GERÇEK OLAMAZ

68 6 0
                                    

"Güneş bak kalkmazsan seni ıslak odunla döverim. Kızım sana diyom lan. Kalk bak üzerine atlarım. İyi sen kaşındın. "
Of bu sefer atlayamaz. Olmaz. Toprak tam üstüme atlıyacaktı ki kenarı çekildim sonra onun üstüne atladım.
"Ha ne oldu? Bi daha beni böyle uyandırmaya kalkarsan seni ıslak odunla ben döverim. "
"İyi be. "
Toprak'ın üstünden kalkıp telefonumu elime aldım. Oha saat daha dokuz.
"Toprak .Canım ikizim. Senin benimle ne zorun var. "
"Of yine ne oldu? "
"Sen beni hangi çüretle bu saatte kaldırılsın? "
"He Yusuf geldi aşağıda da. Bende uyuyor demedim o yüzden. "
"He şunu baştan söylesene. Neyse sen in ben geliyorum. "
"Tamam."
Toprak gidince eşofman şort ve askılı t-shirt giydim. Saçımı da salaş bir şekilde ördüm.
Aşağı indiğimde Yusuf' la Rüzgar konuşuyorlardı.
"Hoş geldin. "
"Nerde kaldın? "
"Ben şey kitaba dalmışım."
"He anladım. "
"Sen niye gelmiştin ?"
"Bu akşam bir işin varmı? "
"Hayır. "
"İyi saat sekizde alırım seni. "
"Nereye giticez? "
"Gidince görürsün. "
Yine aynı şeyi yapıyor ya. Gidince görürsün. Of ya ben buna boşuna pislik demiyorum.
"Ne oldu? Kaçma planları mı yapıyorsun? Hiç uğraşma Kaçamazsın. Çünkü arka kapıda ben ön kapıda da Serez olucak. Yani bu sefer kaçamazsın. "
"Ne hiçte bile. Hem sana ne benim ne düşündüğümden? "
"Hiç merak sadece. "
Dedikten sonra ukala ukala gülüyor bide. Salak ya keşke işim var deseydim. Aha buldum Hira'yı telefon açıp beni almasını işimizin çıktığını söyliyicem. Allah'ım ne kadar zekiyim ya.
"Sen niye hala burdasın? "
"Gidiyom şimdi zaten. "
"İyi git. "
"Ne kızıyorsun be,"
"Yine aynı şeyi yapıyorsun. "
"Ne yapıyorum, "
"Evribaki yapıyorsun. "
"Of Güneş ya. Sanki 'Gelir misin?'desem geleceksin. "
"Hiç sordun mu? "
"Çoğu zaman ben sormadan geliyorsun. Aman boş ver tamam mı? Gitmiyoruz. "
"Tamam benim canıma minnet zaten. "
"İyi"
"İyi"
"İy-keselim artık şunu. Ben gidiyorum sen ne yaparsanız yap. "
"Güle güle"
Oha lan benim Hira'yı aramama hiç gerek kalmadı. Tabi yine atıştık. Klasik biz. Ne beklenir ki.
Ama oda hak etti yani.
"Aaa ayağım. "
"Toprak ne oldu ?"
"Aşağımı vurdum masaya"
"Allah'ım ya tebrik ederim seni haha gerçekten. "
"Ne gülüyorsun be. Hem ne demişler gülme komşuna gelir başına. "
"Ha bi kere ben senin kadar -aaa"
"Ne oldu daha lafını bile tamamlayamadan düştün. "
"Sana laf yetiştiricem derken merdivenin ilk basamağında düştüm. "
"Ama ben demiştim. "
"Off sen kesin hastanede karıştın"
"Ha bence seni yere düşürmüşler"
"Bence ikinizide bana bela diye vermişler. "
Ben Rüzgar'ın ne zaman geldiğini çözene kadar Toprak Rüzgar'a laf atmaya başlamıştı bile. Hiç onlara çaktırmadan odama çıktım. Çıktım çıkmasına da ne yapıcam? Buldum müzik dinliyim. Ama önce telefonumu bulmam lazım. Acaba nerde? Düşün Güneş düşün. Odayı tavan ettikten sonra aşağı Toprak'ın odasına indim. Burayı da tavan ettikten sonra Rüzgar'ın odasına baktım ama ordada yoktu. Bende aşağı indim. Önce salona sonra mutfağa baktım burdada yoktu.
"Rüzgar telefonumu gördün mü?"
"Görmedim. Bekle çaldırıyım. "
"Tamam"
Rüzgar telefonu çaldırmaya başlayınca ses yukardaki küçük odadan geliyordu. "Ben orayı hiç akıl edemedim. "
Yukarı çıkıp telefonumu aldıktan sonra telefon çaldı. Yusuf arıyor. Kesin özür diliycek. "Alo ne oldu Yusuf niye aradın? "
"Hanım efendi önce sakin olun ve bizi dinleyin. "
"Siz kimsiniz? "
"Bakın hanım efendi. Yusuf bey bi kaza geçirdi. Onu ...........hastanesine götürüyoruz. " Ne? Kaza. Telefon elimden kayıp yere düşmesiyle büyük bir ses çıktı. Evdeki herkes başına toplandı. "Güneş ne oldu? "
"Toprak Yusuf."
"Ne olmuş Yusuf'a"
"Kaza ya-yapmış. "
Toprak'ın ağzından
Güneş lafını bitirir bitirmez kollarıma yığıldı. Telefon da kadın hala konuşuyordu. Rüzgar telefonu eline alıp hastanenin adını öğrendi. Herkes arabalara dağıldı Güneş' i ben kendi arabama aldım. Hastaneye vardığımızda herkes oradaydı. Güneş'i bi odaya aldılar bizde kaza ve Yusuf'un durumu hakkında bilgi aldık.
Yarıda kesiyorum kusura bakmayın. Ama devamı öbür bölümde.

UNUT (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin