Ne olmuştu bana. Üzerimde beyaz bi elbise vardı. Başımda da beyaz bi eşarp vardı. Bulutların üstündeydim. Karşıdan birinin geldiğini gördüm. Daha iyi görebilmek için gözlerimi kıstım. Gelen dedemdi. İyi de dedem geçen yıl vefat etmişti. Ben. Onu. Ne. Ama ama nasıl. Dedem bana iyice yaklaşınca durdu ve
- Gel İmara. Bana gel. Sen çok çektin. Artık çekme, yorulma. Dedi.
Bende
+ Olmaz dede. Ben okuduktan sonra aşık olucam. Gelemem. Çocuklarım olucak. Aşkımı ve çocuklarımı bırakamam. Dedim. Dedem önce üzüldü ama sonra güldü.Ağlıyordum. Hemde hüngür hüngür. Rüyamda dedemi görmüştüm çünkü. Dedem beni o kadar çok severdi ki. Son sözü 'İmara' olmuştu. Off ya. Neden dünya da iyi insanlar yerine kötü insanlar ölmüyor. Anneme anlatmıştım rüyamı. Hiçbir şey dememişti. Sessizliği bozmak için bi soru sordum.
+ Bana noldu?
- Araba çarptı.
+ Beni buraya kim getirdi?
- İsmini vermedi. "Eğer adımı sorarsa öküz diyin o anlar"dedi. Demek oydu. Acaba gerçek adı neydi? Aman banane.
+ Buradan ne zaman çıkacağınım?
- Acelen ne.
+ Acelem yok. Sadece burası çok sıkıcı. Yapıcak hiç birşeyim yok. Dedim. Annem de kıkırdadı. Bunda komik olan neydi. Uzaylı görmüş gibi anneme bakınca tekrar konuşmaya başladı.
- Doktor 2 gün sonra taburcu olabileceğini söyledi. Dedi ve odaya bi öküz daldı. Öküz ya. Öküz öküz öküz. Sonra annem odadan çıktı. Niye ya. Niye çıkıyosun. Of bu öküzle başbaşa kaldım. Ben bunları düşünürken konuşmaya başladı.
- Özür dilerim. Dikkatim dağılmıştı. Göremedim. Beni affeder misin? Dedi mahçup bi edayla.
Aslında bu haline acımıştım. Birden
" Öküz konuştu!" diye bağırınca korkudan arkasındaki koltuğa düştü. Ayağa kalkarak konuşmaya başladı.- Ne bağırıyosun ya. Kalp krizi geçirecektim.
+ Doktor, doktoru çağırın. Dedim.
Birden panikleyip kapıya koştu. "Doktooor" diye bağırdı. Hemşire panikle içeri girdi. Hemen konuşmaya başladım.
+ Hemşire hanım bilim adamlarını çağırın. Öküz konuştu. Dedim.
Hemşire ateşime baktı. Sonra doktoru çağırdı. Ne oldu ki. Doktor:
- Öküzü nerde gördünüz. Diye sorunca arkasında telefonuyla uğraşan öküze bakınca "ne var" anlamında kafasını salladı. Hemşire ve doktor kahkaha atarak odadan çıktılar. Sonra benim gözlerme baktı bende onun gözlerine baktım. Gözleri maviydi. Okyanus mavisi. Çok güzeldi. Konuşmak için boğazını temizledi ve
- Tamam iyi bi başlangıç yapamadık. Mesela ben hala adımı söylemedim. Dediğinde hemen araya girdim.
+ Ben senin adını biliyorum.
- Hadi ya nerden biliyosun? Neymiş benim adım.
+ Öküz.
Dediğimde sabır dilenircesine tavana baktı.
- Of tamam. Adım Deniz. 19 yaşındayım. Adını söyleyecek misin yoksa ben hemen çıkayım mı?
+ Tamam be tamam. Adım İmara. Bende 19 yaşındayım.
- Hintli misin?
+ Hayır. Annemin hint isimlerine takıntısı var.
- Tamam. Dedi. Sonra bi sessizlik oldu. Bi on beş saniye kadar sessizlik oldu yani. Birden annem odaya girince olduğu yerde zıpladı. Evet trambolinde zıplar gibi zıpladı. Annem
- Çok pardon böldüm galiba. Dedi. Deniz de
+ Yo, yok bişey. Ben zaten çıkıyodum. Dedi ve çıktı. Tabi öküz gibi çıktı. Yani çıkarken kapıya çaptı. Artık nasıl çarptıysa sesi buraya kadar geldi. Öküz. Annem:
- Bak sana kimleri getirdim. Dedi.
Babam ve kardeşim gelmişti. Babam gelip bana sarıldı.
- Özür dilerim. Böyle yapmamalıydım. Senin hayatın bu. Karışmamalıydım. Seni çok özledim. Dedi.
Bunları benim babam mı dedi. O kadar duygulanmıştım ki. Babam soğuk bi insandı. Yanağımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığımı anladım. Sonra kardeşim gelip sarıldı. Kocaman bi öpücük kondurdu anlıma. Ağlayarak:
- Ablam.
+ Vatanım...
Yazardan not:
Yorum. Vote. Lütfen. Kapağı değiştiricem. Belki kapakta ki kız da değişir. Belli olmaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kapalı'nın Aşkı
HumorDikkat: Kapalı insanları sevmeyen,onları anlamayan,anlamak istemeyen ve bu yüzden kötü yorum yazacak olanlar,size sesleniyorum. Bu hikayeyi okumayın.