Arkadaşlar giderek kitabımız büyüyor şu ana kadar büyük bir artış gösterdi sayımız hala çok olmasada sizi seviyorum :* (Resim Kaan)
Uyandığımda her yerim ağrıyordu saatte baktığımda:Olamaz geç kaldım! Hemen üstüme basit bir elbise giydim makyaj yapmadan çıktım sadece eyeliner ve maskara sürdüm. Bu saatte taksiler kapılmış oluyordu, koşarak okulun yolunu tuttum hızla koşarken yandan geçen bir spor araba yanımda durup camını açtı ancak ben bakmadan koşmaya devam ettim arabadan birisi bana "Duru!" diye bağırdı arkama döndüğümde arabanın içinden Kaan bana gülümsüyordu:
-Atla!
-Yok zaten az kaldı bende spor yapmış olurum.
-Saçmalama geç kalmak istemezsin dimi?
-Tamam geliyorum.
Arabasına bindiğimde çok temiz ve güzel olduğunu gördüm önce Kaan'a teşekkür ettim sonra kısaca bir sarıldım. Emniyet kemerini bağladım ve Kaan ilerlemeye başladı:
-Araban çok güzel
-Sağ ol bir doğum günü hediyesi
-Bugün doğum günün mü?
-Aslında dündü
-İyiki doğdun! Geç olsada söylemekte fayda var.
Gülümsedi, gülümsemesi çok güzeldi.
-İşte geldik.
-Bıraktığın için çok sağ ol.
-Önemli değil.
Arabadan indiğimde dün laf attığım kız bana bakıyordu.
-Kaan dün seni öpen kız senin sevgilin mi?
-Eski sevgilim. Noldu benden hoşlanmaya mı başladın?
Sırıtıyordu.
-Övöt hömdö çök övlön bönömle.
İkimizde sesli bir şekilde gülüyorduk.İlerden o yellozun bizi farkettiğini gördüm. Ona gıcıklık olsun diye kaanın omzuna dokunup yeniden güldüm. Zilin çalmasıyla birbirimizden ayrıldık. Derse girdim fakat konulara kendimi veremedim. Durmadan kaanla sevgili olma hayalleri kuruyodum.
Derse ara zili çaldığında karnımın acıktığını hissettim ve aşağı kantine indim. Merdivenlerden inerken o yellozla göz göze geldik. (ceren: Namı değer yelloz) ona aldırış etmeden bi basamak daha iniyodumki ayağı ayağıma takılınca yere kapaklandım. Cidden berbat hissediyodum . Göğsümü yere hızlı çarptığım için çok ağrıdı. Yavaş yavaş ayağı kalkıp arkamı döndüğümde nerdeyse tüm herkes bana gülüyordu. Cerene bi bakış attıktan sonra ilerlerken bide önümde duran elinde ketçaplı sosislili çocuğa çarptım. Tişortum iğrenç ketçap kokunca sinirden bi çığlık attım. Ve koşarak kantine indim. Kaan bana gulerek yaklaştı ve noldu bakışı attı.
- şuan hiç havamda değilim cidden benden uzak dur yoksa sana sarılınca ketçap kokarsın. Diye tehtid ettim.
- tamam tamam sakin ol dedi ve ıslak mendil satın aldı. İçinden bitane çıkardı göğüs kısmımı silmeye başladı. O an vucudum alevlendi sanki.
- tamam gerisini ben hallederim. Diyince sanırım rahatsız olduğumu sandı ve yuzunu ciddileştirip mendili bana verdi.Bana öyle bakması beni ürkütmüştü:
-Bana kızdın mı?
-Hayır, kızınca çok tatlı oluyorsun.
Gülümsüyordu, bende gülmüştüm.
-Sende gülünce çok tatlı oluyorsun.
Bunu söylemem ile gülmeye başladı.
-Ya benim acilen yeni bi kıyafet bulmam lazım.
-Hadi gel bildiğim bi yer var.
-Çok sağ ol ya.
-Ne demek
Yine gülümsüyordu
-Sana sarılırdım ama üstüm
-Hadi gel
Önce üstüme bir hırka verdi sonra arabasına bindirdi
-Ya sana nasıl teşekkür ederim
-Sarılarak
Gülümsüyordu, mavi gözleri bana dikilmişti. Sıkıca sarıldım sonra kulağına fısıldadım:
-Çok teşekkür ederim
-Yüreğinle söyle
-Çök töşökkör ödöröm.
Kahkahalarla gülüyordu bende güldüm sonra ayrılıp ikimizde gülmeye başladık.
-Buraya gelirken çok korkmuştum arkadaş edinemiyeceğim diye çok korkuyordum sonra seninle çarpıştığımızda ilk başta senden nefret etmiştim şimdi ise...
-Şimdi ise?
-Seni abim gibi görüyorum.
-Abi?
-Evet abi
- O zaman bana Kaan Abi diceksin.
-Pökö Köön Öbö
Yine gülmeye başladık
-Hadi gidelim geç kalıcaz
Birlikte okuldan çıktık.bana " Telefonunu verir misin? " diye sordu. Neden istediğini merak etmiştim. Fakat cevap vermeden cebimden telefonumu çıkarıp ona uzattım. " Napcaksın ki? , hem şarjım az , dün gece..." Derken sözümü kesti. "Ne çok konuşuyosun sen ya " dedi. Çarpık ve alaycı bir gülüş attı. Onun o gülüşüne her ne kadar içim gitmiş olsada sonuçta beni abisi gibi görüyordu. Bende gelip geçici bi hayranlıktır diye onu abim gibi gormeye çalıştım. Fakat sanki her hareketinde ona daha bi hayran oluyordum. Bunları düşünürken o cebinden kendi telefonunu çıkardı ve benim telefonumu çaldırdı. " al kaydedersin. " diyince bir anlığına şok geçirince kısık sesle "tamam" dedim. Cidden o an mutluluktan içimden sessiz bir çığlık attım. Sonra arabasına bindik. Yol boyunca çok sessizdik. Sonra tabiki ben sessizliği bozdum . " aslında buraya geldiğimden beri ilk kez dışarı çıkıyorum. " dedikten sonra yüzüne baktığımda gülüyordu. " ozaman buna sevinmelisin , çünkü yanında benim gibi yakışıklı biriyle çıkıyosun " diyip bana baktı. Allahım ölmek istiyorum.. Bu çocuğun gözleri neden bu kadar etkileyici? Tabi bunları demedim. Sadece güldüm. Sonra işte geldik diyip arabayı uygun bir yere parkettikten sonra indik. Ordan bi mağaza beğendikten sonra kıyafetlere bakmaya başladım. Üstüme siyah boğazlı bi kazak beğendim. Hava da soğuktu zaten. Onu satın aldıktan sonra . Kaanın yanına gittim. Kendine bileklik bakıyodu. Bende bilekliklere bakıp bitane beğendim ve ona uygun erkek bilekliklerine baktım ordada bulduktan sonra kaana gösterdim. "Baksana ikisi çok guzel biri sana biri bana" dedim ve şirin bir gülümsemeyle ona baktım. Benim şirin gülüşüme dayanamayıp beğendiğini soyledi. Ve güldü. Tamam sen bunları al bende üstümü değiştirip geliyorum dedim. Ve kabine yöneldim.Kabinlere gittiğimde kazak tam olmuştu. Çıktığımda Kaan'ın bilekleri aldığını gördüm. Birini bana verdi, gülümsedim:
-Artık gidebiliriz.
-Aslında gezebiliriz.
Bunu o söyleyince şaşırdım "Olur" demekli yetindim.
-Nereye gitmek istersin?
-Sana kalmış
Bunu söylediğimde gülümsemesi kesilmişti bana üzgün üzgün bakıyordu
-Noldu?
-Hiç
-Hadi üzgünsün
-Değilim
-Hadi söyle ölmezsin
-Boşver dedim!
Kızmıştı, bu sefer o mavi gözleri bana sinirle bakıyordu
-Kızma hemen!
-Sana mı sorucam
-Kabalaşıyorsun!
Ona kızmıştım çok kızmıştım, neden böyle davranıyordu sinirlerimi çok bozmuştu!
-Biliyor musun? Boşver sen gez ben taksi ile eve giderim!
Cevap vermesine izin vermeden gitmiştim. Bi taksi tutup eve gittim Su'yu aradım:
-Su hemen eve gelir misin? Seninle bir şey konuşmak istiyorum.
-Noldu? Sesin üzgün çıkıyor.
-Sen eve dön her şeyi anlatıcam
-Peki tamam.
Eve geldiğimizde şoföre parasını verdim ve indim. Telefonumu kapattım Kaan'ın arayabileceği aklıma gelmişti.
***
Kapıyı açmaya üşendim zili çaldım, karşımda Su duruyordu onu görünce sarılıp ağlamaya başladım.
***
Su'ya her şeyi anlattım o da beni dinledi:
-Tek arkadaşımı da kaybettim yarın okula gitmeyeceğim.
-Gitme zaten kötü gözüküyorsun hasta gibisin
Yatağıma yattım ve uyudum uzun zamandır ilk defa geç kalkabilicektim.
***
Uyandığımda saat 11'e geliyordu. Kalktığımda her yerim ağrıyordu sonra tüm günü evde geçirdim, tüm gün film izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz
Teen FictionÜniversite için yeni bir ülkeye taşınan Duru artık kuzeni Su ile birlikte kalıcaktı. Her şey çok güzel giderken belki hayatına giren yeni kişiler alışmış olduğu bütün düzeni bozucaktı.