Onu orada gördüğümüzden beri içimde tarif edilemez bir istek var. Onda beni çeken bir şey var...
Eve gelir gelmez araştırdığım ilk şey göz rengindeki farklılığın sebebiydi. Gözlerdeki renk farkına heterokromi deniyormuş ve bir nevi mutasyonmuş. O ne güzel mutasyon öyle!
Şuan kendimle dalga geçmemek için büyük çaba sarfediyorum. Hiç tanımadığım birine bu derece kafayı takmam sizce de saçma değil mi? Çocuk bizden tarafa kafasını çevirmeye tenezzül etmemiş ama ben her ayrıntısını incelemişim. İşte bu yüzden kaybediyoruz. Kendin ol İlkyaz Çınar! Tamam çocuk çok yakışıklı olabilir. Hatta çok da değil baya yakışıklı...Allah'ım ultra yakışıklı!
Ben böyle kendi içimde Clash Of Clans yaşarken annem kapıyı kırarcasına açıp karşıma dikiliyor.
"Hemen kalkıyorsun, üzerini giyiniyosun ve dışarı çıkıyorsun!"
"O niye?"
"Temizlik yapacağım."
"Ya benim sana ne zararım var? Yatağın tozunu mu alıcaksın yani bırak yatayım."
"Yok ya! Benim orada canım çıkarken senin yattığını görünce kan beynime sıçrıyor. Hadi dedim!"
Çok geçmeden kendimi evden çıkmış sahilde yürürken buluyorum. Bu kadının yaptırım gücü beni benden alıyor.
Bir bankta oturup denizi seyretmeye başlıyorum.Bir süre sonra bankta yalnız olmadığımı farkediyorum. Başımı yana çevirdiğimde şok oluyorum. Dün karşılaştığım,aklımdan çıkaramadığım "Van Kedim" şuan yanımda. Tesadüflere inanın arkadaşlar, başınıza gelen en güzel şeyler onlarla gelir.
"Pardon ben boş sandım."
"Bakmakla görmek aynı şey değilmiş demek ki."
"Felsefe yaparak mı kızları etkiliyorsun?"
Kocaman bir kahkaha patlattı. Kusursuz bir insan tanımamıştım ve galiba şuan tanımak üzereyim.
Bana doğru döndü ve gözlerimin içine uzun uzun baktı. O an farkettim. Kahverengi olan gözü sadece kahverengi değildi hem mavi,hem kahverengiydi. O baktıkça aldığım nefes yetmedi sanki. İçimdeki bütün kötü şeyleri aldı götürdü. Sonra birden başını tekrar denize doğru çevirdi.
"İşte böyle etkiliyorum."
"Egoist"
Bu sefer sadece dudakları kıvrıldı.Elini bankın sırt kısmına doğru attı. Aniden geri çekildim. Yüzündeki sırıtışla bana döndü.
"Korkma seni yemem. Kriterlerime uygun değilsin pek."
Sinirle ağzımı açtım ama işaret parmağını dudaklarıma sert bir şekilde yerleştirdi. Hayır bunun da benden aşağı kalır yanı yok. Beceriksiz işte!
"Ben gidiyorum davetsiz misafir. Kalan manzara sizindir."
Hızla yanımdan kalkıp gidiyor. Dönüp arkasından bakmıyorum etkilendiğimi düşünmesin diye.Tam o sırada keskin bir fren sesi duyuluyor. Arkamı döner dönmez karşılaştığım manzarayla donakalıyorum.
Bu o...Benim van kedim!
Yerde iki büklüm kalmış bir şekilde duruyor. Ona çarpan kişi ise bir an yardım etmek için adım atıyor ama sonra hızla arabasına binip etraftakilere ve yerdeki koca adama, kedime aldırmadan gidiyor. Etrafta aniden toplanan kalabalığı yarıp yanına gidiyorum. Başıyla yer arasına elimi koyup yüzünü avuçluyorum. Nefesimin yettiği kadar bağırıyorum.
"BİRİ ARTIK AMBULANS ÇAĞIRSIN!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYI
Romance"Siz hiç yaşadıklarınızı tekrar yaşamak zorunda kaldınız mı? Ben kaldım."