Beşinci Bölüm - Yara

141 16 2
                                    

*Şarkı: Lana Del Rey - Dark Paradise*

*Multimedia: Alvina*

Maggie'nin gözleri ağlamaktan kurumuştu. Hershel, Beth, Rick, Carl, Carol, Glenn ve Maggie, Alvina'nın başında uyanmasını bekliyorlardı. Hepsinin yüzü asıktı.

Alvina yavaş yavaş gözlerini açtı. Hücrede kimse yoktu. Ayağa kalktı ve ranzanın üst katına baktı. Beth yoktu. Etrafına bakındıktan sonra hücrenin kapısına gitti. Açmaya çalıştı ama beceremedi. Kilitlemişlerdi. Hücrede biraz ses çıkardıktan sonra beklemeye başladı.

Bir süre hücreyi izlerken kapıda bir silüet belirdi. "Uyanmışsın." dedi tanıdık ses. Alvina kafasını salladı. "Hiç kan kustun mu?" diye sordu. Alvina sesin kimden geldiğini anlayamıyordu. Bu sefer olumsuz anlamda kafasını salladı. Silüet hücrenin kapısını açtı ve Alvina'ya ilerledi. Alvina, silüetin Hershel'a ait olduğunu anlayınca gülümsedi. Ağzındaki maskeyi çıkardı ve eski sesiyle konuşmaya başladı, "Sen de hastalandın sandık." dedi. Alvina anlamadı, "Hastalanmak?"

Alvina son 3 gündür yataktan kalkmıyordu. Carl onu her ziyarete geldiğinde duş almasını söylüyordu. "Sanırım duş almayı pek sevmiyorsun." Alvina olumsuz anlamda kafasını salladı. "Burada uzun süre kalmayacağım. Suyu boşa kullanmak istemiyorum." Alvina yattığı yatakta doğruldu. Carl ona "Yapma ya?" gibi bakıyordu ve biraz da inanamamıştı. "Nereye gidebilirsin ki? Buradan daha iyi bir yer mi? Saray mı? Yoksa yakışıklı çocuklar filan mı var? Daha ne istiyorsun bizden? Sıcak suyumuz var, yemeğimiz var, doktorumuz ve ilaçlarımız var, yatacak yerimiz var. En önemlisi de burada seni seven insanlar var. Hala gitmek istiyor musun gerçekten?" Carl sinirden yerinde duramıyordu. Alvina yastığını düzeltti ve, "Ağabeyimi bulmalıyım. Ailemi bulmalıyım. Kuzenimi bulmalıyım. Chelsea yaşıyorsa onu orada yalnız bırakamam. Ryan'ı bulursam onunla yaşayacağım. CIA'de eğitim aldı ve çok güçlü. Anlatabiliyor muyum? Yardımlarınız ve sevginiz için teşekkür ederim ama, sen ne yapardın? Ailem dışarıda tek başına." Carl kafasını yere eğdi ve, "Ne yapardım bilmek ister misin?" diye sordu. Alvina kafasını salladı. "Beni seven ve hayatta kalmamı sağlayan kişileri öylece silip bir kenara fırlatmazdım. Onlara birlikte arayabileceğimiz önerisini sunardım. Onları bulduğumda ise burayı önerirdim. Tek başıma aramaktansa bir grupla ararım ve bulma şansım yükselir." Alvina masumca gülümsedi. "Her şey için tekrar teşekkürler Carl ama başınıza zaten bir sürü zorluk çıkardım. Daha fazla zorlama lütfen. Üstelik ya öldülerse çoktan? Boşu boşuna aramış olmayın. Beni kararımdan vazgeçiremezsin." Carl'ın sinirden eli ayağı titriyordu. "Peki onları bulduğunda? Yani şu süper güçlü ve CIA'de çalışan kahramanını ve akrabalarını bulduğunda geri döneceksin değil mi?" Alvina gülümseyerek olumsuz anlamda kafasını salladı. "Ryan'ı bulduğumda onunla yaşayacağım." Carl ayağıyla yere vuruyordu. "Akrabaların?" Alvina hala gülümsüyordu. "Eminim anlayışla karşılayacaklardır, yani en azından kuzenim ve abim. Annem ve babam umrumda değil zaten. Chelsea ölmediyse beni öldürecektir muhtemelen, ya da onu aramıza almamız için yalvaracaktır. Ryan onunla konuşur." Carl hızlıca sandalyeden kalktı ve hücrenin kapısına yürüdü. Kapıda durdu. Maggie hücre kapısının ardında ağlıyordu. Carl, Alvina'ya "Yaptığını beğendin mi?" diye bir bakış attı. Alvina kendini kötü hissetti. Maggie duvarlardan yardım alarak sandalyeye oturdu ve yüzünü kapattı. "Hey, Maggie, gerçek sanmadın değil mi? Yani şeyi, yaptığım şakayı? Gülümsüyordum, görmedin mi? Maggie?" Maggie yavaşça yüzünü ellerinden çekti. "Ne?" diye sordu. "Gitmiyor musun?" Maggie bir anda kahkahayı patlattı. Alvina kalkıp Maggie'nin gözyaşlarını elleriyle sildi. "Hayır. Gitmiyorum." dedi.

Maggie diğer sabah daha bir mutluydu sanki. Herkes uyandığında Carl herkesi bahçeye topladı ve, "Hey! Millet! Alvina'ya hoşçakal deyin çünkü bizi bırakıp gidiyor!" diye bağırdığında herkes Alvina'ya üzgün üzgün baktı. Maggie ve Alvina elleriyle ağızlarını kapatarak gülüyorlardı. Glenn ve Daryl "Ne oldu size ya?" dercesine onlara baktılar. En son Alvina, Carl'ın yanına gitti ve, "Öyle bir şey yok, ufak bir şaka yapmıştım sadece." dedi. Carl, Alvina'ya hala sinirli sinirli bakıyordu. Aralarında fısıldaşanlara döndü ve, "Millet, ben şaka yaptım sadece, lütfen ciddiye almayın ve hayatınıza devam edin." diye bağırdı. Daha sonra çoğu kişi derin bir nefes aldı. Carl, Alvina'ya döndüğünde Alvina hala gülüyordu.

Maggie, Glenn'in yanında yırtınırcasına gülüyordu ve Glenn de Maggie'ye gülüyordu. Alvina gidip Maggie ile konuşmak istiyordu ama Glenn ile aralarına girmek istemedi. Dün gece ormana gitmişti ve derin bir iz almıştı. Kanamasını durdurmuştu ama dikiş atılması gerekiyordu. Maggie'den başkasının da bilmesini istemiyordu o yüzden hücresine geri döndü ve malzeme aradı. Beth'in çantasında iplik ve şiş buldu. Kendi çantasında bir makas vardı. Bluzunun ucundan kesti.

Gece olmuştu ve herkes uyumuştu. Beth bu gece ablasıyla yatmak istemişti, Alvina'nın da işine gelmişti bu. Bütün gün acı çekmişti ama şuan gülümsüyordu.

Masaya oturdu ve ipi yavaşça şişe geçirdi. Kolunu açtı ve Tanrı'dan ona yardım etmesini istedi.

"Ne kadar hızlı, o kadar iyi." dedi ve şişi derisinden geçirdi. Her tarafından ter akıyordu. Kısa bir çığlık attı ve elini ağzına götürdü. Şişi çatlağın öbür tarafından çıkardı ve kısa bir çığlık daha attı. Beyninin uyuştuğunu hissetti. "Bunu... Bunu... Yapabilirim..." dedi ve şişi yeniden batırdı.

Yarayı diktiğinde kocaman bir oh çekti ve kumaş parçasını almak için uzandı. Fakat kumaş parmaklarının arasından yere düştü. Alvina oflayıp sandalyesinden kalkmadan kumaşı alacaktı ki bir ayak kumaş parçasını tuttu. Alvina sessizce küfredip doğruldu.

"Neden kendi başına böyle aptalca şeyler yapıyorsun Alvi?" Alvina şaşkınca Carl'a baktı. "Alvi mi?" Carl tebessüm etti, "İsmin çok uzun. İstersen sende bana isim tak." Alvina düşünür gibi yaptı. "Sana bir isim takacağım ama şuan değil. Düşünmem gerek." dedi ve güldü. Carl, "Daha önce dikiş yaptın mı?" Alvina olumsuz anlamda başını salladı. "Büyükannem televizyonda izlerken görmüştüm. Bu ilk." dediğinde Carl kaşlarını çattı, "Sana gidip bandaj getireceğim. Yarın sabah da Hershel'a söyleyeceğim. Kontrol etsin. Güzelce uyu." Alvina hızlıca kafasını salladı. Carl gülümsedi, " Sen yalan söylerken kafanı hızlı hızlı sallamıyor muydun Alvi?" diye sorduğunda Alvina şaşırdı. Daha sonra gülümsedi ve elini beline koydu. "Senin benim hücremin önünde ne işin vardı Carl?" dediğinde Carl'ın yüzü soldu. "Ben, şey, başka hastalığa yakalanan var mı acaba diye kalkmıştım, uyku tutmadı bide, canım sıkıldı gelip seninle konuşayım dedim." Alvina hala eli belinde gülümsüyordu. "Hangi bahaneni yaptın? Kontrole mi çıktın, uyku mu tutmadı yoksa canın sıkıldı da benimle konuşmak mı istedin?" diye sordu. Carl kafasını kaşıdı, "Üçüde?" kendinden emin olamadı. Alvina gülümsedi. "Bu akşam burada uyusana, hem sohbet ederiz. Yalnız uyumak bana göre değil." Carl gülümsedi ve kafasını salladı.

Bölümü yazarken aklıma Şiş KeBOB geldi jdkdlsjdlndndşn

Arada TWDG'den ve BEYOND: Two Souls'dan alıntı yapabilirim kendini şişlemek olayı da TWDG'dendi misal.

Merciless // the walking deadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin