Kız adamın sorusunu duyunca saklanacak yer aradı ama etraf karanlık olduğu için bulamadı. Koşsa adam peşinden koşar ve onu yakalardı. Yardım edin diye bağırsa bu ıssız sokakta anca yankılanırdı. Zaten az önce ses çıkararak -çığlık atarak- yakayı ele vermişti.
Adam cevap gelmeyince sorusunu yineledi.
''Kim var orada dedim?''
Adam yerde yatan baygın düşmanın ayılamayacağına kanaat getirince elindeki bıçağı hazır tuttu ve sesin geldiği yöne hızlıca adım attı. Ama kimseyi göremedi. Dikkatlice baktı ama ne saklanacak yer vardı ne de bir kız. Tam düşmanının yanına geri dönecekken hafif bir gıcırtı duydu. Bu ses yanındaki farkedemediği binanın siyah, eski kapısından gelmişti. Nasıl kapıyı farkedememişti? Oysa ki kapı hemen yanındaydı.Kapının üzerinde hafif belli olan depo yazısına baktı.
Eğer deponun başka kapısı yoksa kız kaçamazdı.Adam kapıyı açtı.
Kız adamın içeriye girdiğinin farkedince saklandığı yere daha da sindi. Eve geç kalmıştı. Ablasının her an araması ihtimaline karşı çantasından telefonu yavaşça çıkardı ve sessize aldı. Her an yaklaşan ayak sesine dikkat ederek telefonu çantasına koydu.Adam tam görünmesede kız adamın siluetini görebiliyordu.
Adam kızın olduğu yerden farklı bir yöne gidince kız sessizce bulunduğu yerden kalktı. Ve kapıya doğru yavaşça ilerledi. Kapını koluna elini deydirdiği an boğazında hissettiği soğuk şey onu durdurdu.Kız boğazına deyen soğukluğu çok iyi biliyordu. Bu bir bıçaktı.
Ardından adam konuştu.
''Bir yere mi gidiyordun?''
Kız yutkundu. Yutkunmasıyla bıçağın soğukluğunu tekrar hissetti.
Adamın ''Şimdi bir yaramazlık yapma ve yavaşça kapıyı aç.'' demesiyle kapıyı açtı. Kız kapıyı açtığında ikisininde yüzlerine gelen ışıkla gözleri kısıldı.Kız karşısında gördüğü siyah arabalara ağlayan gözlerle baktı.Arkasındaki adamın gerildiğini hissetti.
Ardından adamlardan biri alayla konuştu.
''Oo Bora şimdide kızlardan mı intikam alıyorsun?''
Bora, yapılan imayı anladı ve adının ifşa olmasıyla sessizce küfür etti.
Kız, adının Bora olduğunu öğrendiği adamın kısık sesle söylediği küfürü duydu. Anlaşılan işler Bora için yolunda gitmiyordu. Acaba kendisi içinde öyle miydi? Gerçi boğazına dayalı bir bıçakla işler daha ne kadar yolunda olabilirdi ki?
Bora alayla ''Oo Oğuz bakıyorum da beceriksiz adamlarını toplamaya gelmişsin.'' dedi.
Oğuz ıslanmış saçlarını gözünün önünden çekerken ''Kızı bırak Bora.'' dedi sert bakışlarıyla. Oğuzun bakışları kızı ürkütmüştü. Bora derin bir nefes aldı ve ''Olmaz sizin sünepeyi öldürdüğümü gördü.'' sıkıntıyla konuştu.
Kız tam polise gitmeyeceğini söyleyecekti ki Bora konuşacağını anladı ve ''Sakın zırvalama!'' dedi kalın ses tonunu belli etmek istercesine.
Oğuz ''Bırak kızı! Sen böyle işlerin altından kalkabilmek için daha büyümedin.'' diyerek Bora'yı ezme girişiminde bulundu ve Bora'ya baktı Bora ifadesiz durunca Oğuz konuşmasına kendinden emin bir şekilde devam etti.
''Her ne kadar çeteden ayrılsan da ve bize düşman olarak görsen de, kızın konuşması ikimizin de başını yakar.''
Bora bir an düşündü ve kızı bıraktığı gibi koşmaya başladı.Eğer kaçmasaydı onlarla başa çıkamazdı. Hem Oğuz'un bu işi halledeceğine emindi.Çeteden ayrılalı tam tamına dört yıl olmuştu. Sevgilisinin öldürüldüğü günden beri artık o çetenin üyesi değildi. Ona göre sevgilisinin öldürülmesinin nedeni Oğuz'du. O çatışmada Oğuz, Bora'nın sevgilisini korumak yerine Özcan'ı korumuştu. O günden beri intikam ateşiyle doluydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/46282068-288-k91399.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendimden Öte
Teen FictionPırıl'ın bu zamana kadar yaşadığı aksiyon işe yetişebilmek veya öğrencilik yıllarında yaptığı muzurluklardı. Şimdi ise ailesinin sırrını bir gecede öğrenmişti. Ölmemek için gittiğiniz bu yolda öldüren olabilirsiniz. Sadece bir gece sizi kendinizde...