MELEK.

184 14 3
                                    

LIFE OR DREAMS ..

MERHABA ARKADAŞLAR BU BENİM İLK HİKAYEM DAHA ÖNCE HİÇ DENEYİMİM OLMADI FAKAT ARKADAŞLARIMDAN ALDIĞIM OLUMLU YORUMLAR ÜZERİNE BİR HİKAYE YAZMAYA KARAR VERDİM.SONRA LİFE OR DREAMS 'İ YAZMAYA BASLADIM UMARIM BEĞENİRSİNİZ.YORUMLARINIZI VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM :)...---->> BELIEBER <<-- ^^^^

Merhaba ben Olivia Grace Ana .Ailem ile ortak noktalarımız olmadığından dolayı pek geçinemiyoruz.Hani çocukken sorulan soruların başında gelen o müthiş soru vardır ya 'Anneni mi yoksa babanı mı daha çok seviyorsun?'ve çoğu çocuğun cevabı ise 'İkiside' olan o soru..Benim cevabım bu değildi..Benim cevabım BABAM'dı..8 yaşındaydım ve tüm olan o kabusu hatırlayabilecek kadar hafızaya sahiptim.Gözümün önünde annemin hıçkırıklarıyla karışık haykırışları hala kulağımı tırmalıyor,beynim sanki oyuluyordu.Bu bir insanın yaşamak istemedikleri arasında ilk sırada geliyor sanırım.Tabi bu benim düşüncem.Üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen olayın şokunu atlatamamış,hatta bir de üzerine psikolojik destek alıyorum.Sanırım bunlar bile hayattan nasıl nefret ettiğimi en iyi şekilde ifade ediyor.SANIRIM.Bunların yanı sıra okul hayatım nasıl olduysa gayet iyiydi ve aynı zaman da beni seven bir erkek arkadaşım vardı.Ama onu sevip sevmediğimi dahi bilmiyorum.Biliyorum bana aptal,salak vb. hakaretlerde bulunuyorsunuz fakat şuan ne durumda olduğumu ben biliyorum.İnanın bana Dylan ve Lydia'dan başka KİMSEM YOK!!!

Okul açılalı 2 hafta olmuştu.En iyi arkadaşım Lydia ile kantine iniyorduk bana tatile neler yaptığını anlatmaya çalışıyordu.Oysaki ben onu dinleyemecek kadar kendimi Dylan'ı aramaya adamıştım.Gerçekten neredeydi bu ahmak??

Dylan çalıştığım şirketin sahibinin oğluydu.Evet herkesin de bildiği gibi zengin,karizmatik,ukala ve bir o kadar da çapkındı. -_-

Aynı zamanda okul futbolunun kaptanıydı.Evet sanırım bir kızın istediği herşeye sahipti.Peki ben bunları mı istiyordum? Tamam,şu kaptanlık meselesi biraz sıradan olabilir ama gerçekten bu konuda çok iyiydi.

Dersimin bitmesine 5 dk kalmıştı.Bayan Windy tahtaya anlam veremediğim bir şeyler çiziyordu ki zil sonunda çalmıştı.

AHH TANRIM!! SONUNDA.

Koridora çıkar çıkmaz Lydia soluk soluğa dibimde bitti.Ne olup bittiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.Lydia'nın nefesinin düzene girmesini bekledim ve;

Lydia:

-Olivia ben şey,ımm nasıl söyleyeceğim hakkında bir fik..

derken sözünü kesip;

-ÇIKAR ARTIK AĞZINDAKİ ŞU BAKLAYI!!!

Lydia:

-TAMAM.dedi ve artık olacaklara karşı korkmaya başlıyordum.Ne olabilirdi ki bu kadar önemli ve söylemesi zor olan şey?

-Tamam, söylüyorum. dedi ve gözleri bir noktaya kilitlendi.Bende ister istemez baktığı yöne doğru kafamı çevirdim.Ama hiçbirşey göremiyordum.Tek görebildiğim karanlık bir koridordu.

Bir adım öne gittim ki gitmez olaydım gördüğüm şey kaşısında gözlerim yerinden fırlayacak gibi oldu,kalbim ise tekleyerek atıyordu.AMAN TANRIMM!!! BU GERÇEK MİYDİ? :o

Karşımda Dylan ve... Hayır olamaz bana bunu yapamaz!!

Koşar adımlarla oradan uzaklaştım. Kendimi yanlız hisettiği zamanlarda saklandığım yere geldim.Ağlamaya başlamıştım,sebepsizce sevdiğim birisi için hemde.NEDEN? NEDEN? Ben bunu hak edecek ne yapmıştım ona? Peki ya yanındakine ne demeli?Herşey git gide daha da zorlaşıyor,sanki çırpındıkça bataklığa giriyodum.Belki de benim yaşamam bile hataydı.Belki de bu dünyaya fazla geliyordum.En güvendiklerim ki bana bunu yaptı... Gerisini düşünmek dahi istemiyorum...

^^^^

Eve doğru yürüyordum ki arkamdan gelen araba korna çaldı.Saat çok geçti.Tanrıya içimden yalvarıyordum bir an önce eve gidebilmek ve yatağıma kavuşabilmek için fakat şu arabayı kullanan ahmak bir türlü beni düşüncelerimle yalnız bırakmıyor ve korna çalmaya devam ediyordu.Ondan kurtulmak amaçlı bir dar sokağa girmiştim.AH TANRIM!! sonunda kurtuldum o salaktan! Derken, karşımda bir anda zil zurna sarhoş 2 kişi belirdi. Evet sarhoştular bu her hallerinden belliydi.Uyuşuk konuşmaları,mal gibi yürüyüşleri.. 1 dk 1 dk bunlar bana doğru mu geliyor??

TANRIM HAYIR!! korkmaya başlamıştım bu sokağa daha önce geldiğimi hiç hatırlamıyorum ve bu nedenle kaçabilecek yerleride bildiğimi zannetmiyorum.

Aramızda 3-5 adım kala çığlık atabilmek için boğazımı temizledim ve..

-YAKLAŞMA! DEFOLUN BURDAN! dedim ve ardı ardına onlarca çığlığı bastırmıştım ki esmer olan kolumdan tuttuğu gibi beni duvara fırlatmıştı.Evet aynen FIRLATMIŞTI.. Kolumdan aşağıya doğru bir sıcaklık hissettim.Kahretsin!!.Sonra çenemden tutup,ağzından bir küfür savurarak ,bana tokat attı ve oracıkta yere yığılı verdim.

Tanrım!!! Gözlerim kararıyordu.Evet, işte o beyaz ışık. Beyaz bir ışık görüyordum,sanırım ölmüştüm...

1 SAAT SONRA;

TANRIMM!! Başım çatlıyordu!! Gözlerimi ne kadar zor olsa da açmıştım ve mal gibi tavana bakıyordum. Daha sonra etrafa bir göz gezdirdim ve burası benim evim değil ve 1 dk

-BEN ÖLMEMİŞ MİYDİM?dedim kendi kendime.

Ve uzun boylu,hafif altın sarısı saçlara,tarif edemeyeceğim derecedeki gözlere sahip birisi karşıma dikildi ve;

-EVET öldün ve bende senin için gönderilen bir meleğim.dedi Neyin kafasını yaşıyordu bu mal??hah çok komikti . UKALA ŞEY NE OLUCAK!! -_-

-BANA NE OLDU?BENİ KİM KURTARDI? ,BEN KİMİN EVİNDEYİM?VE SENDE KİMSİN? diye onu soru yağmuruna tutmuştum adeta.

-Sen bayıldın hemde iki erkek tarafından dövülerek ve seni ben kurtardım aynı zaman da burası benim evim ve...

dedi.

-SEN KİMSİN?dedim

Ve konuşmak için boğazını temizledi.

-Ben JUSTIN DREW BIEBER.

LIFE OR DREAMSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin