işlemişti. Ne yapmıştı bu kaba adam bana. Heyecanlanmıştım yine. İstemsizce gözlerimi yumdum. Öpüşünü tüm bedenimde hissediyordum. Sanırım anlamadan ona karşılık veriyordum.
Ah ne. Karşılık mı? Kendimi bir anda çektim. Benden uzaklaşmamıştı ama hiç değilse rehin aldığı dudaklarımı kurtarmıştım.
"Peki şimdi heyecanlanacak olan neydi prenses ?" diye alayla sordu. Dudaklarında tatlı ama bir o kadarda gıcık bir gülümseme vardı. Bu beni sinirlendirmişti. Omuzuna bir yumruk atıp gülmemesi için işaret verdim. Gerçekten sinirlenmiştim. Beni oyuncağı gibi istediği gibi öpemezdi. O kim ya sıradan bir adam beni öpemezdi.
"Bakalım şimdi kim heyecanlanacak." sesimde alay tutmak istesemde onun ki gibi olmuyordu. Terleyen avcumu açıp suratına tüm gücümle tokat atacakken refleksle elimi sıkıca tutup kabinin duvarına vücudumla birlikte sabitledi. Diğer kolumu da öteki eliyle kavrayıp başımın yanında yerini aldı. Şuan etkisizdim. Lanet olsun ki şuan etkisiz elemandım . Yutkundum ve konuşmaya hazırlanacakken lafımı kesti hödük.
***
"Sakın deneme." dedim beni sinirlendirmişti bu güzel kadın. Onu öpmem tabi yanlıştı ve insanı sinirlendirirdi ama bana asla tokat atamazdı. Onu neden öptüğümüde bilmiyorum fakat bildiğim bir şey vardı ki Rana'yı öptüğüme pişman değilim. Kollarını sıktığımdan canı yanacak ki " Bırak kolumu." diye haykırdı. Bana bile böyle dik davranması hoşuma gitmişti. Zaten benim kim olduğumu bilmiyordu. Bilse böyle davranabileceğini sanmıyorum.
Kollarını sıkmayı bırakıp onu serbest bıraktım ancak hala vücudumuz birbirine yakındı. İki elini göğsüme koyup itmeye çalıştı. Nasıl yaptıysa başarılı olmuştu. Deneyecek kıyafetleri toplayıp ben içeri girdiğimde aniden yukarı çektiği elbisesinin fermuarını çekmeye çalışıyordu. Ona yardım ederek fermuarını çektim. Bana kızsada başka çaresi yoktu. Siyah yüksek topuklu ayakkabılarını da giyerek hazırlandi. Bu ayakkabılarla nasıl yürüyordu ben dahil tüm erkekler bunu anlamıyorduk. Eziyetten başka bir şey değildi.
Ayağa kalkıp sinirle konuştu.
"Bir daha sakın karşıma çıkma Cem Ziyaoğlu Bey."
Kabinden çıktı. Bu kadar çok mu sinirlenmişti. Onu sinirlendirmek hoşuma gitsede sonuncusunda ileri gittiğimin farkına geç de olsa vardım. Ağır kaçmıştı. Nedense kalbimde tarif edemediğim bir burukluk vardı. Neydi ki bu şimdi.
Abimin nişanı vardı. Onun için kıyafet denemesinde yaşadıklarıma bak. Türkiye beni güzel karşıladı
***
Misafirler yavaş yavaş yerini alıyordu. Aklımdan çıkmayan kabindeki olayı düşünmemeye çalıştım.
Ablamın nişanlısıyla tanışmıştık. İsmi Arda Ziyaoğlu. Bu soyad bana bir yerden tanıdık geliyordu. Bu düşüncemi bir kenara bırakıp gelen Esma teyzeyle Aslan amcayı karşılayıp yerlerini gösterdim.
Zaman geçmek bilmiyordu sanki. Davetliler yerini alırken bende kapı başında beklemekten sıkılmıştım. Ablamın odasına girip eniştemden yanlız bırakması için izin istedim. Ablamın yanına büyük sakinlikle oturdum. O kadar güzel gözüküyordu ki siyahlar içinde kıskanmadan edemedim.
"Ablam."
Sadece efendim der gözlerle bakıyordu bana.
"Çok mutlu ol tamam mı ?" Sakin ve tok bir sesle soylemiştim bu cümleyi. Dudağımda da gülümseme vardı.
"Tamam." deyip sarıldık. Babamın kapıyı tıklatmadan içeri girdi. Bizi böyle görünce o da yanımıza gelip bize sarıldı.
Ablamla nişanlısı Arda kol kola ışıklar içerisinde gelirken onu görmemle sinirlerim tavan yaptı. Ne işi vardı onun burada. Beni mi takip ediyordu bu terbiyesiz. Ablamların yürümesini aldırmadan gittim yanına.
"Terbiyesiz seni."
Beni gördüğüne şaşırmış gibiydi. Hepsi rol. Pislik.
"Yine mi sen."
Aa hem suçlu hem güçlü. Onu ben söylemem gerekiyordu.
"Sen beni mi takip ediyorsun." dedim.
"Ne seni takip edeceğim be."
Bak ya hala inkar ediyordu. Yuh.
"Neden bursmdasın o zaman ablamın nişanında ne işin var."
Şaşırdığı yüzünden belli oluyordu.
"Ne ablan mı?" dedi.
"Evet ablam.". Sesim hala kızgın çıkıyordu.
"Bende abimin nişanına geldim."
Ne. Ne diyordu bu ne abisi. Arda Ziyoğlu. Ah tabi ya nasıl unuturum. Kardeşler. Lanet olsun bide bununla akraba olmuştuk. Lanet olsun.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Tesadüf
RomansaSaçma sapan tesadüflerle görmüştüm onu. Nerden bilecektim evimin direği,çocuklarımın babası olacağını... Kader bizi nefretle bir araya getirmişti. Hiç inanmadığım "Büyük aşklar nefretle başlar. " sözü benim başıma gelmişti. Ondan öylesine nefret ed...