"Hayat bize her gün yeni bir şeyler sunar.Bazen çok önceden kaybettiğin bir eşyanı bulursun mutlu olursun.Bazen hiç bir şey bulmana ya da kaybetmene gerek yoktur sahip oldukların senin mutlu olmana yeter.Bazen de hayat sana çok acımasız davranır ve unutmak istediğin şeyleri hatırlatır." Günlüğüme yazı yazarken bir anda kapı aralandı ve annem başını içeri doğru uzattı.Annem bana hafifçe gülümserken 3 yıl önceki doğum günümü hatırladım.O zsmanlar yüzünden gülümseme hiç eksik olmazdı.14. yaşgünüm için birlikte kocoman bir pasta yapıp üzerini özenle süslemiştik.Annemle birlikte yaptığımız son pastaydı bu.Doğum günüme bütün okul arkadaşlarımı çağırmıştım.Yine annemle birlikte özenle yaptığımız doğum günü kartlarıyla.Sınıftaki herkese yapmıştık ve bu saatlerimizi almıştı.Ama o zamanlar annem benimle yaptıgı her şeyden keyif alırdı.Evde kahkahalarımız hiç eksik olmazdı.Babamın tayini nedeniyle İstanbul'dan Eskişehir'e taşındığımızda annem bu yeni şehre nedense hiç alışamadı.Aslında bana kalırsa İstanbul'dan çok daha güzeldi.Daha sessiz,sakin ve cana yakın insanlarla dolu.Ama annem eski arkadaşlarını bir türlü unutamadı.Her gün canı sıkılınca arar ve her ay İstanbul'a gider.Ben ise burada çok daha mutluyum en yakın arkadaşım Miray ve başbelası Selim'le birlikte çok güzel vakit geçiriyoruz.Selim insanı bazen sinir etse de çok komik ve eğlenceli bir çocuk.Miray ise benim her şeyim.Her gün onunla arkadaş olduğum için şükrediyorum.Annemse hala annem işte.Aslında annemin mutsuz olmasının bir nedeni de abimin yanımızda olmaması.Abim benden tam 2 yaş büyük bir egoist.Şu anda okuduğu tıp fakültesini nasıl kazandı bilen yok.Ben kendisinde bir zekilik görmesem de annemin gördügü kesin.Abim tıp fakültesini kazandıgında bütün mahalleyi eve davet etti pasta börek yaptı.Bir evin girişine pankart asmadığımız kaldı gerçi ben onu da teklif ettim ama olumlu bir sonuç alamadım.Kısacası annem abimi çok sever.Yaşlandığında abimin ona bakacağını düşünür.Bence çok yanılıyor ama ben bunu anneme anlatamadım neyse artık yaşayıp göreceğiz.Ben abimle hiç anlaşamam bence kişiliğimiz çok zıt.Abiminde benimle anlaşmak için çabaladığı söylenemez bizim abi-kardeş ilişkimiz daha çok "git bana çay getir" den ibaret.Zaten birbirimizle çokta konuşmayız.Bu yüzden annem gülümsemesini derinleştirerek "Hira abin geldi salonda oturuyor." dediğinde ağzım şaşkanlıktan açıldı.Abim gelmişti hem de dönem ortasında.Nasıl izin aldı acaba diye düşünmeden edemedim.Abim öyle sık gelen biri değildir.Hatta bazen bayramlarda bile gelmez annem de gelen misafirlere abimin çalışkanlığından bahsedip durur bende oturduğum yerden gözlerimi deviririm.Bu arada ben kim miyim Merhabe ben Hira
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sevimli kaçak
RomanceHira 17 yaşında sıradan bir hayata sahiptir.Bir gün aniden karşısına çıkan kişiyle bütün hayatı altüst olur.Üstelik onu gördüğü zamanı hatırlamamaktadır.Hira ailevi sorunlarıyla uğraşırken geçmişten gelen gizemli yabancıyla yüzleşebilecek midir?