Harika. Şu havalı çocuk beni hiç bilmediğim bir okulda yalnız bırakmıştı. Ukala. Şimdi ne yapacağım? Nereye gitmem gerekir? Bugün kendi başımın çağresine bakacağım anlaşılan. Zor da olsa sınıfımı bulmam lazım. O yüzden o ukalanın dediği şeyi yapacağım başka seçeneğim yok. Öyle değil mi? Elimde ki kağıtta ders programım, ders saatlerim ve öğretmenlerin adı yazıyordu. Sol üst köşede ' 11/E Ders Programı ' yazıyordu. Hımm... "Hadi bakalım bulalım şu sınıfı" dedim ve yürümeye başladım. Bay Ukala'nın gittiği koridordan gitmeye karar verdim. Kapıların üstünde 10/A ve 10 /B yazıyordu. Her okulda olduğu gibi burada da alfabe sırasına göre düzenlenmişti sınıflar. Buna sevinmiştim. Sınıfımı bulmam kolay olacaktı. Koridorun sonunda ki merdivenleri tırmandım ve bir üst kata çıktım.
Üç sınıf geçtikten sonra 'Laboratuvar' sınıfının yanında ki kapıda 11/E yazısını gördüm. Kapıyı çaldım ve içeri girdim. Sınıf tahminimce 20-25 kişiden oluşuyordu. İçeri girdiğimde tüm gözler bana çevrildi. ''Keşke erken gelseydin'' , ''Olacaklardan haberi yok zavallının'' der gibi bakıyorlardı. Bir an '' Acaba yanlış sınıfa mı geldim? '' diye düşünmeden edemedim. Ama hayır kapıda 11\E yazıyordu. Doğru yerdeydim. Sınıf bana bakarken 35-40 yaşları arasında olduğunu düşündüğüm, uzun boylu, kel ve gözlüklü bir öğretmen bana döndü. Yaklaşık bir dakikadır hiç konuşmadan sınıfı ve öğretmeni izliyordum. Gelmeden önce ders programına baktığımda dersin KİMYA olduğunu görmüştüm. Artık konuşmam gerektiğini hatırlattım kendime ve aklımda ki en uygun kelimeleri toparladım. Boğazımı temizledikten sonra ''umarım hiçbir sorun olmaz'' diye içimden geçirdim ve konuşmaya başladım;
''Dersi böldüğüm için üzgünüm. Okula yeni geldim ve sınıfımı bulmaya çalışırken sanırım biraz zaman kaybettim. Müdür sınıfımın burası olacağını söyledi'' dedim. Arkadan bir kaç erkek öğrenci alkışlamaya ve ıslık çalmaya başladı. Hiç birini umursamadım ve kimya hocasının yüzüne bakmaya devam ettim. Bunu neden yaptıklarını anlayamamıştım doğrusu. Aslına bakarsanız bu umurumda bile değildi. İyi ya da kötü. Kimya hocası ''Kesin şunu!'' diye bağırdığında sınıf birden sessizleşti. Bana dönüp ''Anlıyorum kızım. Ben kimya öğretmenin Mehmet Güler. Kendini bize tanıtır mısın? ''
''Elvan Sözeri. İzmirden geliyorum. Üç aydır buradayım.'' Sınıf hala sessizdi. Kısa bir tanımdı biliyordum ama kendi hakkımda destan yazmamı beklememelilerdi şu durumda. Kısa ve netti. ''Okulumuza hoş geldin. Görüyorum ki forman ve kitapların yok.'' Okula daha bugün gelmiştim, ne bekliyordu ki? Hemen şimdi çarşıya çıkıp kitap ve kıyafetlerimi almamı mı? ''Dediğim gibi okula bugün geldim. Şuan gidip forma ve kitap alabileceğimi sanmıyorum'' dedim. Haklıydım da. Ben bu şehri bile bilmiyordum. Bu ıvır zıvırları akşam halledecektim.
'' Elvan boş bir sıra bul kendine. Derse devam etmemiz gerekiyor. Hızlı ol lütfen. '' Sınıfta bir göz gezdirdim. Yaklaşık 5-6 tane boş sıra vardı. Kızlardan yanlarına oturmam için hiç bir tepki gelmedi. Erkekler hep ''burası boş'' ''gelebilirsin yanıma'' gibi şeyler söylüyorlardı. Birisi alaycı bir ses tonuyla ''Hocam arkadaş ayakta kalmayı planlıyor galiba'' dediğinde hala olduğum yerde durduğumu fark ettim. Hayır. Ayakta kalmayı planlamıyordum tabii ki de. Tüm gözler hala üzerimdeydi. Ne düşündüğümü anlamaya çalışır gibiydiler.
Sol köşe de en arka sırada, sınıfa geldiğimden beri bana bir kere bile bakmayan bir çocuk vardı. Başı geldiğimden beri yere eğikti. Onun yanına oturabilir miyim diye baktım. Yan sırası boştu ama oraya çantasını koymuştu. Sanırım yanında kimseyi istemiyordu. Yalnızlığı seven bir tipti anlaşılan. Başka nereye oturabilirim diye bakındım sınıfa. '' Yanıma gel güzellik. Merak etme sadece ders dinleyeceğiz'' diye bir çocuk atıldı arka sıralardan konuşmaya. Sesin geldiği yere baktım. Pis pis sırıtıyordu bana. Güzel bir yüzü vardı kabul ama şuan ne kadar ukala olduğunu ispatlamıştı. Sınıftakiler birden gülmeye, ''ooo hayırlı olsun Çağaaann '' tarzından şeyler söylemeye başladılar. Bunu kendime yedirecek değildim öyle değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY UKALA
Teen FictionGÖKKUŞAĞI TARAFINDAN DIŞLANMIŞ BİR SİYAH DÜŞÜNÜN. SADECE, VARLIKLI BİR AİLEDEN GELDİĞİ İÇİN SAYGINLIĞA SAHİP OLAN VE GEÇMİŞİNİN KARANLIĞINDA BOĞULMUŞ, HER GEÇEN GÜN DAHA DA DİBE BATAN BİR SİYAH. YALNIZ, DUYGUSUZ VE KARANLIK BİR AŞIK.. Doruk, ilk d...