♥ 1.Bölüm:Başlangıç ♥

48 1 0
                                    

 Burada tekrar bu hikayeyi yazıyor olmak düşündüğümden daha güzel. Uzun zamandır ilham perilerim kaybolmuştu. Sanırım onları tekrar buldum. Çokça öpüldünüz. Sırasıyla Ada, Eylül ve Nehir hikayeyi devir alıyor. Karışıklık olacağını düşünmüyorum ama bu bilgiyide ekleyeyim dedim.

"Yanımda yürümüştün, Milena. 

Düşünsene yanımda YÜRÜMÜŞTÜN!"


                         ♣  

 İstanbul'a geri dönmek oldukça kötü hissettiriyor. Kaybetmişim gibi hissediyorum. 

Ne zaman kazandım ki?

Buradan giderken kurduğum o beylik cümleler geliyor aklıma. Onca yaşanan şeye rağmen, hiç dinmeyecek sandığım gözyaşlarıma rağmen buradayım.

Tam şuan bir daha yüzünü bile görmek istemediğim ikizimin beni havaalanından almasını bekliyorum.

Hayattaki en aciz insana el sallayın!

"Seni tekrar görmek, oldukça garip bir his." Karşımda gülümseyen ikizime bakıyorum. Hiç değişmemiş ve bu bana da hiç değişmemişim gibi hissettiriyor.

"Benim için de... garip bir his." Sarılmıyoruz. Beni özlediğini söylemiyor ya da duygusal konuşmalardan birini yapmıyoruz. Belki de yıllar sonra ilk defa şu kalabalık ve oldukça gürültülü havaalanında hesaplaşıyoruz.

"Bir daha asla geri dönmezsin sanıyordum." Aslında bunu sanmadığını biliyorum. O sadece böyle olmasını yürekten istiyordu ve ben de ondan farklı değildim. Ama Eylül... 

"Ben de öyle sanıyordum." diyorum sadece. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Ne yapmam gerektiğine karar veremiyorum. Yaşanan herşeyin üzerinden yıllar geçti. Kabul ediyorum, ona hala fazlasıyla kırgınım ama geçen zamanda öfkem dindi. Artık ona, zannettiğim kadar da öfkeli değilim.

"Nasıl gidiyor hayat? Ben gittikten sonra neler değişti?" Cümleyi kurduğum an, bana az sonra düşüp bayılacakmış gibi bakıyor. 

Bunu sormamam gerekiyordu. Bu yasaklı bölgeydi.

"Biz nişanlandık. Bir ay sonra evleneceğiz." Gülüyorum çünkü bu bence komik. Hatta hayatta duyduğum çoğu şakadan ya da fıkradan daha komik.

"Umarım mutlu olursunuz." Bu konuda samimiyim. Daha önce ne yaşanmış olursa olsun, ikizimin onu çok sevdiğini biliyorum. Aynı bir zamanlar benim sevdiğim gibi...

"Bundan sonra pek mümkün olabileceğini sanmıyorum." Bunu o kadar alçak sesle söylüyor ki duymayacağımdan emin. Ne yazık ki ben duyuyorum ve bu beni düşündüğümden daha az yaralıyor. Artık onu tanıyorum. Yapabileceklerinin farkındayım.

Bavulumu çekçeğinden kavrayıp ilerlemeye başlıyor. Adımımı attığım an, her şeyin değiştiğini düşünüyorum. Artık hiçbirşey Ankara'da olduğu kadar kolay olmayacak. Artık hiçbirşey geriye, bundan üç yıl öncesine dönmemi sağlayamayacak. 

Ne olursa olsun, Nehir ne kadar kızarsa kızsın, Eylül haklı. Artık büyümeliyiz. Artık sorunlarımızla kendimiz baş etmeliyiz. Ne kadar bundan nefret etsekte.

Taksiye binişimizi, evin önüne gelişimizi yarım yamalak hatırlıyorum. Sanki bir kuklayım ve biri beni oynatıyormuş gibi bir his var içimde.

"Evimizi özledin mi?" Evimiz...  Uzun zaman önce bu kapıdan çıkışımı hatırlıyorum da, hiç evimmiş gibi hissetmiyordum. Bir gram bile hemde.

Artık BüyüdükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin