1. BÖLÜM

478 13 5
                                    

"Yeni okul yeni arkadaşlar demektir." Bu söz bana göre değil. İnsanlar beni kapalı olduğum için hep dışlar. Sadece ilkokulda arkadaşlarım vardı. Ortaokulda kapandığım için dışlanmaya başladım. Şimdi ise üniversiteye başlayacağım. 2 gün. 2 gün sonra tekrar dışlanmaya devam. Amaaaan banane. Ne derlerse desinler. Onların demeleriyle olmuyor bu işler.

Kendimi tanıtayım. 19 yaşındayım. Adım İmara. Hayır Hintli değilim. Sadece annem Hint isimlerini çok sever. Bu yüzden adım İmara. Babam holding sahibi. Annemde şirkette çalışıyor. Müdür olarak. Kardeşimin adı İmran. 17 yaşında. Beni tek o anlıyo. Keşke annnem ve babamda anlasa. Kapandığım gün benden nefret etmeye başladılar. Oysa ki beni çok severlerdi. Neyse. En azından kalıcak bi evim var. Onlardan ayrı ama olsun. Dediğim gibi arkadaşım yok. Babam her ay iki bin TL gönderiyo. Çünkü beni biraz da olsa seviyo ama belli etmiyo. Akrabam yok. Annem de babam da tek çocuk. Dedelerim ben doğmadan vefat etmişler. Anneannem ve babaannem yurt dışında ama farklı yerlerde. Anneannem Fransa'da. Babaannem ise Almanya'da.

Okul için hazırlık yapmalıyım.

- 3 saat sonra-

Ayaklarıma kara sular indi. Çok terledim, çok sıkıldım, çok acıktım, çok uykum var. Hepsini sırayla yapıcam. İlk duş aldım. Sonra kendime rus salatası yaptım. Mutfakta çok başarılıyım ama kısa bi atıştırmalık yaptım. Aamir Khan filmi mi yoksa İmran Khan filmi mi izleyeceğime karar veremedim. Bu yüzden Shahrukh Khan filmi izlemeye karar verdim. Adama bak ya. 49 yaşında taş gibi. Bravo valla. Daha sonra uyuya kalmışım.

-Sabah-

Karnımın guruldamasıyla uyandım. Bugün kahvaltı hazırlama modumda değilim. İki yumurta kırsam yeter. Yumurta benim için çok önemli bi unsur. Hergün yemem ama hafta da en az 3 tane yerim. Canım o kadar çok yumurta çekti ki hemen buzdolabının kapağına yapıştım. Gerçekten yapıştım. Kafamı öyle bi çarptım ki hemen kızarmış. Neyse.

Yok artık!!!(⊙o⊙). Yumurta almayı unutmuşum. Pardesümü giyip eşarbımı yapıcaktım ki bi türlü olmadı. Off.
En son kendimi kime beğendiricem ki diyerek yaptım. Aynaya baktım ve gözlerim fal taşı gibi açıldı. İlk defa bu kadar mükemmel bir şekilde eşarbımı bağladım.

Marketten yumurtamı almış eve gidiyodum ki birden bire bi şeye çarpıp çukur, gibi bi yere düştüm. Benimle birlikte bişey daha düşüyodu. Karanlık olduğu için ne olduğunu anlamadım. En sonunda yere çakıldım.
Sanırım kusucam. İğrenç kokuyo burası.

Hemen telefonumdan el fenerini açtım. O ney lan. Taş. Kaya. Meteor. Şaşkın şaşkın etrafa bakıyodu. Bana doğru döndüğünde kendime geldim. O sırada büyük bi kahkaha patlattı. Ben suratına anlamsızca bakarken elime sıvı bişey aktı. Yoksa kan mı?

Elimi eşarbımın üstüne götürdüm. Sırılsıklam. El feneriyle elime baktım. Yumurtalarım. Ya hayır ama. Yumurta kafama düşmüş. 40 yılın başı eşarbımı mükemmel yapıyorum onda da kafama yumurta düşüyo. Of rezil oldum. Bende ki bu şansla çölde bile kutup ayısı kovalar beni. Tövbe tövbe. En azından sağlıklıyım. Yaşıyorum ve bi sorunum yok. Bu arada nereye düştüm ben. El feneriyle etrafa baktım. Iyy. Kanalizasyona düşmüşüm. Pardon düşmüşüz.

Yazardan not:
İlk yazdığım hikaye olduğu için kötü olmuş olabilir. Devam etmeli miyim yoksa,silmeli miyim bilmiyorum. Lütfen yorumlara yazın.

Bir Kapalı'nın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin