Farkındayım bölüm gecikti, fakat küçücük bir sorun vardı. O da halloldu.
Bölüme geçersek, umarım beğenirsiniz :)
Bu bölümde Bulut anlatacak. Bakalım nasıl olacak?
-----
•Bulut'un ağzından•
Toprak'ın içeri girmesiyle annem ve Selma'nın gözü ona kaydı.
Hatunda bakılmayacak gibi değildide neyse...
"İşte kız arkadaşım." Dememle annem ve Selma kızı parçalayacak gibi baktılar. Toprak ise kızarmıştı.
Ah, utangaç. En sevdiğim!
"Gelsene hayatım yanıma." Derken gülümsemiştim. Toprak ise yalandan sırıtmış ve, "Tabi canım, yanına geçeyim ben senin." Demişti.
Aslında bunun altında yatan anlam, 'Senin ebenden, başlıyım ben!'.
Toprak utana sıkıla yanıma geçtiğinde oturdum. Eliyle elbisesinin eteğini çekiştirdi. Bu hali tatlı gelmişti bana. Elimde olmadan tebessüm ettim.
"Kim bu kız Bulut?" Annem hafif yüksek sesle birazda soğuk ses ile konuşmuştu. Ah, Toprak kesin benden bunun intikamını alırdı. Kesin.
"Benim adım Toprak efendim. Istanbul'da okuyordum fakat burayı kazanınca, buraya geldim." Dedi ve gülümsedi.
Ah, o kıvrılan dudakları...
"Ben sana mı sordum? Bulut'a sordum. Sen niye araya giriyorsun!" Annemden nefret etmem gerekir mi?
"Pardon efendim." Toprak'ın yanakları kızarmıştı ve bakışlarını ellerine sabitlemişti. Peki, sıra bende.
"Anne, Toprak ile düzgün konuş." Annem çıkışıma şaşırmıştı, çünkü onun dediğini ikiletmezdim. Hiç bir zaman da karşı çıkmamıştım. Ama şu an, o Selma sürtüğü ile evlenmeye pekte niyetim olduğu söylenemez!
"Toprak, kalk. Gidiyoruz." Toprak şaşkınca bana bakakalmıştı. Anlaşılan o da benden bu tepkiyi beklemiyordu. Ona elimi uzattığımda, tutup tutmamak arasında kaldı.
Fakat sonradan gözlerime bakarak elimi tuttu ve ayağa kalktı, "Biz bu akşam tatile gidiyoruz anne, size iyi dedikodular." Dedim ve Toprağı'da peşimde sürükleyerek, salonun girişindeki valizimi elime aldım.
Dışarı çıktığımızda, elimi bırakıp bana döndü. Bende ona döndüm. Aniden elini kaldırıp yüzüme tokat attı. İşte bunu beklemiyordum.
Yanağımı tutup, "Noluyo lan?" Diyerek döndüm Toprağa. "Hayatım, öyle mi!"
"Ne yapsaydım, cadı mı deseydim ya da samara!" Dememle elini tekrar kaldırdı. Eli ağırdı kızın. O yüzden elini yakalayıp onu kendime çektim. Başı göğüsüme tosladı. Kafasını kaldırdığında burun buruna gelmiştik. Mavileri bana öyle bir bakıyordu ki, derindi içindeki anlam. İri iriydi gözleri. Ah, böyle bile çekiciydi bu kız.
Gözlerim dudaklarına kaydı. Onları dün akşamda görmüştüm, ama karanlıktı. Bu sefer daha iyi inceledim. Kırmızı, dolgun ve şekilli. Kim öpmek istemezdi ki!
Benim dalgınlığımda beni itip geri çekildi. Yanakları al al olmuştu. Ben hariç her yere bakıyordu.
"Şey, ben Yeşim'in yanına gidiyim en iyisi." Diyip uzaklaştı. Arkasından bakarken, her erkek gibi poposunu inceledim, fakat elbise giydiği için pekte inceleyememiştim.
-----
"Ya Yeşim, sen geç arkaya!" Toprak mızmızlanmasını son hız sürdürüyordu.
"Toprak, olmaz. Sen, ve Bulut'un uykusu derin. Yeşim gidene kadar gözünü bile kırpmaz. Arkaya geçerse Yeşim'de uyur."
Hah, elime düştün Toprak hanım. O tokatın hesabı sorulacak!
"Ya ama, off! Offf!" En sonunda arka kapıyı açıp içeri daldı. Hemen arkasından bende bindim. Yeşim ve Çınar su almaya gitmişlerdi.
Kollarını göğüsünde kavuşturmuş ayağı ile ritim tutuyordu ve sinirle dışarıya bakıyordu. Hadi bakalım.
Toprak'ın saçını birden kendime doğru çekmemle, acıyla inleyip, "Hayvanmısın oğlum sen, ne çekiyosun saçımı!" Hala bırakmamıştım ve keyifle gülüyordum.
"Tokat atmıştın hatırladın mı asi kız?"
Birden durdu ve, "Özür dilerim, çok pişmanım gerçekten. Kalbim sızlıyor." Söylediklerinde elbette ciddi değildi, bu yüzden daha çok çektim saçını.
"Ya tamam, yeter bu kadar!" Demesiyle ellerimi saçından ayırdım. Bana dönüp ateşli gözlerle baktı.
Hey! Yanlış anlamayın, öfke anlamında ateşli gözlerle.
Birden üzerime atlayıp bir eliyle saçımı çekti, bağırmamak için dişlerimi sıktım. Diğer eliyle ise yumruk atmaya başladı.
"Ah, danamı yedin ulan! Bu ne biçim güçtür!"
İki elinide vücudumdan ayırdım ve ellerini başının üzerinde, sürücü koltuğunun arkasına yasladım.
Tam o sırada ön kapılar açıldı, bizi gören Yeşim ve Çınar aynı anda, farklı tepki verdiler.
"Anasının nikahı!"
"Yuh!"
-----
-VE SON-
:D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Cilvesi
РазноеHer yerde birbirlerinin karşılarına çıkıyorlar ve de bu durum karşısında her iki tarafta şaşkın kalıyor. Peki neden karşılaşıyorlar? Acaba Kaderin bir cilvesi olabilir mi?