Evde kaldığım o üç günü alış veriş yaparak film izleyerek ve bizimkilerle buluşarak geçirdim. Tabiki de doruğa küsüm eve gelmiş ama ben uyuyormuşum yani o öyle dedi. evimizin önündeki korumalara doruğu eve almamalarını söyledim ve sonraki iki gün aynen öyle oldu. Ya tamam tamam biliyorum doruğun bir suçu yok ben ona neden küsüyorsam asıl onun bana kızması gerekli ama oda okula öyle sapık sapık dergiler getirmeseymiş onu Haldun hocaya söylemediğim için bana teşekkür etmeli neyse neyse konumuza dönelim.
Üç gün boyunca her sabah mutlaka dört sezon the walking dead izledim öğlenleri kendime yeni kıyafetler eşyalar almaya gittim ve akşamlarıda Irmak ve Meriçle geçirdim ben yokken şimdiden iki tane sınav olmuşlar ahh Haldun hoca Ahhh benim gibi gül gibi bir öğrenciye böyle yapılır mı?Sonunda üç günlük uzaklaştırılmam bitmişti. Varlığımdan haberleri bile olmayan ebeveynlerimin okuldan uzaklaştırıldığımı ve üç gün boyunca evde olduğumu bilmiyorlardı bile. Annem yani Nazan hanım gezmeye ve tatile çok düşkün bir insandır, babam Gürkan bey ise hafta içi hergün kendi şirketimizin başında çalışır. Babamın babası vakti zamanında zenginmiş babamda benim gibi tek çocuk olunca e hâliyle bütün miras babama kalmış. İşte bende baba parası yiyen çocuklardanım, özel okul, özel dersler, vs. vs. Hayatım hep özellerle gelip geçiyor.
Her çocuğun hayal ettiği gibi bir yaşamım var ama mutlu değilim. Neden mi mutlu değilim?? Benimle ilgilenen bir ebeveynlerim yok, tek bildikleri para. Annem Nazan hanım kendisine anne dememe bile kızıyor. Neden mi? Biz asil bir aileymişiz asil aileler hep öyle yaparmış.
Çalışma masamın üzerine koymuş olduğum telefonum çalmaya başladığında yatağımın üzerinden telefonuma doğru uzandım telefonumu aldıktan sonra kim aradığına bakmadan hemen açtım."Efendim?"
"Ne yapıyorsun? sınava çalıştın mı?" Dedi meraklı meraklı.
"Ne sınavı" dedim aniden.
"Kızım sen yok iken iki tane sınav olduk dedim ya"
"Ayy!! Irmakk!! Ben onu unutmuştum yaa hiç çalışmadım" dedim alt dudağımı ısırarak.
"Al işte ya akıllı şey. Sen merak etme ben yarım saat sonra oradayım seni çalıştırırım hem soruları da söylerim bak bu kıyağımı unutma" dedi kahkaha atarken.Gözümü devirerek "Çabuk ol" diyip cevap vermesini beklemeden telefonu kapatıp yatağımın üzerine attım. Hemen çalışma masamın çekmecesinden kimya ve ingilizce test kitabımı çıkardım. Kimyadan pek anladığım söylenemezdi o yüzden Irmak gelene kadar ingilizce çalışmaya karar verdim.
Daha soruyu bile okuyamadan telefonum çalmaya başladı.
"Ne var?" Dedim sertçe.
"Sen benim yüzüme telefonu nasıl kapatırsın asıl ben senin yüzüne kapatıyorum" dedi ve telefonu yüzüme kapattı.Irmağın bu çocuksu hareketlerini seviyordum canım arkadaşım ya.
Ben kırk birinci soruya geçtiğimde aniden odamın kapısı açıldı."Geciktiğim için üzgünüm makyajım uzun sürdü"dedi şirinsi şirinsi bakarken.
Kaşlarımı çatıp "Hayırdır ırmak hanım ne bu süslenmeler bir yere mi davetlisiniz"dedim sesimi de erkek sesi gibi çıkarırken."Kızım on saat sınava çalışcak değilim herhalde üç saat çalışırız sonrada dışarıya çıkarız kafa dağıtmak için"dedi alt dudağını sarkıtarak.
"Ağzını topla" dedim dalga geçer gibi bakarken. Dudağını sarkıtmayı bırakıp gözünü devirdi.
2 saat sınava çalıştıktan sonra dışarıya çıkmak için hazırlanmaya başladım. Önce ılık bir duş aldım sonra dolabımdan Irmağın seçtiği beyaz tüllü mini elbisemi, altıma da hafif pembeye kaçan topuklu ayakkabılarımı giydim. Hemen ardından saçımı kurutup taradım ve göğüsüme kadar uzanan sarımsı düz saçlarımı açık bıraktım. Biraz parlatıcı ve eyelinerde sürdükten sonra artık hazırdım.
"Oha! Kızım bomba gibi oldun"
"Mersi canım" deyip göz kırptım.Modern Bar'a geldiğimizde ırmak birşeyler söyledi ama müzikten dolayı anlamadım "Nee??" Diye bağırdığımda.
"Seni biriyle tanıştırıcam" dedi miskin miskin sırıtırken.Derin bir nefes verdikten sonra tamam dermişcesine başımı salladım.
içecek bir şeyler söyledikten sonra boş masalardan birine oturduk şansımıza da canlı müzik vardı. Irmak müzik söyleyen çocukla kaş göz işaretiyle konuşurken ayağına hızlıca bir tekme attım.
"Ahh! Ne oldu ya" dedi boş bir yüz ifadesiyle.
"Ne yapıyorsun kızım sen? çocuğu bırak da şarkısını söylesin"
"Ne o çocuk hoşuna mı gitti?''
"ne halin varsa gör ırmak yaa.."
Bir kaç dakika sonra garson gelip buyrun kokteyliniz dedi ve kokteyllerimizi bırakıp başka müşterilerle ilgilenmeye başladı.
Irmağa baktığım da hayla şarkı söyleyen çocuğa birşeyler anlatmaya çalışıyordu, kimdi bu çocuk? Aslında tatlı birisine benziyor.Uzun kumralımsı saçlar hafif kirli sakal ve yeşil gözler boyuda 1.80 var benden altı santim uzun. Aman ne diyorum ben ya telefonumu açıp mesajlara girdim.
Kime: Irmakcığım
Hani nerede şu beni tanıştıracağın çocuk?
Mesajımı attıktan sonra ırmağa bön bön bakmaya başladım.
Yaklaşık beş dakika sonra ırmak hanım sonunda telefonuna bakabildi."Birazdan burada olur"dedi gülümseyerek.
Bende ona yapmacık bir gülümseme gönderdim.
Sonunda canlı müzik bitti ve şarkı söyleyen çocuk gitarını yanında duran kıza verdi ve sahneden inip birşeyler içmek için barmenin yanına gitti.
"sana bir özür borçluyum" dedi alt dudağını sarkıtarak.
"ne için??" Dedim ırmaktan bir cevap beklerken.
"Doruğun dergisini alıp kaçmanı söylediğim için benim yüzümden okuldan uzaklaştırıldın"
Gülmseyerek "önemli değil"dedim ve ona sarıldım. Gerçekten çok üzgün görünüyordu pişman olmalı.
Birisi hemen yanımızda "öhö öhööm"dedive kim olduğuna bakmak için ırmaktan uzaklaşarak bir adım geri gittim. Bu yüz bir yerden tanıdık geliyor ama kim hatırlayamadım.
Tabii ya şarkıcı çocuk!
"Selam ben Mert" dedi.
Yüzüne anlamsız anlamsız bir kaç saniye daha baktıktan sonra "Bende Kumsal" dedim. Sanırım ırmağın beni tanıştıracağı kişi bu olsa gerek geldiğimiz saatden beri bakışmalar kaş göz işaretleri falan bundan olsa gerek ırmağa soru sorarmışcasına baktıkan sonra hemen Mert denen çocuğu gösterip "ta ta ta taaa! Seni tanıştırıcağım kişi işte" dedi.
"Biz tanışma faslını çoktan geçtik sanıyordum"dedim uyuz uyuz ırmağa bakarak. Neden daha önceden söylemedi ki tanıştıracağı çocuğun bu olduğunu?
Eve geldiğimde saat bir buçuktu ve alkolden dolayı başım çok ağrıyorsu kaç bardak içtim bilmiyorum ama mert denen çocuk baya iyi ve kafa dengi sanırım ondan hoşlanmaya başladım yani arkadaş olarak.