Bölüm-11

89 11 4
                                    

Alarmın tiz sesiyle ikiside gözlerini açtı.Dün gece Burakda Erisin evinde kalmıştı.İkiside kalkınca saate baktı.Saatin 13.45 olduğunu görünce ikiside aynı anda
"Oha." dedi.Eris koltuktak kalkarak ayağı kalktı."Ben üstümü değiştiriyorum sonra kahvaltıya gideriz."Burak mırıltıyla onay verirken Eris gülerek yukarıya çıktı.Üzerindekileri çıkarıp yatağa
fırlattı.Dün sokaklarda gezdikten sonra eve gelmişlerdi.Eris dolaptan siyah mini bir etek çıkardıktan sonra üzerine uzun kollu morcivert kısa bir bluz çıkardı.İnce siyah çorabını çıkardıktan sonra ayakkabı olarak topuklu botlarını çıkardı.Siyah mini ceketinide çıkardıktan sonra kıyafetleri giymeye başladı.Eteği ve çorabı giydikten sonra beyaz sütyenini siyah sütyeniyle değiştirip bluzu üzerine geçirdi.Ayna karşısınıa geçip saç kurutma makinasını çıkardıktan sonra kırık fön çekti.Göz makyajını siyah ve üzerindeki bluzun rengiyle karışık yaptıktan sonra ruj olarak siyahımsı gri rujunu sürdü.Gümüş peacing'i siyahıyla değiştirdikten sonra ayakkabılarını giydi,ceketide üzerine geçirip aşağı indi.Burak'ı mutfakta boş dolaba bakarken görünce güldü.Koltuktaki telefonunu aldıktan sonra Burak'ın yanına gitti."Kahve ve çikolata dışında bir şey yok." Burak yüzünü buruşturarak dolabı kapattı."Ben Selimi arıyorum alışveriş yapsın.Yoksa ölebilirsin." Eris göz devirerek salona geçerken Burak Selimi aramıştı.Beş dakika sonra Erisin yanına geldiğinde evin tek anahtarını kapının önündeki paspasın altına koydu."Hadi çıkalım." Eris koltuktan kalkarak arabanın anahtarını aldı.İkiside evden çıktıktan sonra kapıyı kapattı Burak.Eris,herzaman ki gibi sürücü koltuğuna geçerken Burak yolcu koltuğuna geçti.
Yirmi dakikalık bir yolculuktan sonra kafeye gelmişlerdi.Arabayı kenara park ettikden sonra kafeye girdiler.Düne kadar bu kapıdan içeri girdiklerinde Kerem karşılarında olurdu.İkiside hatırlamış olucak ki yüzlerinde ufak bir tebessüm belirmişti.Herzaman ki masalarına geçtikten sonra kahvaltılarını söylediler.10 dakikada kahvaltıları gelince ikiside bir çırpıda yemişti.Burak'ın telefonu çalınca çayından bir yudum alarak açtı.
"Efendim?"
"Tamam.Geliyoruz." Burak telefonu kapattıkdan sonra Eris gözlerini kısarak bakmıştı.'Geliyoruz da ne demek?'dercesine bir bakıştı bu."Patron.Önemli bir iş vericekmiş herkesi çağırmış bizim de gitmemiz gerekiyormuş." Eris bıkkınca bir nefes verdikten sonra hesabı istedi.Burak cebinden parayı çıkarıcakken Eris bir bakış atıp yeterli miktarda parayı koydu.İkiside ceketlerini alıp kafeden çıktılar.Arabaya bindikten bir saat sonra bara varmışlardı.Barın önünde arabayı park edicek bir yer kalmadığı için Eris bir küfür mırıldanarak otoparka çekti arabayı.Arabayı park ettikten sonra bara girdiler.Tahmin ettikleri üzere en son onlar gitmişti.
"Evet,herkes geldiğine göre işinizi söyleye bilirim." Burak ve Erise imalı bir bakış atmış olsada ikisinin de pek umursadığı sayılmazdı."Bugün akşam,birkaç okulun -üniversitenin- ortaklaşa yapacakları bir parti var bu parti Özel Enis Üniversitesi'nde olacak.Bugün akşam hepiniz garsonluk yapıcaksınız.Eris,sen her ikisini de."Deyip kendince gülünce Eris gözlerini devirdi."Ne giyinicez?"diye biri sorunca Oğuz ona döndü."İstediğinizi.Ama renk tonlarınız birbirine yakın olsun.Mesela,Eris sen altındaki çorabı çıkartarak geliyorsun.Sizde onun renklerine uyum sağlayın." Eris daha fazla dayanamayarak patladı."Yok deve.Donıyım mı ben?Asla çıkarmam." Oğuz tek kaşını kaldırarak Eris'e baktı."Eğer çıkarmassan kovulursun." deyip gidince Eris sinirle yumruklarını sıktı.Burak elini omzuna koyarak"Sakin ol." dedi.
Erisin kafasına takılan bir şey daha vardı.Enis Ünivertesi ona bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştı.Burak işinin başına geçerken Eris de eline tepsi alarak içkileri ve meyve sularını dağıtmaya başladı.
**
Saat 19.43 olunca Eris barın makyaj odasına geçti.Çorabını çıkartıp makyaj masasına yöneldi.Göz makyajını biraz desteklerken siyah ruju eline aldı.Ruju sürdükten sonra kenardaki parfümü de sıkıp odadan çıktı.Herkes toparlanmıştı.Hepsinin giydiği renk tonları birbirine yakındı.Herkes araçlarına binmeye başlarken Eris,Burak'a işaret yaparak otoparka indi.Arabasını barın önüne çekti.Burak da binince gazı kökledi.
Yol boyunca düşündü.Bu Üniversiteye daha önce gitmişti.Tanıdığı yollardan da geçince her şey kafasındia dank etti.Bu okul Onur ve Doruk'un okuduğu okuldu.Dudaklarını büzerken geldiklerini fark etti.Arabasını otoparka park edip Burakla beraber okulun içine girdiler.'Exo' barın çalışanları gelmişti.Bu iş için geldikleri söylenmiş demek oluyordu.Burak ve Eris yanlarına giderken saate baktı Eris.20.48'di.Parti dokuzda başlıyacağı için hemen hemen herkes gelmişti.Eris,üzerindeki ceketi çalışanların olduğu odaya koyarak Burak'ın yanına,yani barmenlerin olduğu yere gitmişti.Burak barmenlik yapıcaktı.Eris ise her zamanki işlerini.Parti başlarken hava kararmıştı.Herkes içki dağıtmaya giderken Eris de eline tepsi alarak içkileri dağatmaya başladı.Arkaları partiye dönük olan bir masaya gittiğinde Dorukla göz göze geldi.Yanındaki arkadaşlarını daha önce paintball'da görmüştü.Arkadaşları ikisinede garip garip bakarken Eris ve Doruk birbirlerine bakıyordu.İkisinin içinde farklı ama aynı his vardı.Eris hiçbir şey demeden içkiler masaya bırakıp başka siparişler almaya gitti.Doruk'un hala ona baktığını hissedebiliyordu.İçkileri tepsiye koyup arkasını döndüğü anda biriyle çarpıştı.Tuna'ya çarpmıştı.Tuna ona kaşlarını çatarak baktı."Nasıl olurda benim kardeşimin 'arkadaşı' bir garson parçası olabilir?" Deyince Tuna, Eris gözlerini kapatıp açtı."Nasıl olurda Onur gibi birinin abisi çalışanları küçümser olabilir?"Eris'in dediği üzerine Tuna'nın yüzü düşmüştü."Senin gibi bir garson parçası bana laf atamaz anladın mı?Kovulmak istemiyorsan defol buradan." Eris histerikçe bir kahkaha attı."Hodri meydan." diyerek yeni içkileri tepsiye koyup dağıtmaya başladı.Onurla karşılaşınca abisine döndü."Bu nasıl senin abin anlamıyorum?"Onur'un gözlerini endişe kapladı."Abimle konuştun mu?"dedi telaşlanarak."Pek konuşmak denemez.Neyse benim işim var kaçtım ben." Onur hızla abisinin yanına gitti."Ne dedin Eris'e" Abisi tek kaşını kaldırdı."Bu kız..senin arkadaşın mı?"
"Evet." Abisi uzun bir süre Eris'e baktı.
"Bu kız sadece garson parçası değil,değil mi?" Onur ifadesizce abisine baktı.
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Boşver.Hadi sen eğlenmene bak." deyip yanından gidince Onur iyice tedirgin olmuştu.Abisi Eris'e takarsa yüzde yüz zarar verirdi.
Saat 22.36 olmuştu.Eris fazlasıyla sıkılmıştı.Elindeki boş tepsiyle Burak'ın yanına gitti."Ben çok sıkıldım tepsi getir götür baydı beni.Ben diğer işe başladam iyi olucak galiba." Burak hafifçe sırıttı."Sen bilirsin." Eris gözlerini devirerek eline bir içki alıp etrafta gezinmeye başladı.Bir masanın yanından geçerken konuştuklarına kulak misafiri oldu.
"Şu kız 'exo' barda çalışan eskort değil mi?Ah birde lakabı neydi?Yaşayan ölü." deyip kız kahkaha atınca Eris yanlarına gitti.
"Evet.Benim."dedi kıza iğneleyeci bakışını gönderirken. Kızın yüzü düşerken yanındaki erkekler Eris'e bakıp dudaklarını ısırıyorlardı."Sen..sen ne cüretle bana.-" derken Eris kıza öyle bir bakış atmıştı kız cümlesini tamamlayamadan ufak bir çığlık atıp masayı terk etti.Eris gülüp uzaklaşacağı sırada biri kolunu sertçe tuttu.Eris bir koluna birde çocuğa bakmıştı."Bu gece benimle takılmaya ne dersin?" Dedi karşısında ki çocuk.Eris kaşlarını kaldırarak çocuğa baktı."Ne kadar isteklisin?" Eris'in şuan tek amacı çocuğu parmağında oynatmaktı."Göstermemi ister misin?" Eris kahkaha atmasını zorda olsa engelledi.Çünkü bunları harfi harfine biliyordu."Göster bakalım." çocuğun dudağının kenarı kıvrılırken Eris'e yaklaştı.Bir elini kalçasına yakın bir yere koyarken dudaklarını kızın boyun girintisine yerleştirdi.Eris hiç kımıldamadan duruyordu.İki dakika sonra çocuk geri çekilince Eris kafasını olumsuz anlamda sallayıp masayı terk etti.Dorukla göz göze gelince yüzündeki gülümseme düştü.Neden böyle olduğunu bilemiyordu.Doruk Eris'e yaklaştı.Aralarında bir adım mesafe kalırken ellerini tuttu Eris'in."Hep böyle olmak zorunda mısın?İnsanları aşağılayıp küçümsemek seni rahatlatıyor mu?" Eris sorduğu soruyla bir an afalladı.Haklı olduğunu biliyordu ama Eris değişemezdi."Ben bunla rahatlıyorum."Deyip dudaklarını Doruk'unkilerle buluşturdu. Şuan öpmüyordu sadece dudakları birbirlerine deyiyordu.Doruk dudağını aralayarak Eris'i öpmeye başladı.Eris karşılık vermek istemedi ama sonra dayanamayıp dudaklarını araladı.Öpüşmeleri derinleşirken bir anda çıkan yüksek sesli müzikle ayrıldılar.Birbirleriyle göz teması kurarken Doruk gülümsedi.Eris hiçbir tepki vermemişti."Kabul et.Benden etkileniyorsun." Eris kahkahasını tutamadı.Öyle bi gülmüştü ki Doruk şaşkınca ona bakıyordu."Ya sen... ay karnım ağrıdı gülmekten.Hiçbir komedi filminde bu kadar gülmemiştim." Eris hala gülerken Doruk kaşlarını çatmıştı."Benden etkilenmek bu kadar komik ve imkansız mı?" Eris hala gülerken başını hayır anlamında salladı."Komik olan o değil.Benim birinden etkilenmem." deyip tekrardan güldü.Eris o kadar güzel gülüyordu ki Doruk Eris'in gülüşüne dayanamadı ve oda gülmeye başladı."Sana boşuna salak demiyorum." ikisininde gülmesi durmuştu."Bak Doruk,sen bunu anlamıyorsun.Ben buyum,değişmem ve birinden ne etkilenirim ne de aşık olurum anladın mı?" Doruk tek kaşını kaldırdı."İddaaya var mısın?Bana aşık olmasan bile hoşlanıcaksın ve bu kötü kız hallerinde biticek.İçindeki masum kızı çıkarıcam." Eris'in dudağı alayla kıvrıldı."Nesine?"Kendinden yüzde yüz emindi Eris.Değişemezdi.Değişmezdi."Yine buraya geliceksin ve çatıya çıkıp bağıra bağıra 'Ben Doruk'a sırılsıklam aşık oldum,o beni değiştirdi.' diyceksin." Eris hafiften gülümsedi."Eğer sen kaybedersen,buraya gelip aynı şekilde çatıya çıkıp bağıra bağıra'Ben Eris'i değiştiremedim.Artık ondan uzak duracağıma hepinizin içinde söz veriyorum.'diyceksin."Doruk 'Tamam.'deyip elini uzattı."Ne kadar zamanda peki?"dedi Eris.
"Gerekirse önrümün sonuna kadar uğraşırım Eris Sancak.Ama seni değiştiricem,görüceksin."Eris elini uzattı."Kabul Doruk Akay,bu iş çok eğlenceli olucak." ikiside gülümseyerek ellerini ayırdı.Eris yüzündeki gülümsemeyi silmeden Doruk'un yanından ayrıldı.Burak'ın yanına giderken Onur'un karşısına çıkmasıyla durdu."Sessiz bir yerde konuşalım mı?"dedi Onur.Eris kafasıyla onayladıktan sonra okulun içine girdi.Onurda peşinden gitti."Dinliyorum." Onur hastanede Doruk'un dediklerini söylemek için Eris'i çağırmıştı."Eris.." dedi en yumuşak sesiyle.Eris kafasını salladı.Onur'un dili varmadı söylemeye.Eris'in gözlerindeki parıltı ona söylemesini engelliyordu."Doruk'a güvenme."dedikten sonra yanından hızla uzaklaştı Eris'in.Eris anlamsızca ona bakarken omuz silkip bahçeye geri döndü.Onur kafasını karıştırmıştı ama ne demek istediğini anlıyamamıştı.Doruk Eris'in yanına geldi.Onurla gittiklerini görmüştü ve kötü bir şey dediğini yüzünden anlamıştı."Ne dedi sana o piç?"diye çıkıştı hemen."Sana güvenmememi söyledi." dedi Eris,meydan okurcasına.Dudağının kenarı da alayla kıvrılmıştı."Allah allah.O niyeymiş." diye karşılık verdi,kaşlarını çatarak Doruk.
Eris bilmem dercesine dudağını büzdü.Doruk gülümseyerek Eris'in yanağından makas aldı.Eris Doruk'un eline vururken Eris'i sahneye çekti Doruk. 'Gitme dur ne olur'çalıyordu. Eris slow danstan nefret ederdi."Bırak kolumu be!Bu şarkıda dans etmem ben."Doruk inadına daha sıkı kavradı Eris'in bileğini."Bak limonlu kekim,bu şarkı ilk dans ettiğimiz şarkı ve bizim şarkımız.Sözlerine kulak assana azcık."Eris gözlerini devirirken bir anda kendisini şarkının sözlerini dinlerken buldu.

YAŞAYAN ÖLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin