Chanyeol, Baekhyun'u defalarca aramasına rağmen telefonu cevap vermiyordu. Onun evine gitmeyi düşündü ama bu zaman kaybı olabilirdi. Verilen adrese gidecekti. Baekhyun orada olabilirdi, belki de başı beladaydı. Arabasını son hızla sürüyordu, trafikteki sürücülerden ne kadar küfür yediği umurunda bile değildi. Adres, ölen kişilerin anısına özel eşyalarının bırakıldığı bir nevi bir mezarlığa aitti. Orada ne bulması gerektiğini bilmiyordu, tek bildiği şey oraya gitmesi gerektiğiydi.
Sonunda oraya ulaştığında arabasından indi ve koşarak içeriye girdi. Birkaç görevli dışında hiç kimseyi göremedi. Camekanlarla çevrilmiş yere baktı, her camın arkasında farklı eşyalar vardı. Camların üzerindeki isimleri okurken gözü tanıdık bir isime çarptı ve o ismi fısıldayarak okuduğunda kalbine giren ağrıya engel olamadı: Park Ji-yeon (7 Haziran 1993 - 16 Haziran 2015)
2015 mi? Chanyeol yazıya gözleri yerinden fırlayacak şekilde bakmaya devam etti. Jiyeon 2014'te ölmemiş miydi ? Chanyeol çıkış yapmadan önce intihar etmemiş miydi? Ya da herkesi kandırmıştı. Öyle sanmalarını istemişti. Jiyeon'un çerçevelenmiş resmine baktı bir süre. Chanyeol ona asla pislik gibi davranmak istememişti, hatta onu sevmişti. Onun ölümünden hep kendini sorumlu tutmuştu ama şimdi onun aslında çok daha sonra öldüğünü öğrenmişti. Bütün bunlar ne demekti? Bir adım daha attığında ayağına çarpan şeyle yere baktı. Camekanlı dolapla yer arasına sıkıştırılmış kalın ve büyük bu zarf Chanyeol'un buraya neden geldiğini açıklamalıydı. Görevlilere çaktırmadan yavaşça yere eğildi, ayakkabısını bağlıyormuş gibi yapıp zarfı tişörtünün içine sıkıştırdı. Son kez Jiyeon'un resmine bakıp arabasına ilerledi.
Arabaya binip zarfı eline aldı. Bu önceki aldığı zarflardan daha büyük ve daha ağırdı. Bu da demek oluyordu ki bu sefer içinde nottan başka bir şey vardı. Merakla zarfı açtı ve içindeki defteri çıkardı. Defterin üzerine küçük bir not yapıştırılmıştı:
"Ah, küçük bir şaka yapmıştım. Merak etme, Baekhyun'a daha sıra var. Önce bazı gerçekleri öğrenmen gerek. Finale Son 2 -Anonymous"
Chanyeol derin bir nefes alıp defteri incelemeye başladı. Bu bir günlüktü, uzun bir günlük. Aşina olduğu yazı şeklini görünce kalbi duracak gibi oldu ve günlüğün ilk satırlarını okudu:
"05/10/2014
Bugün, sahte ölümümden sonra adımlarımı atmaya başladığım ilk gün.
Ben Park Jiyeon.
Ve uzun bir yolculuğa çıkıyorum.
Bana acı verenlere bedelini ödeteceğim; korumam gereken insanı koruyacağım bir yolculuk.
Park Chanyeol.
Onu korumama ihtiyacı var.Bir gün eğer bu günlüğü eline geçirir ve okursan lütfen benden nefret etme sevgilim. "
----
Bir hışımla eve girip hızlıca kapıyı çarptı. Hemen salona geçip bir koltuğa oturdu. Önündeki masaya önce günlüğü koydu. Sonra da bir kağıt ve bir kalem çıkardı. Kendine 'kara liste' hazırlayacaktı. Anonymous olabilecek her kişiyi listeleyecek, Jieyon'un yazdıklarını okudukça da listedekileri eleyerek Anonymous'a ulaşacaktı. Ulaşamasa bile kalan kişiler arasından bir mantık yürütüp onu bulabilirdi. Yazmaya başladı:
Myungsoo
Listenin başına tabii ki de o ismi yazmalıydı.Tao
Neden olmasın? Birbirlerinden her zaman iğrenmişlerdi.Jiyeon
Belki de okuduklarının sonunda Anonymous o çıkacaktı? Her şey olabilirdi.Baekhyun...
Ah hayır, Chanyeol kafasını iki yana sallayıp bu ismin üstünü karaladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonymous
FanfictionAttığın her adımı takip eden, gittiğin bütün yolların peşinden gelen ayak izleri... Bir türlü anlayamadığın, düşündükçe daha da karışan bir belanın içinde olmanın ürkütücü hissi... Peki bunun adı ne? Bu daha da derinlere iten şeyin adı ne? Korku mu...