Silahlarımızı bulmuştuk. Önceden bulduğumuz eve geri dönüyorduk. Evi uzaktan görebiliyorduk. Eve yaklaştıkça birşey parlıyordu. Bu parlayan şeyin ne olduğunu öğrenmek için adımlarımızı hızlandırmıştık. Eve yaklaştığımızda bir odanın ışığının yandığını görduk. Biraz tedirgin olmuştuk. Dikkatli olmamız gerekti. Silahlarımızı elimize aldık ve bir kez ateş ettik. Ateş ettiğimiz an büyük bir taşın arkasına saklandık. Aslında ateş etmekle doğru mu yaptık bilmiyorduk. Aslına amacımız içerdeki kişiniz camdan dışarı bakması veya kapıdan cıkmasını bekliyorduk. 2-3 dakika sonra evdeki insan ya da zombi , herneyse dışarı doğru cıktı. O çıkan kişi zombi de olabilirdi. Bunu kontrol etmek lazımdı. Bir anda karşısına çıktık ve silahları o şahısa doğru doğrulttuk ve ;
Berkay : "Kimsin ?"
"Asıl siz kimsiniz ?"
Göktuğ : "Konuşma! Kimsin dedik ?"
"Ben Murat. Sığınacak bir yer arıyordum. Şimdi sıra sizde kimsiniz ?"
Berkay : "Ben Berkay. Arkadaşlarım Göktuğ ve Deniz."
Göktuğ : "Dostum seni onlar ısırdı mı ?"
Murat : "Onlar ?"
Deniz : "Zombiler."
Murat : "Hayır beyler. Isırılmadım. Bu zombiler hangi lanet virüsten oldu bilmiyorum. Bu virüsten ailem de etkilendi , arkadaşlarım da etkilendi. Moralim şu an berbat. Onları düşünmeden duramıyorum."
Berkay : "Murat , sen ne yaşadıysan bizde aynı şeyi yaşadık. Bu savaşı kazanmak istersen bizle gelebilirsin."
Deniz : " Hayır dostum. Ya ısırıldıysa ?"
Göktuģ : "Berkay haklı. Onu burada bırakamayız."
Murat : "Peki. Sizleyim."
Artık bir arkadaşımız daha vardı. Isırılmış olabilirdi. Isırılmadığını söyledi. Güvendik ve böyle devam edeceğiz.
Araba bulmak için şehir meydanına inebilirdik. Bir iyi taraf bir de kötü taraf vardı. İyi taraf calışan , sağlam arabalar vardır , kötü taraf ise zombiler de vardır. Kesinlikle şehir meydanına gitmeliydik. Başka şansımız yoktu. Dikkatli olmalıydık. Eve girip dinlenecektik fakat öncelikle bir araba bulmak gerekti.
Şehir meydanına varmıştık. Zombilerden gizli bir şekilde bir araç bulmuştuk. Eski model bir jipti. Arabaya yavaşça binmiştik. Kapıları kitledim ve arabayı çalıştırdım. Zombiler arabaya doğru geliyorlardı. Arabayı calıştırdığımda farlar otomotik olarak kendisi açılmıştı. Arabanın farlarını kapattık ve arabayı sürmeye başlamıştım.
Dünya'ya bu virüs nasıl yayıldı , nereden yayıldı çok merak ediyorduk. Arabayla kaldığımız eve gidiyorduk dinlenmek için.
Eve geldiğimizde kapının açık olduğunu unutmuştuk. Murat ile tanışmadan önce açık kalmış. Kapıdan içeri girecektik ve kapının arkasından zombi çıktı. Zombi cıktığı an üstüme zıpladı. Direndim. Göktuğ ve Deniz silahlarını zombiye doğrulttular. Zombi bana hâla saldırıyordu. Murat zombiyi vurmuştu. Murat'a güveniyorduk ama çok fazla değil. Murat beni kurtardığında güvenmiştim. Cünkü hayatımı kurtarmıştı. Beni o zombi ısırsaydı bende onlara dönüşecektim.
Berkay : "Dostum çok teşekkür ederim."
Murat : "Arkadaşlar bugünler için var."
Dedi. Gülümsedim. Evdeki yataklarımızı alt kata taşımışdık. Tek kişilik yatakları evin büyük salonuna yan yana koymuştuk. Silahlarımızı da yanımıza almıştık.
Göktuğ : "Dostum benim uykum yok. Ben bugün gönüllü olarak etrafa bakacağım."
Dedi. Ben de yüzümde ki tebessüm ile ;
Berkay : "Tamam kardeşim. Uykun geldiğinde yatabilirsin. Artık silahlarımız var. Onlarla korunabiliriz ne de olsa.
Kalktığımda geri kalan herkes uyuyordu. Camdan bakmaya gitmiştim. Evden şehir merkezini görebiliyordum. Uzaktı ama gözüküyordu. Şehirde bir sürü zombi vardı. Evde diğer odalar çok gitmemiştim. Odaları çok merak ediyordum. Acaba bizim işimize yarayacak birşeyler bulabilirmiydik , belki de. Ev iki katlıydı. Üst kata çıktım. Merdivenden çıktığımda bir koridor vardı. Duvarda asılı bir tablo ve tablonun içinde yaşlı bir adam fotoğrafı vardı. Herhalde o tablodaki adam bu evin sahibiydi. Kim bilir o adam nerde. Ilerledim. Bir odaya girdim. Evet girdiğim oda adamın uyuduğu yani yatak odasıydı. Bir dolap bir de yatak vardı. Yatak bozuktu. Dolaba kapının ordan baktım. İçinde herhalde kıyafet gibi birşeyler vardır. Dolaba yaklaştım ve açtım. Açtığımda hiç tahmin edemeyeceğim birşey olmuştu. Şaşırmıştım. Dolabı açtığımda ölü bir insan vardı. O insanda tablodaki adamdı. Gerçekten çok şaşırmıştım. Boynunda büyük bir yarık vardı. Zombi ışırığı gibiydi. Korkmuştum. Koşarak aşagı inmiştim. Göktuģ ve Deniz'i uyandırmıştım. Murat'ın uyanmaması için sessiz konuşuyorduk.
Berkay : "Beyler yukarıda yatak odasındaki dolapta bir adam ölmüş. Boynunda zombi ısırığı vardı. Buna çok şaşırdım fakat o adam bu evin sahibiydi ona daha çok şaşırdım. Şu an hâla şoktayım."
Göktuğ : "Berkay , gerçekten bende şaşırdım. Hadi gidip bakalım."
Dedi. Yukarıya çıktık. Deniz ve Göktuğ bunu gördüklerinde benim kadar şaşırmışlardı. Bu olayla birlikte çok korkmuştuk. Murat uyanmış ve yukarı çıkmıştı. Murat gördüğünde midesi bulanmıştı. Herhalde uyandığında böyle birşey görmesini beklemiyordu. Aşağı indik. Murat'ın o görüntü aklına geldiğinde midesi bulanıyordu. Yüz ifadesinde belli ediyordu zaten. Şimdi yapacağımız bir görev daha vardı. Arabaya yedek benzin gerekiyordu. Artık uzaklara gitmenin vakti gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Günlüğü
AdventureDünyada yeni oluşan virüs yavaş yavaş tüm dünyayı kasıp kavurmuştur.Virüsten etkilenen çoğunluk nüfüs değişik hareketler gösterip yaşayan ölü haline dönüşmektedir. Bu nüfustan kurtulan sayılı insanlardan sadece 3 kişinin "Zombi Günlüğü" serüveni.