Multimedia: Egemen
-------------
Çok geçmeden Egemen sessizliği bozdu "Bugün Görkem'le noldu? Sonra anlatırım demiştin."
Sesi boğuk ve anlaması güç bir tonla çıkmıştı.
"Meriç'in iyi biri olmadığını, arkadaş kalabileceğimizi falan söyledi."
"Hım,Meriç iyi biri olduğu söylenemez. İki yüzlü piçin teki kendisi. Sana iyi, masum Meriç yüzünü gösteriyor."
Biraz düşündüm. Acaba neden bu olay bana şimdi söyleniyordu? Neden daha önce biri bana böyle bir şey söylememişti? Son zamanlarda mı ikinci yüzü ortaya çıkmıştı? Kendimi bu soruları sorarak kafayı bozabilirdim. Bu konuyu yarın Meriç'le konuşacaktım.
"Sana ve Görkem'e ne yaptı? Neden biri Meriç hakkında böyle bir şey söylemedi. Ve sadece sen ve Görkem bunu söyledi."
Alt dudağını büzerek "Gerçek yüzünü başkalarına göstermemiş belli ki. Bize ne yaptığını anlatırım sonra. Hastaneye geldik sayılır.
Sağ tarafa dönerek hastanenin otoparkına girmiş olduk.
Hastaneden içeri girdiğimiz zaman Serhat amca, sağ tarafta bulunan bekleme yerlerinde gazete okuyordu. Egemen'in kolunu dürterek,Serhat amcayı gösterdim. Koşarak yanına giderek,elindeki gazeteyi yere fırlattı.
"Annem orada ölüm ile yaşam arasında gidip geliyor,beyfendi burada oturmuş spor haberlerini okuyor."
"Oğlum sakin ol. Seninle kavga etmek veya tartışmak istemiyorum. Annenin yanında doktor var. Kontrollerini yapıyor. O yüzden burada oturuyordum."
"Egemen, ben kantine gidiyorum istediğin var mı?"
"Su."
Gerçekten sinirliydi. Yanlarına döndüğümde Serhat amcayı gözü morarmış bir şekilde hastane odalarında pansuman yapılırken görürsem şaşırmazdım.
Egemen'in Ağzından:
Annem ile babam boşanmasalar, babama böyle davranmazdım. Ama annem haklı yere dava açmıştı. Antalya'daki evimizdeyken, anneannemle birlikte eve gelmiştik. Annem daha iş gezisindeydi. Bahçeye çıktığımda babam sarışın bir kadının üstündeydi. Anneannem de bu olaya tanık olmuştu. Annem, eve geldiğinde anneannem olayları anlatmıştı. Sonra da annemde beyin tümörü ortaya çıkmıştı. Daha 8 yaşındaydım ve şu an 17 yaşındayım. Aradan 9 sene geçmesine rağmen babama öfkem hala geçmemişti. Öfkem daha da büyüyerek nefrete dönüşmüştü.
"Doktorun orada olması senin burada oturup spor haberi okuman gerektirdiğini göstermez. Ayrıca sen Antalya'dan İzmir'e neden geldin? Üstelik annemin yanına."
"Sana haber getirmiştim. Annen telefonu açmamıştı. Şirketten dolayı da burada işlerim vardı. Sen de telefonlarımı açmadın. Gelmişken annene uğradım. Annen de kapıyı açtığı gibi bayıldı. Ben de annenden seni aradım."
"Haberin güzel bir şey olmasını umuyorum. Eğer değilse bu olayı senden sorumlu tutarım."
"Antalya'da kaykay turnuvaları yapılıyor. Dört kişilik grup oluşturmanız gerek. Toplam 5 grup var. 25 haziranda başvurular başlayacak. Daha zaman var. İstersen grubunu kur ailelerden ben izin alırım. 1 hafta sonra gidiyorum koçum, hızlı olsan iyi olur."
Bazen bu adamı seviyorum. Grup kuracak olsam kişiler belliydi.
Mira,ben,Eylül ve Ege.
Mira,Eylül ile merdivenlerden yukarı çıkarken yanıma doğru geldiler.
"Geçmiş olsun Egemen." dedi ve Eylül gülümseyerek gitti.
Mira suyu uzatınca, suyu açarak içtim.
"Eylül'ün ne işi var burada?"
"Ege ollie yaparken ayak kemiğini çatlatmış. Onu hastaneye getirmiş."
"Sana bir şey soracağım. Antalya'da dörder kişilik gruplar halinde kaykay turnuvaları düzenleniyormuş. Ege ve Eylüle'de söylesek, isterlerse katılalım mı?"
"Tabii olur. Şimdi yanlarına giderek haber vereyim mi yoksa..."
Mira'nın sözünü istemeden kesmiştim. Şimdi yanımdan gitmesini istemiyordum. Şu an ona fazlasıyla ihtiyacım vardı.
"Sonra"
Mira,uzaylı görmüş gibi yüzüme bakarken bir anda ona sarıldım. Bu hareket nasıl oldu hiç bilmiyorum ama iyi gelmişti.
"Mira, amcacım. Egemen bahsetti mi kaykay turnuvasından?"
"Evet."
"Ben ailenle konuştum. İzin verdiler. Egemen'in bu teklifi reddetmeyeceğini biliyorum. Gruplarınız da kesin bellidir zaten. Geldiğinizde benimle birlikte evde kalacaksınız."
"Baba beni iyi tanımışsın ama Eylül ve Ege ne olacak? Daha haberleri bile yok."
"Merve teyzenleri hallettim.Eylül'ün ailesine de ulaşamadım. Birazdan tekrar ararım."
Babam sahiden bu olayı önemsiyordu. Böyle yaptıkça, babamı sevmeye başlıyordum. Ama 8 yaşımdaki olay aklıma gelince o duyguyu futbol topu yapıyor, o topu huysuz amcanın bahçesine atıyorum. Huysuz amca da o topu bıçakla patlatıyor.
"Mehmet amca yurt dışında, ulaşamazsın. Melek teyze de numarasını değiştirdi."
Eylül'ü seviyordum ama Melek teyzeden nefret ediyordum. Babamla yatan sarışın kadındı o.
"Melek teyzenin numarası bende var, koçum."
Mira'ya baktığımda, kahvesinden bir yudum alarak bizi şaşkınca izlemeye devam etti.
Babam ile annemin neden boşandıklarını ince ayrıntısına kadar biliyordu. Diğer arkadaşlarım ise sadece ayrı olduklarını biliyordu. İnce ayrıntısına kadar biliyor ama o sarışın sürtüğün kim olduğu hariç. Mehmet amca ve Melek teyze de boşanmamışlardı. Melek teyze o olayı paketleyerek toprağa gömmüştü. Bu yüzden de Eylül ve abisi bu olaydan haberi yoktu.
Telefon titrediği zaman, arka cebimden telefonu çıkararak ekrana baktım. Eylül mesaj atmıştı.
Gönderen: Telli Sarı
Baban, annemi aramış. Olaydan haberim var izin verdi.
Gönderilen: Telli Sarı
Tamam telli.
Gönderen: Telli Sarı
Telliymiş. Ego yığını.
Bu kız beni hep güldürüyordu. Telefonu kapamadan saat dikkatimi çekmişti 00.01.
"Mira, seni eve bırakmamı ister misin?"
Telefonu çıkarıp ekranı açtı. Gözlerini büyüterek "Ben giderim. Daha yollar kalabalık. Serhat amcaya iyi geceler dediğimi söylersin."
"Tamam" diyerek kapıya doğru yürüdü.
Babam bağırarak adımı söyledi "Egemen!"