Liseyi bitirip üniversiteye başladığımda bi hayli sıkıcı insanlarla karşı karşıyaydım, hiç beklediğim gibi değildi okul, ortam güzel arkadaşlıklar iyi dostluklar eğlenceli zamanlar bekler herkes.. ben bunu göremedim.
Okul gayet sıkıcı ilerlerken bi seneyi zar zor devirdim ve başka Kampüse geçiş yapmıştım, iyi ki de yapmışım. Lise 2den beri çalışma hayatına atılınca daha çabuk olgunlaşıyor insan, sorumluluk arttıkça. Peder beyin hayrini görmedik mecburen çalışmak zorundaydım. Neyse, zaman ilerledikçe yani Kampüsede alışmaya başladım yeni arkadaslar yeni ortam gayet güzeldi ama hep bi eksiklik vardı, ben o eksikliği yaşarken kantinde onu gördüm Tuğba'yı.. Allahm ilk görüşte aşka inanmazdim ki ben, aşık mı oluyodum yoksa hoşlantı mıydı.. Hayır hoşlanmanın nasıl bişey olduğunu biliyorum bu aşka benziyodu..
Onu ilk gördüğüm günden sonra üç gün geçmişti, tekrar görmek istiyodum tüm üniversitenin kampuslerini gezdim dolaştım ama yok, hiç bir yerde yok. Tam kendi Kampüsüme doğru döndüm, döner dönmez ona çarptım elimdeki defterim düştü kalemlerim dağıldı ama umrumda değildi, gülümsedi ge yere düşen eşyalarımı toparlayp bana verdi, bu nasıl bi güzelliktir Allahm gözlerine bakmaya doyamadim, ona dokunmak, sarılmak istedim o an.Tugba- ne oldu niye öyle bakıyorsun bana, heycan mı yaptın yoksa :))
Ben- ne heycan hem de anlatamam, seni gördüğüme sevindim, ben derse gidiyim artık geç kalıyorum :)
Tuğba- ne yani bu kadarcık konuşmak için mi arıyodun beni.!!
Ben- nasıl yani seni aradığımı ne'nerden biliyosun
Tuğba- dersin önemli degilse girme konuşalım!
Tabi ki Allahtan arıyorum ne dersi:)
Ben- önemli değil, konuşabiliriz. Nereye geçelim bahçeye mi kantine mi?!
Tuğba- "benimle gel" dedi ve elimden tutarak o önde ben arkasında yürümeye başladık. İlk kez bi kız elimi tutuyodu o anki heycanım başka bişey de olmadı.. evet çok izlemiştim ne nasıl olur falan anladınız siz onu :) ama dokunmak çok güzel ve farklı hissettirdi.
Ben heycandan nereye gittiğimizi bile anlamadım, okulun en ücra köşesi sayılacak yerde küçük Ormancık da diyebiliriz ağaçlar, çiçekler, çimler.. orası onunla benim cennetim olmuştu.
Tuğba- gel oturalim buraya, konuşma vakti geldi
Ben-ne konuscaz ki, daha tanışmıyoruz bile, ben Esra.
Tugba- biliyorum canım, ben Tuğba. Nerden taniyosun diye sorarsan ilk geldiğinde görmüştüm ve ilgimi çekmeyi başardn, farklı bi havan var ukala kendini beğenmiş gibi dursan da ayni zamanda masum ve ürkek bi duruşun var. Ve gözlerin.. gözlerin çok güzel..
Sanırım tahmin ettiğim gibi o da benim gibi.. bu kadar iltifati hangi normal olan kız yapar ki!
Ben- senin gözlerine bakınca kıpırdayamiyorum öylece kalıyorum, içine dalıyorum sanki ve çıkamıyorum.
-benn biliyorum zamanı değil evet ama günlerdir seni arıyorum her yer de ve içimde Tutamıyorum bunu.. bak bana istediğin kadar kız, sinirlen bağır hakaret et ama ben escinselim ve ilk kez sana aşık oldum.O anda Tuğba gözlerimin içine bakıp gülümsedi, ve iyice yaklaşıp dudagımdan öptü..
Tuğba- aptal, seni seviyorum ilk geldiğin günden beri peşindeyim, güzelliğin beni benden aldı o kadar güven kokuyosun ki seni kacirmak istemedim, senin de escinsel olduğunu bana bakislarindan anlamışım :)
Bu defa ben onun dudaklarına yapıştım öptükce öpesim geliyo doyamiyorum ona, o da iştahla karşılık veriyodu.. sarıldık sımsıkı birbirimize numaralarimizi da aldiktan sonra o kendi dersine ben kendi dersime gittim çıkışta buluscaz bakalım neler olacak..