Onun Dediği

95 13 3
                                    

Hemen hırkamı ve kamerayı alıp aceleyle odadan çıktım ve odamı kilitledim. Elimi cebime attım ve telefonum ordaydı. Rahatlayarak Claire 'ı aradım ve ona beş dakikalık mesafem olduğunu beş dakika sonra yanında olacağımı merak etmemesini söyleyip kapattım. Yolda yürürken kamerada ki kayıtı izlemeye başladım. Adam bana gülerek tokat atıyordu. Acaba ölürken de böyle gülmüşmüydü. Bir anda kendimi başka yerde buldum. Elimde ki telefonum çalıyordu ve üstümde o kanlı gömleğim yerine çok pahalı bir bluz vardı. Şok olmuştum ve iyice salağa bağlamıştım, ne yapacağımı bilemeyiz aval aval erafa bakındım. Üstümden uçak geçince hava alanının otopark yerinde olduğumu anladım. Benim arabam yoktu. Ben neden buradaydım ki? Çalan telefonu açtım. Claire ' dı arayan. Beni arayalı tam dört saat olduğunu ve çok endişelendiğini söyledi. Şok üstüne şok oldum. Hemen geliyorum diyip kapattım telefonu. Koşarak Claire ' ın yanına gittim. Yanına geldiğimde kan ter içindeydim. Bana;

- Neler oluyor Niki? dedi.

- Çok kötü bir'şey oldu. dedim.

- Ne... Ne oldu Niki? dedi.

- Eski sevgilimin evime gönderdiği adamlar vardı ya. dedim.

- Evet... dedi.

- Geldiler. Ve öldüler cesetleri odamda. dedim.

- Ne... Nasıl? dedi.

- Sorunda bu ya... Bilmiyorum... dedim.

- Bilmiyorum da ne demek? dedi.

- Bilmiyorum demek... Ben... Uyandım... Ve onlar ölmüşlerdi ve... Sanırım ben... Bazen aynaya baktığımda gördüğüm kişinin kendim olduğundan emin olamıyorum... dedim.

- Belkide babandır olamaz mı? Seni korumaya çalışıyordur. dedi.

- Babam geri dönemez...Eski sevgilim adamlarının öldüğünü öğrendiğinde onları kimin öldürdüğünün bir önemi kalmayacak... dedim.

- O zaman söylediğimi dinle Niki, git ve polisi ara... dedi.

- Hayır benim izlerimi kapatmam gerek ve sonrada kaçmam. Gitmeliyim... dedim.

Claire ' ın evinden ayrıldıktan sonra evime doğru koştum. Ama koşarken dalağım patlayacak gibi oldu. Sonunda eve ulaştım. Hemen odama gittim. Elimi cebime attım. Odanın anahtarını çıkartıp deliğe yerleştirdim ve anahtarı çevirdim. Aman Tanrım. Oda tertemizdi. Eşyalarım bile topluydu. Hiç kan yoktu. Ve ipte bir'şey asılıydı. Asılı olan şeye dikkatli bakınca bir anahtar olduğunu anladım. Anahtarın üzerinde Niki yazılıydı. Anahtarı ipten kurtarır kurtarmaz aynaya baktım ve aynadaki yansımam bana dışarda ki parlak kırmızılı üstü açık lüks spor arabayı gösteriyordu. Arabaya koşar adımlarla gittim. Etrafa bakındım ama hiçbir şey yoktu. Gözüm torpidoya kayınca torpidonun kapağını açtım. İçinde isminin yazılı olduğu bir senet kağıdı vardı ve arkasında kalp şeklinde bir yapışkan not kağıdı vardı. Kalpli not da  bagajda ki haritayı takip et yazıyordu. Arabadan indim ve bagajda doğru ağıt ağır ilerledim. Cesetler ordaydı ve üzerinde bir harita vardı. Haritada kanlarla işaretlenmiş bir yer vardı. Sanırım o şey her ne haltsa benim oraya gitmemi istiyordu. Haritada işaretlenmiş yere gittim. Çok ıssız bir yerdi. Toprağı kazacaktım. Çünkü o şey cesetleri oraya gömmemi istiyordu. Hemen küreği alıp kazmaya başladım. Ve iğrenç bir manzarayla karşılaştım. Bir kafatası. Hemde bir insana ait. İğrenç... Çok korkmama rağen sabaha kadar toprağı kazdım ve cesetleri gömdüm. Neden onun dediğini yapıyordum bilmiyorum. Ama ondan çok fena korkuyorum... Bir insan kendinden nasıl korkar...

Ben Kimim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin