Sabah sevinçle üzüntü karışımı bir halde koridorlarda sebepsizce dolaşıyordum.Neyi aradığımı cidden bilmiyordum.Ama bir şey beni yürümeye zorluyordu.Sonunda durdum ve eski,kırık ve tahtadan bir kapının öninde durdum.Anlam veremediğim bir güç beni oraya itiyordu.Sanki beni başka birisi kontrol ediyordu.Kapının arkasın da terasa açılan bir kapı duruyordu.Terasta ne olabilirdi ki.
Merdivenlerden yukarı çıktım.Burası gerçekten bir harikaydı.Bir kaç defa daha gelmiştim buraya ama şimdi daha güzel görünüyordu gözüme.Sonra aklıma Alev geldi.Acaba o nasıl bulurdu burayı.Aşşağı indim ve mutfak masasına oturdum.Amacım yemeğimi yiyip Alevlere gitmek ve Alev'e terası göstermekti.Kahvaltıda her zaman ki gibi yumurta,portakal suyu,tost,peynir ve zeytin vardı.Hepsinde ikişer tane yiyip dışarı çıktım.
Alev anlam verememiş gibi yüzüme bakıyordu.Eminim ki gerçekten de vetemiyordu.
Ona terası gösterdim.Bana:
"Burası bizim kinden de güzel" gibi birşeyler fısıldamıştı.O gün hiç bir zaman aklımdan çıkmamıştı.Konuşup kitap okumuştuk.En büyük ortak yanımız diğer kız çocukları gibi oyunlar oynamamaktı.
----- ----- -----
Ertesi sabah ta aynı geçmişti.Yalnız bir farkla.
Sitenin diğer çocukları gelip bize sataşmıştı.Ben Alev'den daha uzun ve daha güçlü olduğum için Alev'i arkama almıştım.Tam o anda Tiki kız İpek beni itmiş ve Arkamda Alev'le yere serilmiştim.Ne kadar ağladım bilmiyorum ama hatırladığım bir şey var.Oda İpek'in abisi Özgür'ün İpek'i kolundan çekiştirerek eve götürmesiydi.Kim bilir neler uydurup anlatmıştır o cadı.Alev beni yatıştırmak için elinden gelen her şeyi yapmıştı ama umutsuz vaka.Sonra Alev yanıma çömelip bana sarılmıştı.Kendimi bir an o kadar iyi hissetmiştim ki anlatamam.Alev şaşkın şaşkın bana bakıyordu:
"Sevgi,gül kokuyorsun.Hemde gerçekten harika bir şekilde gül kokuyorsun."Şaşırmıştım.Tam o anda bende bir şey fark ettim:
"Sende gül kokuyorsun.Nasıl bir şey bu ya."Alev gülümsemişti.Belki de o nasıl olduğunu biliyordu.Ama hiç bir zaman ona soramadım.Onunla yeniden karşılaşmak istiyordum ve ona bunu sormayı gerçekten istiyorum.Gülümsemesi sırıtışa dönüşünce elimde olmadan bir kahkaha patlattım.O kadar komik görünüyordu ki anlatamam.Ondan sonraki günlerimiz de böyle geçmişti.Ancak annemlere bu olayı hiç anlatmamıştım.Saten o cadıyla fazla muhattap olmak istemiyordum.Eminim özür dilettirecekler ve sarılttıracaklar ki ben böyle bir şeyi geçekten istemiyordum.Hep mutluyduk taaki onlar taşınana kadar.Gerçekten çok üzülmüştüm.Ben sonsuza kadar arkadaş olacağız diye sanmıştım.
----- ----- -----
Taşınacakları gün Alev'i gölün yakınında ki yani tanıştığımız salıncağa çağırmıştım.Sesizce oturuyorduk.Ben Alev'e:
"Seni cidden özleyeceğim."dedim.Cevabın gelmesi uzun sürmedi:
"Bende seni özleyeceğim.Biliyor musun seni gerçekten çok seviyorum.Sen benim en iyi arkadaşımsın."
"Bende seni seviyorum benim canım arkadaşım."Dedim.Az sonra Alev'in annesi onu çağırdı.Bende hıçkırarak:
"Seni çok özleyeceğim canım arkadaşım."Dedim.Bana son bir kez sarıldı.İkimizde gül kokuyorduk.Biz sonsuz arkadaşlardık ki gül kokuyorduk.Bu bizim dostluğumuzun simgesiydi.
Eve döndüğümden yatağımın üstün de pembe bir gül duruyordu "Ah Alev" Diye mırıldandım.Sanırım bir daha böyle bir arkadaşım olmayacaktı.
"Belki bir gün yeniden karşılaşırız"Dedim.Şuna bakın on yıl sonra da aynı şeyi düşünüyorum.
----- ----- -----
Selam arkadaşlar işte bir bölümün daha sonuna geldik.Fark ettiyseniz baştan beri Sevgi'nin yirmi dört yaşındaki hali anlatıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Kokusu
Short StoryBir yıldız ve iki arkadaş.Sevgi ve Alev.Sevgi ve Alev çocukluk arkadaşlarıdır.Yıllar sonra birbirlerine yeniden kavuşurlar.Ancak Alev kanser hastasıdır.Sevgi ve Alev'in hikayesi ve onların küçük yıldızı Sevgi Masal.