KUTU

131 12 2
                                    

HATIRLATMA..

TANRIMM!! Başım çatlıyordu!! Gözlerimi ne kadar zor olsa da açmıştım ve mal gibi tavana bakıyordum. Daha sonra etrafa bir göz gezdirdim ve burası benim evim değil ve 1 dk

"BEN ÖLMEMİŞ MİYDİM?"dedim kendi kendime.

Ve uzun boylu,hafif altın sarısı saçlara,tarif edemeyeceğim derecedeki gözlere sahip birisi karşıma dikildi ve;

" Evet öldün ve bende senin için gönderilen bir meleğim."dedi Neyin kafasını yaşıyordu bu mal??hah çok komikti . UKALA ŞEY NE OLUCAK!!

"Bana ne oldu?Beni kim kurtardı? Ben kimin evindeyim? ve sende kimsin?"diye onu soru yağmuruna tutmuştum adeta.

"Sen bayıldın hemde iki erkek tarafından dövülerek ve seni ben kurtardım aynı zaman da burası benim evim ve..."

dedim
"Sen kimsin?"

Ve konuşmak için boğazını temizledi.

"Ben JUSTIN DREW BIEBER."

^^^

Jaxon'ın kolumdan dürtmesiyle gözlerimi açtım ve..

Aman Tanrım!!! Ne yani bu bir..

Tiz ve bir o kadar da tatlı olan aksanıyla bana;

'Evet sadece bir rüyaydı ve ben burdayım seni korurum Grace' dedi.Sanırım haklıydı bu bir rüyaydı ya da KABUS!!

"Eee bana ne gördüğünü anlatmayacak mısın?"

Jaxon'ın böyle bir soru yöneltmesi beni gördüğüm şeye geri götürdü.

"HATIRLAMIYORUM"

Gerçekten ne gördüğümü hatırlayamıyordum.Jaxon'ın bana parlayarak baktığı gözleri bir anda hüzün ile kapladı.İstediği cevap bu değildi.

Jaxon ile çok iyi anlaşıyorduk ona çok alışmıştım.Kardeşim gibiydi.Ve ben ise bir Bakıcı...Sadece kendi harçlığını çıkartmaya çalışan bir bakıcı

Bayan Mallette ve eşi yurtdışında olduğu için ona bakıcılık yapıyordum.

Kim bilir kaç saattir uyuyordum.Yattığım deri koltuktan kalktım ve mutfağa doğru yöneldim.

"Bana puding yapar mısın?" dedi tatlı bir şekilde.Hemen malzemeleri çıkarttım ve işe koyuldum.

"Ben bunları yaparken sen neden bana malzemeleri getirmiyorsun?"diyerek onu yokladım.

Bana şaşkın ve kocaman gözleriyle baktı ve;

"Süt'ü vermeme ne dersin?"diyerek bana göz kırptı.

Aman Tanrım bu çocuk tam bir şirinlik abidesiydi.Ona başımı sallayarak cevap verdim.Aynı zamanda arkam dönük olduğu halde yaptığı harekete karşılık yanağımın içini kemiriyordum.

^^^

"Mmm bu çok lezzetli."dedi

Bu dediğine karşılık gülümseyerek ona karşılık verdim.

Tanrım bu çocuk beni utandırıyordu.

"Beğendiğine sevindim."

"Aaaa burnunda birşey var gel alıyım."dedi.Ona doğru yaklaştım ki...

Aman Tanrım Jaxon!!

Burnuma puding sürmüştü."Bunu çok kötü ödeyeceksiniz bayım."diyerek onu evin içinde kovalamaya başladım.Merdivenlerden çıktığını görünce hemen oraya doğru yöneldim ve..

"Jaxooon?"

Onu göremiyordum.Sanırım biraz endişelenmeye başlamıştım ki biryerden hıçkırık sesi duydum ve sese doğru ielrlemeye başladım.Daha önce bu katta pek gezinmemiştim genellikle alt katlarda işimi görürdüm.

"Jaxoon tatlım orda mısın?"diyerek seslendim.Ağlama sesi çok yakınlardan geliyordu.Karşıda bir kapı aralıktı ve içeriye doğru yöneldim.Jaxon'ın dizlerini kendine çekerek ağladığını gördüm.

Ona doğru koştum ve yanına doğru eğildim.

Aman Tanrım!!

Onu alır almaz banyoya doğru koştum ve yarasına pansuman yapıp temizledim.En sevdiği çizgi film karakterli yara bantlarından taktım ve kucağıma alarak onu yatağına yatırdım.

Uykusunda o kadar masumdu ki..Sadece düştüğü için bu kadar ağlamıştı.Peki ya biz insanlar neden küçücük şeylerde hemen üzülüyor ve ağlıyorduk.Buna değmezdi insanları öylesine kırmak gözyaşlarına değecek kadar ..onları içten yaralamak.Bu çok anlamızdı.

Jaxon'ı odada bırakarak üst kattaki koridorda ilerlemeye başladım ki az önce çıktığımız oda birden gözüme çarptı.Jaxon'ı öylece görünce paniklemiştim odaya bakamamıştım bile.

Aralık olan kapıyı biraz daha açtım ve içeriye doğru adım attım.

Bu yaptığım ne kadar yanlış olsursa olsun içimi kemiren onlarca soru ve merak varken buna engel olamıyordum.

Gözüme bir kutu çarptı ve ona doğru ilerledim ki duyduğum ses karşısında irkildim.

Arkamı döndüm ki...

LIFE OR DREAMSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin